‘ŞEHZADELER TASAVVUF İLMİYLE YETİŞTİRİLİYORDU’
Günümüzde televizyonların, gazetelerin sert diline dikkat çeken Bahadıroğlu, Osmanlı zamanında tasavvufla yüreklerin yumuşatıldığını ifade etti: “Sadece maddi büyüme sağlamak insanı da devletleri de zalim yapar. Osmanlı’daki şehzadeler sancaklarına gönderiliyor ve oradaki şeyhler tarafından tasavvuf ilmiyle, maneviyatlarına yatırım yapılarak eğitiliyorlardı. Bu nedenle onlar canavarlaşamazlardı.”
‘OSMANLI’DA ÇOCUKLARA BAŞARILI OLMAK ÖĞRETİLMİŞTİ’
Ayrıca şehzadelerin tasavvuf ilmi nedeniyle çok güçlü bir imana sahip olduklarının da altını çizen Bahadıroğlu, “Bu iman sayesinde, başlarına gelen her şeyi Allah böyle buyurdu diyerek kabul ediyorlar. Ancak asla pes etmiyorlar. Tekrar tekrar deniyorlar. Osmanlı hedef sahibi çocuklar yetiştiriyor. Osmanlı’da çocuklara başarılı olmak öğretilmişti” dedi.
‘ANNELER BU NE BİÇİM HAYAL DEMİYOR ÇOCUKLARINA’
“Sen çocukluğunda kanatlı gemi çizersen Allah gemileri karadan yürütmeyi sana nasip eder” diyerek Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesine değinen Bahadıroğlu, “Şimdiki bazı anneler gibi Osmanlıdaki anneler bu ne biçim hayal demiyor çocuklarına. Diğer konularda da uyarmak yok çocukları. Davranışlarıyla örnek oluyorlar çocuklarına” diyerek sözlerini sürdürdü.
‘TELEVİZYON VE İNTERNET YOKTU ONUN YERİNE…’
Televizyon ile internetin icat edilmemiş olmasını da Osmanlı için büyük avantaj olduğuna dikkat çeken Bahadıroğlu, “Günümüzde yabancıların yaptığı programlarla çocukları baş başa bırakıyoruz. Osmanlı’da ise çocuklarla sohbet ediyorlar. Onların maneviyatlarını geliştiriyorlardı. Çocuklar her akşam boşa vakit harcamak yerine aileleriyle sohbet ediyordu” diye konuştu.
Bahadıroğlu sözlerini Ayasofya temennisiyle tamamladı. “Bir yer cami olduysa ebediyete kadar camidir. 485 sene namaz kılınmış bir yer olan Ayasofya’nın cami yapılması gerekmektedir bence. Bu her Müslüman’a düşen bir borçtur.”