Halk arasında ‘şeker hastalığı’ olarak bilinen diyabet, dünya genelinde artmaya devam ediyor. Ama hayat boyu sürebilen bu hastalık, birçok kişi tarafından yanlış biliniyor. Durum böyle olunca da doktorun bilinçlendirmediği hastaların
“Diyabet hastası meyve yememeli”
· Diyabetteki doğru bilinen yanlışların en önemlisi beslenme ile ilgilidir. Hastalar bazı meyvelerin yasak olduğunu düşünüyor. Bize gelip hangi meyveleri yemem gerekiyor diye sorduğunda, biz her meyveyi yiyebilirsiniz dediğimizde şaşırıyorlar. Örneğin; muz çoğu hasta diyabet olduğu için muz yemekten kaçınıyor. Bu seferde hastalar almaları gereken vitaminleri almamış oluyorlar. Biz beslenmede çeşitlilik olması gerektiğini ifade ediyoruz. Tek yönlü beslenme olmaması gerekiyor. Bir ömür sadece elma ile geçmez. Bir gün elma tüketiyorsak, diğer gün muz, diğer gün farklı bir meyve tüketebiliriz. Her meyveden diyetisyen ya da doktorun önerdiği miktarda tüketilmelidir.
· Her diyabet hastasının evinde mutlaka mutfak terazisi olması gerekiyor. Bayanlar günlük 200 – 250 gram meyve yemesi gerekiyor. Gün içerisinde yenilen meyve, herhangi bir meyve olabilir. Günlük meyve tüketim hakkını sadece muz olarak kullanması doğru değildir. Çeşitlilik sağlanması gerekir.
“Pasta tüketmek şeker hastasına yasaktır”
· Diyabetlilerin yaptığı yanlışların bir diğeri ise genellikle hastaların aşırı gıda tüketmelerinden kaynaklanmaktadır. Hiç bir zaman hastaya tatlı ya da pasta yemeyin gibi bir durum yoktur. Diyabet hastaları belirli günlerde ve zamanlarda, belirli miktarda pasta yiyebilirler. Diyabet hastası olan kişi, doğum gününde az bir miktarda yaklaşık 80 gramlık bir pasta yiyebilir.
“Mutlaka diyabetliler vitamin takviyesi kullanmalıdır”
· Vitamin takviyeleri doktora bırakılmalı, doktorun yaptığı ölçümler sonucunda kullanılmalı. Vitaminleri faydalı gibi görmemek gerekir, vitaminler gereklidir. Gerekli ile faydalıyı hastanın ayırması gerekiyor. Gereklilik arabaya benzin koymak gibidir, benzin koymazsanız araba gitmez. Vitaminde öyledir, vücudunuzda olması gerekir ancak fazlasının da faydası yoktur aksine zararı vardır.
“Şeker hastası hamile kalamaz”
· Diyabet olanlar hamile kalamaz gibi bir düşünce doğru değildir. Her sağlıklı kadın gibi diyabetli kadınlarda rahatlıkla hamile kalabilir. Ancak anne olmak isteyen diyabetli kadınların, hamile kalmadan önce doktor kontrolünden geçmesi gerekir, kan şekeri iyi gittiğini bilmesi gerekir. Düzenli bir diyete ve gebelik için uygun bir ilaç tedavisine geçmesi gerekir. Çünkü bazı ilaçlar gebelik esnasında kullanılmaz.
“Çocuğumda mutlaka diyabet olur”
· Tip 1 diyabette böyle bir risk yoktur, çünkü kalıtsal olan bir hastalık değildir. Genellikle gençlerde olan bir hastalıktır. Tip 1 diyabet, insülin ile ilişkili olduğunda kişi insülin tedavisi görür. Bu hastalığın çocuğa geçme gibi bir durumu yoktur. Ancak hastada Tip 2 diyabet varsa, yenidoğanda diyabet görülmese de ilerleyen dönemlerde bu tarz bir risk vardır.
