Tarih: 20.11.2014 10:58

Felsefe hayatı anlama ve anlamlandırma sanatıdır

Facebook Twitter Linked-in

 Dünya problemlerine felsefe ile de bakabilme bilincinin yaygınlaştırılması amacıyla UNESCO'nun 2002 yılından beri düzenlediği Dünya Felsefe Günü, her yılın Kasım ayının 3. Perşembe günü kutlanıyor.

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı ve Felsefe Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Adnan Ömerustaoğlu, felsefenin insanın zihin dünyasındaki gelişime paralel geliştiğini vurgulayarak felsefe disiplinine verilen önemin son yıllarda arttığını söyledi.

Felsefe, eşeleme, deşeleme, derinleşme işidir..

Felsefenin, eşeleme, deşeleme ve derinleşme işi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Adnan Ömerustaoğlu, felsefeyi zihin konforunun bozulması olarak tanımlayarak “Felsefe, bilinci hücreye hapsetmemektir, aklı hesaba çekmektir” dedi.

Felsefi bir düşüncenin bir toplumda gelişmesi için rasyonel düşünen insanların çoğunlukta olması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Adnan Ömerustaoğlu felsefenin tarihsel geleneğinde de görüldüğü üzere felsefenin birçok aşamadan sonra ortaya çıktığına dikkat çekti.

Hayatı sorgulayan disiplin

‘Felsefe her şeyden önce hayatı sorgulayan bir disiplindir.’ diyen Prof. Dr. Ömerustaoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

‘Felsefe için hayatı anlama ve anlamlandırma sanatıdır diyebiliriz. Analitik, sorgulayıcı ve eleştirel bir bakış açısı takınarak hayata bakar. Bu bakış ise insanı hayatı daha anlamlı yaşamasını sağlar. Hayatın sorgulanması diğer anlamda bireyin kendisini sorgulaması anlamında gelir. Kendisini sorgulayan, anlam arayışını önceleyen bireyler yaşama katkı sunan, değer ve bilgi üretirler.

Felsefe hayata dair hemen her konuda söz söylemeyi içerir. Felsefenin olaylar ve olgular karşısındaki sözü en derin düşüncenin ürünüdür. Bir şeyin felsefesinin olması demek o konuda etraflıca düşünüldüğü, o konunun sağlıklı bir şekilde temellendirildiği anlamına gelir. Felsefi temellendirmeden yoksun olan, derin düşünceden uzak olan her şeyin menzili kısa demektir.’

Zihin konforunun bozulmasıdır felsefe…

İnsan zihni belirli kalıplar içinde düşünmeye alışmışsa o kişinin farklı bakışlar ve sorgulamalara yönelmesi çok kolay olmayacaktır. Kalıp içinde kalır. Onun içinde debelenir. Kavramsal çerçevenin dışına çıkamaz, bu defa alternatif kavramsal paradigmalar ortaya koyunca da zihin konforu bozulur. Kişinin yeni durumlara ait yeni bir düşünce faaliyetine geçmesi gerekir. Düşünme bir geleneğe bağlıdır. Düşünme geleneğiniz varsa düşünme faaliyetinden keyif alırsınız ama yoksa konforunuz bozulur. Şöyle söylemlere muhatap oluruz çoğu zaman çok okuma kafayı bozarsın, çok düşünüyor sıkıntı çıkaracak, delirecek gibi ifadeler… Oysa ki düşünme, araştırma, öğrenme ve bilme insanın en temel özelliği. İnsanı diğer canlılardan ayıran da bu değil mi? Bu özellikleriyle insan farklılaşıyor.

Felsefe hayatın kendisini sunar

Felsefe hayata dair düşünce sunar. Bu düşünce görüş çeşitlilikleri içerir. Farklı görüşler çerçevesinden hayata dair gerçekleri görme imkanları sunar. Farklı düşünenlerin bir arada yaşayabilmelerine katkı sağlar. Hayata anlam katar. Anlamlandırma çabasında bireyin en derin manaya ulaşmasına yardım eder. Üretimi esas alır, durağanlık değil süreklilik ve tamamlanmamışlık vardır. Soru sormayı öğretir. Hayatı ve bireyin kendisini sorgulamasının metodlarını öğretir. Toplumsal barış ve huzurun imkanları konusunda düşünsel veriler sunar. Kısacası aslında hayatın kendisini sunar.’

Felsefe dünya sorunları için çözüm üretmeli

Dünya sorunları karşısında felsefenin çözüm üretmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Ömerustaoğlu, felsefi danışmanlığın önemine de dikkat çekti.

‘Ben felsefenin hayata değmesinden yanayım yani dünya sorunları karşısında felsefe çözüm üretmeli, aklın en derin kaynağı olarak burada felsefeden yararlanmalıyız. Felsefi danışmanlık, bu anlamda bireysel olan bir hizmeti bir terapi hizmeti olarak sunabilir. Özellikle burada bireyin varoluşsal sorunla başa çıkmasında, onların üstesinden gelebilmesi, onları karşılayabilmesi ve onlar karşısında aslında kaybolmaması ezilmemesi gerekiyor. Buradaki mesele bunu nasıl yapacak, bir anlam verme olayı var, bir anlama olayı var.

Zihinde mutlu olmayı üretebiliriz

Bu bir sorgulama meselesi çünkü dünyada bizim gördüğümüz gibi olmayabilir her şey. Herşeyin farklı görünmesi mümkündür. Her zaman seçenek vardır. Mağlup olma, tükenme, isteksizlik mutsuzluk aslında bizim zihinden ürettiklerimizdir. Biz zihinde bunları üretiyoruz. Zihinde bunları üretmek yerine mutlu olmayı üretebiliriz. Herşeye rağmen yaşamayı biz yeniden üretebiliriz hatta kendi yaşamımızı kendimiz inşa ederiz. ‘




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —