Tarih: 05.09.2014 14:15

Çiftçiler Bilgilendirildi...

Facebook Twitter Linked-in

 Silivri Belediyesi 2.Tarım Fuarı’nın ikinci gününde de Trakya’da Tarım konulu Panel Programı devam etti. Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Görevlisi Yardımcı Doçent Doktor Devrim Oskay, Marka Tarım Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Argun ve Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü Üyesi Yardımcı Doçent Doktor Sheida Daneshvar’ın konuşmacı olarak yer aldığı panelde, Arı Yetiştiriciliği, Alım Garantili Enginar Üretimi ve Yetiştiriciliği ile mikro çoğaltım yöntemleri konuları konuşuldu.



OSKAY; “BAL ARILARI BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ”

Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Görevlisi Yardımcı Doçent Doktor Devrim Oskay, Arı Yetiştiriciliği konusunda gerçekleştirdiği konuşmasında şunları söyledi; “Hastalıklara karşı dirençli bal arıları yetiştirmek istiyoruz. Özellikle dünyamızda ve ülkemizde koloni kayıpları yoğun bir şekilde yaşanmaya başladı. Bunun arkasında çeşitli nedenler var, bu konular üzerinde çalışmalar yaparak üreticilerimize ve ülkemizdeki bilimsel alt yapıya katkılar sunmaya çalışıyoruz. Ülkemizde bal arısı sadece sokması ve bal üretmesiyle bilinir. Ancak son 10 yıldır yapılan çalışmalarda bal arısından üretilen ürünlerin 100 katı kadar ülkede, tozlaşmada faydası olduğu biliniyor. Bal arıları bitkiden bitkiye giderek tozlaşmasını sağlıyor ve üründe de yaklaşık % 40 ile % 70 arasında bir artışa sebep oluyor. Bu sebepten bal arıları bizim için çok önemli. Polen, bal mumu, propolis, arı sütü ve arı zehri bal arılarında elde ediliyor. Bunlar insan beslenmesinde çok önemli, çeşitli hastalıklar bunlarla tedavi edilebiliyor. Dünyada Türkiye’nin yerine baktığımızda yaklaşık 6 milyon koloni ile Çin’den sonra 2. sırada bulunuyoruz. Neden bu kadar çok fazla bal arısı kolonisi var? Çünkü Türkiye’de iklimler çeşitlilik gösteriyor. Bu da bitki çeşitliliğine ve buna bağlı olarak da arı çeşitliliğimizin farklı olmasını sağlıyor. Dünya genelinde yaklaşık 24 tane arı ırkının 5 tanesi ülkemizde bulunmaktadır.”



ARGUN; “ENGİNAR PAZAR SIKINTISI OLMAYAN BİR SEBZE”

Alım Garantili Enginar Üretimi ve Yetiştiriciliği konusunda konuşma yapan Marka Tarım Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Argun; “Enginar dünyada kabul edilmiş, en faydalı altı sebzeden bir tanesi. Enginarın karaciğer yapılanmasında, yeniden canlanmasında çok büyük bir payı bulunmaktadır. Bunların yanı sıra enginar yem ve kozmetik sanayinde kullanılan yan üründür. Türkiye’de 2 tane cinsi bulunmaktadır. Sakız ve enginar cinsi, hibrit cinsi ve Kıbrıs enginarı vardır. Toplam dört tane pazarda görebileceğimiz enginar çeşidi bulunmakta. Bunların görüntüleri de doğal olarak birbirlerinden farklıdır. Enginarın kullanım alanlarına baktığımızda, genelde 3 şekilde kullanılıyor. Ege bölgesi hiç soymadan içini doldurarak enginar dolması yapıyor, konserve yapılarak marketlerde satılıyor, endüstriyel olarak da otellerde, restoranlarda dondurulmuşu satılıyor. Enginarın yetiştirilmesinde belli bir iklim ihtiyacı olmaktadır. Baktığımızda Türkiye’de Ege Bölgesi yoğun olmak üzere, Doğu Marmara ve Akdeniz’ de üretimi yapılıyor. Çok yıllık bir bitki, fideyi ektikten sonra 7-8 yıllık bir daha ekmemek üzere ürün alabiliyorsunuz. Enginarın büyüme dönemi 8-9 aydır, 2 ayda bir dinlenme süreci bulunmaktadır. Ekolojik özellikleri enginar serin mevsimde yetişen bir sebzedir, çok soğuk ve sıcaktan hoşlanmaz. Pazar sıkıntısı bulunmayan enginarın üretimini çiftçilerimize de öneriyoruz” dedi.



DANESHVAR MİKRO ÇOĞALTIM ÇALIŞMALARI HAKKINDA BİLGİ VERDİ

Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü Üyesi Yardımcı Doçent Doktor Sheida Daneshvar; “Mikro çoğaltım yöntemleri aslında sizlerin yaptığı işlerin, daha hızlı, biraz daha hareketli şekilde yapmaya çalışıyor. Mesela diyelim bir yerli çeşidiniz var ve bunu çok seviyorsunuz ve onu kaybetmek istemiyorsak onları koruyalım, onları kaybetmeyelim. Gidip hibrit çeşitleri veya yurt dışından başka çeşitler getirmeyelim. Kendimiz üretmeye çalışalım çeşitlerimizi. Küçük bir laboratuvarla, serayla iklimlendirerek kontrollü bir şekilde aynı çeşidi bölgemize geri kazandırabiliriz. Bilgimiz var olan bir bitkiyi, o bitkinin herhangi bir bölgesinden çok küçük bir parçayı alarak büyütmeye çalışmak! Toprak olmadan büyütmeye çalışıyoruz. Bir yapraktan size 20 bitkiye kadar üretebiliyoruz. Sonrası iklim dolaplarımızda, kontrollü koşullarda her şeyini kontrol ederek büyütmeye çalışıyoruz. Mikro çoğaltım çalışmaları Avrupa’da başlayıp ticari üretim amaçlı Amerika, Avustralya, Hindistan, Çin’de de başlayarak ardından iyi paralar kazanılmıştır. Türkiye’deki birkaç şehirde bu çalışmalar yapılıyor, mesela Mersin’de muz, Lüleburgaz’da anaç fidan üretilerek ticareti yapılıyor. Silivri’de de Algen isimli bir firma fidan üretimi yaparak bu doğrultuda çalışmalarını sürdürmektedir” şeklinde konuşarak, mikro çoğaltım konusunda üreticileri bilgilendirdi. Silivri Belediyesi Strateji Geliştirme Müdürü Ömer Sebahattin Çetin, konuşmacılara plaket takdim ederek panele katılımları için teşekkür etti. 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —