Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu’nun 2007 yılında başlattığı “Bu sabah komşunuza SELAM verdiniz mi?” kampanyasını, Bahçelievler’de 40 yıl ikamet eden Başbakan Ahmet Davutoğlu da Türkiye genelinde başlattı.
Geleceğimiz Sağlam
“Ben komşuluk ilişkilerinin, komşuya olan saygının, sevginin, Tavukçu Deresi projesi kadar önemli bir proje olduğunu sık sık söylüyorum” diyen Develioğlu, “Onun kadar para istemeyen bir proje bu. Ama bu dönüşümü mutlak suretle sağlamamız lazım. Bunu herkes yapmalı. Herkes “Tamam, Doğrudur” diyor. Ama yapma noktasına gelindiği zaman, biraz geri adım atılıyor. İnsan çok önemli bir varlık. Yedek parçası yok, birinin yerine koyabileceğin başka bir varlık yok. Birey olarak yok. Ama toplum bireylerden oluşuyor. Toplumun ve bireyin hakkını bire bir korumamız gerekiyor. Bizim de “komşusu açken, kendisi tok yatan, bizden değildir” diye bir örfümüz vardır. Biz böyle bir gelenekten geliyoruz. Bu ilişkilere bana ne mantığıyla bakarsak, nereden nereye geldik diye, kendimize bir sormamız gerekiyor. Bu çok uzun bir süreçten gelen bir şey değil. Çok iyi ilişkiler varken, bir anda başka bir yere geldik. İşte burada birilerinin direnmesi gerekiyor. Yapsınlar, bende yaparım demek olmuyor. O birileri, kim duyarlılık gösteriyorsa, o olmalı. Başkalarından beklememeliyiz. O birisi ben olmalıyım, o birisi sen olmalısın. “Ben mi düzelteceğim” dememek lazım. Önce kendimiz yapacağız. Bu felsefeyi her yerde ortaya koymamız gerekiyor. Burada önce ben diyebiliyorsak, her şey düzelir” ifadelerini kullandı.
“Çanakkale’de, Dumlupınar’da savaşan atalarımız “bir tek ben varım, başka kimse yok” deyip savaşa gitmiş” diyen Develioğlu, “Şayet birileri gitsin deselerdi, biz bugün bu topraklarda özgür bir şekilde yaşayamazdık. Bizim geleneklerimiz Çanakkale’ den, Dumlupınar’dan geliyor. Bu toplumsal olayların olduğu her yerde olabilecek bir şey. Birisi yere düştüğünde siz elinizi uzatıp, onu kaldırabiliyorsanız, bu toplumun sırtı yere gelmez. Fatih Sultan Mehmet İstanbul’un fethinden önce çarşıya çıkıyor. Elinde liste bir esnafa gidiyor “Şu listedeki on maddeyi istiyorum” diyor. Esnaf bakıyor ve birinci madde yazanı veriyor. “diğerlerini neden vermedin” diyor. Esnaf “Ben bugünkü rızkımı kazardım, komşum bugün siftah yapmadı ona gidin” diyor. İkinci esnafa da gidiyor aynı şeyle karşılaşıyor, üçüncü, dördüncü esnaflarda da aynıyla karşılaşınca dönüp Lala Paşa’ya “Birbirini böyle seven, böyle imanlı bir milletle, değil İstanbul’u, bütün Dünya’yı fethederim” diyor. Bu çok önemli bir mantık. İşte bu sevgiyi oluşturmamız lazım. Bizi bölüp, parçalamak isteyenler, aramızdaki sevgi bağını yok etmeye çalışıyorlar. İnsanlar arasında elbette çeşitlilik olacak. Maalesef sevgi ve saygının olmamasını, meziyet gibi gören insanlarımız var veya buna inandırılmış insanlar var. Buna bir kişi de olsa müdahale etmek zorunda. O birlerden sonra topluluklar oluşur. Bizler de bu pankartları asıp, insanların birbirlerine güler yüz göstermelerini sağlamak istedik. Büyükşehir’de hayat zor. Herkes asık suratla geziyor. İnsanlar selam verirken, azıcık güler inşallah, diyoruz. Ve bu da bir başlangıç olur, inşallah” diye konuştu.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.