Tarih: 06.06.2014 12:32

LYS'ye Doğru Ailelere Öneriler

Facebook Twitter Linked-in

 Ergenlik dönemi ile sınavlar birleşince
Özellikle çabuk kızma, şiddetli kızma, öfke patlamaları, aldırmama, yabancılaşma, içe çekilme, aile dışına yönelme gibi durumların ergen psikolojisi üzerinde pek çok olumsuz etki yaratıyor. Uzman Psikolog Mahir Efe Falay, bunların dışında bu dönemdeki çoğu kontrol edilemez hormonal değişikliklerin, bu yaş dönemindeki kişiler için hayatı daha da zorlaştırdığına dikkat çekiyor. Falay, “Duruma bir de onların açısından bakın; bu gençler 3-4 sene öncesine kadar daha çocuktu. Sonra 13 yaşınıza giriyorsunuz ve (erkekseniz) tüyden bir bıyık başlıyor, sesiniz değişiyor, saçlarınız kötü kokuyor ve üstüne sizden beklentiler artıyor. Daha olgun davranmanız, üstlendiğiniz sorumlulukların tam anlamıyla hakkını vermeniz bekleniyor… Veya aynı yaş giren bir kız çocuğusunuz bedeninizin başkalaştığını, göğüslerinizin büyüdüğünü, kalçanızın belirginleşmeye başladığını yaşıyorsunuz. Boyunuz uzuyor, regl olmaya başlıyorsunuz… Ve üstünüze bir sürü yeni sorumluluk ve roller ekleniyor… Objektif olursak çoğu hoş veya kolay kabul edilebilir değişiklikler değil. Ama gerçek bu ve tüm çocuklarımızın ergenlik dediğimiz dönemde yaşadıkları da bu. Tüm bunların yanında bu gençlerimizin omuzlarında okulda ve sınavlarda onlardan beklediğimiz başarıların beklentisinin de ağırlığı var” diyerek aileleri empati yapmaya ve çocuklarına karşı daha anlayışlı olmaya çağırıyor. 

 

“Sen karışma, bu büyüklerin işi” demeniz, onun ruhunda yara açabilir.
Her şeyden önce LYS’ye girecek öğrencilerin hala ergenlik döneminde olduğu unutulmamalı diyen Uzman Psikolog Falay, “O, çocuk ya da yetişkin değil; arada bir yerde. Onunla tüm iletişimimizi bu gerçek üzerinden kurmalı, gerçekçi olmayan yerlere sapmamalıyız. Bu tür sapmalar, “çocukluk yapma” veya “sen karışma, bu büyüklerin işi” gibi çıkışlar, onun ruhunda yara açabilir. Çünkü bir yanda çocukluğun konforlu yaşamını içten içe arzulayan, diğer yanda da olabildiğince çabuk büyümek isteyen bir genç var karşımızda” sözleriyle ergenlik döneminin getirebileceği ikilemlere dikkat çekiyor.


Başarı mı, mutluluk mu?
 “Sınavda başarı her şey demek değil” görüşünü savunan ve “başarı” kavramının göreceli olduğunun altını çizen Falay, “Tüm gençler parmakla gösterilen bir mesleğin mensubu olmak zorunda değildir. Günümüzde henüz isimleri çok duyulmamış ama gelecek vadeden çok sayıda meslek bulunuyor. Çocuğunuz sizin ideal olarak gördüğünüz belki de kendinizin olmak isteyip de olmadığınız kişi  olmak zorunda değildir. ‘Ama en iyi meslekler onlar’ diyebilirsiniz. Ben de cevaben derim ki: Çocuğumuzun mutluluğu pahasına mı?” sözleriyle anne babalara bu başarı kavramını tekrar sorgulayabilmeleri için bir pencere açıyor.

 

Sınav kaygısı için “en güçlü kalkan”
“Mutluluk, ergen dönemdeki kişiler için ‘istediği kişi olabilmesi’nden geçiyor diyen Uzman Psikolog Mahir Efe Falay,  Zorla aldırılmış kararların, kişinin hem “kendilik” algısını darbelediğini, hem de mutluluk yolunda bir engel olarak karşısına çıktığını ifade ediyor. Falay, bu durumun gelecekte, ailesine veya o dönemdeki en baskın figüre karşı duyulan öfke, nefret, kin olarak ortaya çıkabileceği konusunda da aileleri uyarıyor: “Bu önemli bir sınav ama hayatındaki tek sınav olmayacak. Bir yükseköğretim kurumuna girerse karşısına başka başka sınavlar çıkacak. Sınava girecek olan öğrencilerimize şu aşamada verebileceğimiz en büyük destek ‘onları oldukları gibi sevdiğimizi’ hissettirmek. Unutmayın, bu yaklaşım öğrenciyi sınav anında yakasına yapışacak olan “kaygıya” karşı koruyacak en güçlü kalkanlardan biri olacaktır.” 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —