Programın açılışında kitabı ile ilgili bilgi veren Prof. Durali Yılmaz, Türk ve Batı edebiyatının karşılaştırmasını yaptı. Üyeler, her iki edebiyata ait bilinen eserlerle ilgili bilgi vererek kıyaslama yapan Yılmaz’ı dikkatle dinlediler. Yılmaz, şunları söyledi: “Bizim kültürümüzün 6000 yıllık bir geçmişi var. Burada önemli olan tarihi romanların gerçeklik esasına bağlı kalmasıdır. Tarihçi vesikaya sadık kalır. Yazar ise gerçeklikten tam anlamıyla kopmadan olayı kendisine göre kurgular. Romanların başarısı da bu esasa bağlıdır” şeklinde konuştu.
“GEÇMİŞ İLE GÜNÜMÜZ ARASINDA KIYASLAMA YAPTIK”
Fetva Yokuşu’nun asırlar boyunca oluşan ve gelişen bir medeniyetin özelliklerini taşıdığını ifade eden Prof. Yılmaz, eserin harabeye dönüşen bir semtin romanı olduğunu kaydetti. Prof. Yılmaz, “Romandaki semt bir büyük milletin acı kaderidir. Buraya bakan bir göz, oynanan korkunç oyunları, savrulan binlerce insan beynini görmekte güçlük çekmez.“ diye konuştu.
Yaklaşık iki saat süren toplantıda düşüncelerini paylaşan Bilge Kadın Platformu üyeleri de, okudukları kitabın ufuklarını açtığını anlattılar. Üyeler, düşüncelerini şu sözlerle ifade ettiler: “Fetva Yokuşu romanıyla tarihte bir gezinti yaptık. Mimari, kültür ve sosyal yaşam arasında kıyaslama yaptık. Romana konu olan semtte yaşayan insanların çektikleri sıkıntıları derinden hissettik. Ders çıkardık.”