Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Algoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Avni Babacan, Türkiye'de ağrı kesici kullanımının bilinçli olmadığını belirterek, 'Halen insanlar, ağrı kesicileri, kabul günlerinde şeker ikram eder gibi birbirler
Ağrının önemsenmesi gereken bir şikayet olarak ele alınması gerektiğini vurgulayan Babacan, ''bu ilaç ağrıyı hemen keser'' denilerek önerilen her ilacın da kesinlikle kabul edilmemesi gerektiğini kaydetti.
Babacan, zamanında tedavi edilmediğinde beyine sürekli giden ağrı sinyallerinin yer işgal ederek 'ağrı hafızası' oluşturacağını belirterek, 'O nedenle her türlü akut ağrıyı tedavi etmek durumundayız. Tedavi edilmezse, durmadan beyine gelen sinyaller, ağrı hafızası oluşturacak, yani ağrı kronikleşecek' diye konuştu.
Gazi Üniversitesinde, 2012'de yaptıkları bir araştırmada insanların ağrı çekerek yaşadıklarını tespit ettiklerini belirten Babacan, şunları kaydetti:
'Çalışmaya katılanların istirahatte bile ağrı skorlarının yüksek olduğu, hastane şartlarında yataklarında bile ağrı çektikleri ortaya kondu. Dolayısıyla ağrı genel anlamda organizmanın bio-psiko-sosyal denge ve uyumunun bozulduğunun bir göstergesidir.'
Prof. Dr. Babacan, toplumda en çok bel ağrısı yaşandığını, bunu sırasıyla bacak, sırt ve baş ağrılarının takip ettiğini belirterek, şunları söyledi:
'Kronik ağrı bir hastalıktır, hiçbir zaman bir semptom değil bir sendromdur, yani bir hastalıklar grubudur. Ağrı vücutta bir alarm işareti, bir şeylerin yolunda gitmediğinin göstergesidir. Ama bu alarm görevini vücutta yapmayıp da vücuda zarar verir hale geldiği zaman, geçmeyen baş, bel ve boyun ve kanser ağrıları gibi, ciddi bir problem olarak karşımıza çıkıyor. Hem ekonomik problemler yaratıyor, iş gücü kaybından tutun da maddi zararlara kadar, hem de insanların psikolojisini, moralini bozuyor.'
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.