Ana ve ortak dil Türkçenin Türk kültür ve sanatının farklı coğrafyalarda geliştirilip yaygınlaştırılması için ilmi ve estetik çalışmaların artarak sürdürülmesine karar verilirken, gelenekselleşen ‘Türk Dünyasını Aydınlatanlar’ sempozyumlarının her yıl Türk İslam Dünyasının bir başka bölgesinde gerçekleştirilmesi ve bu çerçevede 2015 yılı Uluslararası Sempozyumunun Özbekistan’da yapılması tavsiye edildi.
Mehmet Akif Ersoy Fikir ve Sanat Vakfı - Kazan Devlet Federal Üniversitesi ve Bağcılar Belediyesi'nin ortaklaşa düzenlediği “Türk Dünyasını Aydınlatanlar Uluslararası Mehmet Akif Ersoy ve Abdullah Tukay” sempozyumu Tataristan’ın başkenti Kazan’da gerçekleştirildi.
Türkiye ve Tataristan’ın yanısıra Azerbaycan, Bosna Hersek, Kazakistan, Kırgızistan, Makedonya, Özbekistan ve Sırbistan başta olmak üzere 16 ülkeden 76 akademisyenin tebliğ sunduğu sempozyum 3 gün sürdü.
Sempozyum öncesinde; Mehmet Rüyan Soydan arşivinden 'Türk Dünyasını Aydınlatanlar Mehmet Akif Ersoy ve Abdullah Tukay Kazan Sempozyumu' özel resim ve fotoğraf sergisi ile Kazan Federal Üniversitesi'ndeki Mehmet Akif Ersoy hatıra köşesinin açılışı gerçekleştirildi.
TATAR BAKAN SİBAGATULLİN:
Sempozyumun açılışında konuşan Tataristan Kültür Bakanı Ayrat Sibagatullin, Türk dünyasının bir bütün olarak kardeş olduğunu vurgulayarak “2013 yılında Türk Dünyası Kültür Başkenti olan Eskişehir’in ardından 2014 Türk Dünyası Kültür Başkenti unvanı Kazan’a verildi. Bu süreci birlikte başarıyla yürüteceğiz” dedi.
BAŞKONSOLOS TUNÇ: İŞTE BİRLİK HEDEFİMİZ DE GERÇEK OLUYOR
Türkiye Cumhuriyeti Kazan Başkonsolosu Sabri Tunç da yaptığı konuşmada; “İsmail Gaspıralı’nın bize çizdiği ‘Dilde, fikirde, işte birlik’ hedefi doğrultusunda ‘İşte birlik’ ayağının da gerçekleştirilmeye başlandığını söyledi. Tunç şöyle devam etti; 'Firmalarımız, Tataristan üzerinden Rusya pazarına açılıyor. Tataristan ile son 10 yılda ekonomik, ticari ve sosyal alandaki ilişkilerimiz iyi bir konuma yükseldi. İnşallah çalışmalarımızla ilişkilerimiz daha da artacak. Tatarların milli bayramlarından Saban Toy şenlikleri Türkiye’de de kutlanıyor. Bu da ilişkilerimizde geldiğimiz noktanın en güzel göstergesidir.”
Yunus Emre Enstitüsü Başkan Yardımcısı Dr. Şaban Çobanoğlu da enstitü üzerine yüklenen sorumluluğun bilincinde olduklarını ve çalışmalarını bu doğrultuda sürdürdüklerini belirtti.
ÇAĞIRICI: TUKAY VE AKİF MİLLİ RUH SAHİBİYDİ
Programda konuşan Türk Dünyası Belediyeler Birliği Başkan Yardımcısı ve Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, Kazan’ın dünyaca tanınmak için her türlü desteği hak ettiğini vurgulayarak;
'Milletlerin tarihinde dönüm noktaları vardır. Bu dönemlerde bazı liderler, şairler, mütefekkirler, sanatçılar ortaya çıkarak tarihin gidişatını değiştirip insanlık tarihinde unutulmayacak izler bırakırlar. İşte bu açıdan bakıldığında Türkiye tarihinde öne çıkanlardan biri Mehmet Akif Ersoy, Tataristan tarihinde ise Abdullah Tukay’dır” dedi.