“İnsülin kullanımı bebeğime zarar verir”
· İnsülin kullanımı rahim duvarından geçemediği için bebeğe herhangi olumsuz bir etkisi yoktur. Bebeğe annedeki hiç bir hormon geçmez, insülin kullanımı tamamen annede kalır. Gebelikte bazen ilaç kullanımı da yapılıyor. Bu ilaçların da tamamen bebeğe geçmeyen türde olmasına dikkat ediyoruz. Zaten şeker düşürücü haplar bebeğe geçtiği anda sağlıklarını etkiler. Plasenta dediğimiz, anne rahmi ile bebek arasındaki kan alışverişini sağlayan bariyer vardır. Her maddenin geçişine izin verilmez, bu nedenle de herhangi bir zararı yoktur.
“İnsülin iğne uçları değiştirilmeden bir kaç gün kullanılabilir”
· İğne uçları her kullanımda değiştirmek gerekir. Ancak bazı hastalarımız tutumlu olduğundan ötürü aynı uçları bir kaç gün boyunca kullanıyorlar. Bu doğru bir yaklaşım değildir. Çünkü bu ince olan iğne uçları birinci batırmadan sonra yamulmaya başlarlar. Bir kaç kullanımdan sonra bu uçlar balık oltasına dönmeye başlarlar. Gözle görülmeyen yamulmanın oluşması sonrasında hasta hem insülin uygularken canı daha fazla acır hem de kanamaya ve enfeksiyon riskine yol açar. İnsülin protein yapısında bir madde olduğu için, iğne ucu orada takılı kalırsa ya da bakteriler yerleşirse, asıl kalemin içerisinde bakteriler geçerek ilacın kalitesini de bozabilir. Deride de oluşan bakteriler, enfeksiyona neden olarak, insülinin uygulanacağı alanı kısıtlar. Bu nedenle iğne uçları her kullanımdan sonra mutlaka değiştirilmeli.
“Tip 2 diyabet hastaları ömür boyu insülin kullanır”
· Tip 1 diyabet olan hastalarımızda, eğer diyet gibi çeşitli faktörler ile şeker iyi seviyelerde ise sadece insülin kullanımında doz azaltılabilir. Tip 2 diyabet hastalarında ise hastanın gidişatına bağlı olarak insülin kullanımı azaltılabilir ve kimi zaman insülin kullanımı tamamen bırakılabilir.
DİYETİSYENDEN YEMEĞİ DEĞİL
YEMEK YAPMAYI ÖĞRENİN
Diyabet hastalarının dikkat etmesi gerekenler:
· Hastalar mutlaka öncelikle doktora gittikleri zaman eğitim alıp almadıklarına dikkat etsinler. Bu hastaların özellikle kan şekeri eğitimi, evde nasıl takip edeceklerini, bilmeleri gerekiyor.
· Yaşam tarzının tamamen değiştirecek diyabet hastalarının iyi bir diyetisyen bulmaları gerekir. Ancak diyetisyen ile sürekli birlikte olmak ya da sürekli beslenme listesi almak yerine onlardan yemek yapmayı öğrensinler. Kısa süreli çözümlerde diyetisyenlerden liste alınabilir. Uzun süreli çözümlerde ise diyetisyenden porsiyon nedir, bir porsiyonda neler olması gerekir, bir dilim nedir gibi temel bilgileri öğrenmesi gerekir.
· Günlük yaşantınızda sıkça tükettiğiniz besinler aslında çok da masum olmayabilir. Kuru fasulye pilav ve hoşaf güzel bir öğün gibi gelse de bir şeker hastası için hiç sağlıklı olmayan bir mönüdür. Ama en çok biz bu hastaların kuru fasulye yemelerini öneriyoruz. O zaman hastalar kuru fasulye yerken yanına pilav ve hoşaf yerine salata ve yoğurt yiyerek dengeli ve sağlıklı bir mönü haline getirmiş olurlar.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.