Çocuklarımıza değer vermeliyiz

‘Bir insanı koruyarak, Allah’ın emanetini korumuş oluruz’

Her bin insanın değerli ve anlamlı olduğunu söyleyen Saliha Erdim, Peygamber Efendimiz (sav) buyuruyor ki; “Bir kimseyi küçümsemek, hakaret etmek, aşağılamak kimseye düşmez.’

Kendi yanlışımızdan dolayı biri bize karşı iyi değilse önce kendimizi düzeltmeliyiz. Bizle ilgisi yoksa Allah’ım sen onu kurtar diye dua etmemiz gerekir. Hangi durumda olursa olsun insanlara iyilikle şefkatle davranmak zorundayız. İnsan önemlidir çünkü onun sahibi önemlidir. İnsan değerlidir çünkü sahibi bizim en değerlimizdir. İnsan özeldir çünkü her birimizden ikinci bir tane yok. İnsanın motive olmaya, neşelenmeye ihtiyacı var. Birbirimize güzel yaptığımız şeyleri söylemeliyiz. Kek yaptıysa kekin ne güzel olmuş, kıyafeti güzelse ne güzel olmuşsun dememiz gerekirken eksiklerini sıralıyoruz. Bu dünyayı güzel yaşamaktır asıl olan.” dedi.

‘Anne- baba olmak saygı duyulması için yeterli değildir’

Ayet ve hadisler ile de konuya örnekler veren Saliha Erdim, “Allah (c.c) ‘Ey Habibim eğer sen yumuşak huylu güzel sözlü olmasaydın dağılır giderlerdi’ diyor. Peygamber olmasına rağmen Hz. Muhammed güzel sözlü olmasaydı Müslümanlar dağılırdı. Anne-baba da güzel sözlü olmalı. Anne-baba olmak saygı duyulması için yeterli değildir. Saygı için değer vermek gerekir.” dedi.

‘Çocuk kime yakınsa ona benzer’

Saliha Erdim çocukların anne baba yanında büyümesi gerektiğine vurgu yaparak şunları söyledi; “Yıllar önce eşimin görev yaptığı yerde bir program sırasında öğrencilerinden birinin davranışları ilgisini çekmiş, çocuk havlıyor, dil çıkartıp garip hareketlerde bulunuyormuş. Program bitince eşim kızın ailesine sormuş bu çocuk neden böyle diye. Aile, çocuk evlatlık olduğu için durumu öğrenmesin diye insanlardan uzak şekilde bir villada büyütmüş çocuğu bir de köpek almışlar. Çocuk köpekle büyümüş ona benzemiş, sevinince havlıyor zıplıyor. Çocuk kimin yanında büyürse ona benzer.”

‘Çocuklarımıza insani özellikler kazandırmalıyız’

Erdim; “Çocuklarımızın bedenen yakınımızda olması yetmez. Duygu olarak da yakın olmalı. Çocuk ders çalıştıkça değerli olduğunu sanıyor. Anne- babanın senelerce ders çalış diyerek dayatmasından sonra çocuk iyi bir okula gidip iyi bir meslek ediniyor. Ama aile yok bu hayatın içinde.

Çocuklardan birine sordum neden mutlu olursun diye ders çalışmaktan dedi. Neden ders çalışmak seni mutlu ediyor dedim. Annem o zaman mutlu oluyor dedi. Öyle anne-baba olalım ki çocuğumuzun namaz kılmasından, dürüst olmasından, doğruyu yapmasından mutlu olalım. Hangi insani özellikleri çocuklarımızın zihnine koyuyoruz. Zihnimizde bir çocuk algısı var çocukları o kalıba sokmaya çalışıyoruz. O kalıptan doğru adam çıkmıyor. ‘ dedi.

Saliha Erdim, söyleşinin sonunda katılımcıların sorularını yanıtlayarak, sohbet etti.