TUKAY 27 YILLIK ÖMRE ÇOK ŞEY SIĞDIRDI
Belediye olarak Mehmet Akif’e olan vefa borcunu ödemek için pek çok etkinliğin yanısıra Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi ve Tacettin Dergahı Müzesi’ni inşa ettiklerini belirten Çağırıcı, Kültür Merkezi’ndeki kütüphanede Mehmet Akif Ersoy’un tüm eserlerine olduğu gibi onunla alakalı yazılmış olan bütün eserlere de ulaşmanın mümkün olduğunu söyledi.
Çağırıcı şöyle devam etti; “Abdullah Tukay da Mehmet Akif Ersoy gibi milli ruh sahibi idi. Vatanını, halkını, milletini seven bir insandı. Sadece 27 yıla sıkışan kısa hayatında halkının sevgisini kazanmış olan Tukay'ın, 10 yıl bile tutmayan edebiyat kariyerindeki başarısı 100 yıldan beri kabul edilmiş bir gerçektir. Tukay, Osmanlı’nın son dönemlerinde İstanbul’a gelmiş, Osmanlı aydınları ve edipleri ile tanışmış, Türkiye Türkçesi öğrenmiştir. ”
Başkan Çağırıcı, “2011 yılında Abdullah Tukay adına Eyüp’te bir park açılmakla birlikte Ankara’da da bir caddeye onun ismi verilmiştir” dedi.
ÇİFTÇİGÜZELİ: 300 MİLYONUN ORTAK DİLİ ANA DİL TÜRKÇE'DİR'
Sempozyuma başkanlık eden Mehmet Akif Ersoy Fikir ve Sanat Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Mehmet Cemal Çiftçigüzeli, Türk dünyasının sadece yazarları, şairleri, akademisyenleri, fikir adamları değil halkının da birbirine benzediğini belirterek, Abdullah Tukay başta olmak üzere onlarca Türk dünyası sanatçı, yazar, fikir adamı ve alimlerin eserlerinin Türkiye Türkçesine tercüme edilip yayınlandığını vurguladı.
Çiftçigüzeli, Türk dünyasının yeni bir medeniyet tasavvuru ortaya koyması, sanat ve kültür hayatında etkili olması, insan endeksli politikalar üretilmesi gerektiğini kaydederek şöyle devam etti:
'Yani Akiflerin, Tukayların, Hüseyin Cavitlerin, Abayların, Bahtiyar Vahapzadelerin mirası hep böyle yenmemeli, bunların yerinde yeni isimler ve resimler konabilmelidir. Önce değişik lehçe ve şive de olsa; dünya sıralamasında ilk 10 içindeki 300 milyon insanın kullandığı ortak dil, ana dil Türkçedir. Abdullah Tukay’ın deyişiyle ‘Anamın babamın dili / Dünyada çok şeyler bildim senin sayende Ana Dil.’ Çünkü Türk dünyasının insan kaynağı zengindir, aynı yeraltı ve yerüstü kaynakları gibi. AbdullahTukay ve Mehmet Akif Ersoy, Tatar milletinin ve Türk milletinin omurgalarını oluşturan iki önemli isimdir.
Çiftçigüzeli, Mehmet Akif’in başyazarlık yaptığı Sıratımüstakîm ve daha sonraki adıyla Sebîl’ür-Reşad dergisinde Tatar düşünce adamlarının da yazılarının yer aldığını kaydederek “Hacca giden Tatarlar önce İstanbul’a gelip, Sebil’ür-Reşad dergisine uğradıktan sonra Hacca gidiyorlardı” diye konuştu.
PROF. DR. YALÇINTAŞ; 'TÜRK - TATAR KARDEŞLİĞİ DEVAM EDECEK'
Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, Türk Dünyasında birlik ve beraberliğin önemine vurgu yaparak, “Tatar ve Türk milleti kardeş milletlerdir. Bugüne kadar böyle gelmiş ve böyle devam edecektir” dedi.
Tatar akademisyenlerin, 'Türk Dünyasının Ak Sakallı' olarak tarif ettiği Prof. Dr. Yalçıntaş, başta Mehmet Akif Ersoy ve Abdullah Tukay olmak üzere Türk Dünyasını aydınlatan fikir adamları ve alimlerin hayatları ve eserlerini çok iyi anlatılıp eserlerinin yayılması gerektiğini söyledi.
YUSUFOV; 'KÜLTÜR KİMLİK DEMEKTİR'
Programda konuşan Tataristan Federal Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferit Yusufov ise, “Kültür kimlik demektir. Bir milletin kimliği önce dilden anlaşılır, sonra da dindir. İnanç, maneviyat, dil ile korunur. Dil, edebiyat ve tarih, bir halkı millet yapar” değerlendirmesinde bulundu.
BULGAR ŞEHRİNDE TARİHİ YERLERE ZİYARET
İkinci gün Kazan'dan Tatarların yerleşik düzene geçip Müslümanlığı kabul ettikleri Bulgar şehrine gidildi. Türkiye ve diğer 14 ülkeden gelen heyet ev sahibi Tatar heyet ile birlikte Tatarların Müslüman olduktan sonra ilk inşa ettikleri ancak daha sonra Ruslar tarafından yıkılan Ak Mescid'in yerine inşa edilen muhteşem eseri gezerek öğle namazı kıldı.
Namazın ardından Bulgar Tarihi-Mimarlık Milli Parkı yanında yeni döneme ait Kültür Merkezinin konferans salonunda sempozyumun 8. oturumu yapıldı.
Heyetler daha sonra Milli Park alanındaki Bulgar Han Sarayı ve Cuma Camii kalıntılarını gezip tekrar Kazan'a döndü.
Sempozyum, üçüncü gün Kazan Federal Üniversitesinde yapılan 5 oturumun ardından kapanış oturumu ile tamamlandı.
SONUÇ BİLDİRGESİNDE TARİHİ KARARLAR
Konuşmaların sonunda sempozyumun sonuç bildirgesi okundu.
16 ülkeden bilim ve sanat adamının katılımıyla gerçekleştirilen ve 76 tebliğ sunulan sempozyumda, Abdullah Tukay ve Mehmet Akif Ersoy’un yakın tarihin en zor dönemlerinde halklarının geleceğine sahip çıktıkları, hayatlarını halklarına adayan örnek şahsiyetler olarak milletin gönlünde yaşadıkları hatırlatıldı.
Bidirgede; sempozyumda Türk Dünyası aydınları arasında ortak çalışmanın gerekliliği vurgulanırken, bilim ve sanatın her alanıyla, sosyal ve siyasi alanlarda işbirliğinin lüzumu belirtildi.
Başta Abdullah Tukay ve Mehmet Akif Ersoy olmak üzere Türk Dünyasını aydınlatan; Abdürreşit İbrahim, Halim Sabit, Yusuf Akçura, Musa Carullah Bigi, Rızaeddin Fahreddin, Şehabettin Mercani, Sadri Maksudi Arsal, Ayaz İshaki, Alimcan İdrisi ve Musa Akyiğitzade gibi aydınların araştırılarak ilmi ve kültürel toplantılarla tanıtılması kararlaştırılırken;
Mehmet Akif Ersoy’un diğer eserlerinin ve Safahat’ın Tatarcaya çevirilmesiyle Abdullah Tukay’ın eserlerinin Türk Dünyası Edebiyatına aktarılması için çalışılması kararlaştırıldı.
Bildiride; Türk Dünyası aydınları arasında rahat iletişim kurulması açısından bir internet ağının oluşturulması kararı da alındı.
Ana ve ortak dil Türkçenin Türk kültür ve sanatının farklı coğrafyalarda geliştirilip yaygınlaştırılması için ilmi ve estetik çalışmaların artarak sürdürülmesine karar verilirken, gelenekselleşen ‘Türk Dünyasını Aydınlatanlar’ sempozyumlarının her yıl Türk İslam Dünyasının bir başka yöresinde tekrarlanması ve bu çerçevede 2015 yılı Uluslararası Sempozyumunun Özbekistan’da yapılması tavsiye edildi.