GÜNCEL 3.08.2015 19:26:48 5 0

Tuzlarla İlgili Bilinmeyenler

Uzman Diyetisyen Emre Uzun, sağlıklı beslenme de önemli rol oynayan ‘’tuz’’larla ilgili bilinmeyenleri yapılan bilimsel araştırmaların ışığında açıklıyor.

Tuzlarla İlgili Bilinmeyenler
 Sofra, Himalaya, Kaya ve Deniz Tuz’unun olumlu ve olumsuz etkilerini ve tüketimde nelere nasıl dikkat edilmesi gerektiğinin altını çiziyor.

Sofra Tuzu

 

 

Diyetisyen Emre Uzun yapılan araştırmalara göre; ‘’Yeraltı tuz yataklarından çıkarılan rafine tuzlar, yapılan araştırmalara göre 84 element içerir. Bu doğal tuzlar rafine edilerek içerisindeki 82 element ve iz elementler alınır. Geriye sodyum-klor kalır. Sonrasında topaklanmasını  engellemek için içerisine katkı maddesi eklenerek sofradaki halini alır.  İyotlu ve iyotsuz formları da vardır ‘’ diyor.

 

İyot vücutta tiroit hormonu olan tiroksinin yapısında bulunur ve tiroit hormonu vücudun enerji harcama hızını etkiler. Diyetisyen Emre Uzun iyotca zengin kaynakların  sebzeler, meyveler, deniz ürünleri olduğunu belirtiyor. Yetersizliğine bağlı endemik guatr, boy kısalığı, cücelik, zeka geriliği gibi sağlık sorunları görülebilir. Türkiye’de iyot yetersizliği yaygındır. Uzun, 1994 yılında UNICEF birliğiyle ''iyot yetersizliği hastalıklarının önlenmesi ve tuzun iyotlanması'' programı başlatılmıştır. Türkiye’de tuzların iyotlanması zorunlu hale getirilmiştir.1g sofra tuzunda 70 mcg iyot bulunduğunun da altını çiziyor.

 

Ayrıca Uzun ‘’Kanımızda belirli oranda tuz bulunması aldığımız besinlerin emilimi ve hücrelere taşınması için gereklidir. Fakat fazlası vücuttan dışarı atılmak istenir vücutta yeterli su yoksa , hücre suları tuzu atabilmek için kullanılır ve bu hücre sularının fazla kullanımı sonucu hücreler ölebilir ‘’.diyor.

 

Vücudun detoks önerisi; Himalaya Tuzu

 

Yüksek mineral içeriği ile himayala tuzunun sağlığa birçok yararı bulunmaktadır. Sodyumun yanı sıra yüksek oranda fosfor, kalsiyum,  potasyum, demir, magnezyum, çinko, selenyum, bakır, brom, zirkonyum ve iyot içerir. Himalaya tuzu kan bancını ve hacmini düzenler. İçerisindeki sodyum bilgilerin sinir sistemince iletimine ve kas kasılmalarına yardımcı olur.İnsan vücudunun detoksu için kullanılır.

 

       Himalaya Tuzu vücutta stresi azaltan bir öğedir.

       Tuzlu su, doğal antioksidan görevlerini yapar ve vücudu zehirli atıklardan temizler.

       Düzensiz kalp ritmini dengeler, tansiyonu düzenler.

·      Beyin de dahil olmak üzere hücrelerde istikrarlı pH dengesini destekler.

·      Sağlıklı solunum fonksiyonunu destekler.

·      Kas kramplarını azaltır. kemik gücünü artırır.

·      Sağlıklı uyku düzenini destekler.

·      Sofra tuzuna oranla selülite karşı etkilidir.

·      Romatizma, artrit ve gut hastalıklarının riskini azaltır.

·      Böbrek ve safra kesesi taşlarının oluşma riskini azaltır.

 

Tüketim miktarı himalaya tuzunda da önemlidir. Bir besini sağlıklı yapan miktarıdır. Tuz tüketiminde genel olarak tüketimi minumum seviyede tutmada fayda vardır.

 

Mineral Kaynağı; Kaya Tuzu

 

Diyetisyen Emre Uzun içerdiği mineral kaynağı magnezyum ve kalsiyum sayesinde büyük  öneme sahip olduğunun ayrıca bu minerallerin vücuttaki organların fonksiyonunu sağladığını söylüyor. Ek olarak unutulmamalıdır ki kaya tuzu vücudumuzun içerisindeki yaşamsal faaliyetlere de yardımcı olur.

 

Metabolizmanın desteklenmesinde yardımcıdır;  Kaya tuzu vücudumuzun içinde metabolizma desteklemek için de kullanılabilir. Bu durum vücut fonksiyonlarının gelişmesine katkıda bulunur. Ayrıca kaya tuzu vücutta su emilimini arttırmaya yardımcı olur. Özellikle sindirim sistemi ve diğer organların düzgün işleyişinde katkıda bulunur. Doğru tuz seviyesi kanda emildiğinde hücre fonksiyonlarının iyi bir iletişimini mümkün kılabilir. Ancak,  kaya tuzunun olumsuz yan etkilerini  önlemek için uzman kontrolünde ölçülü tüketilmesi önemlidir.

 

Kaya Tuzu, bronşit ve solunum rahatsızlıkları belirtileri hafifletmeye yardımcı olur. Kaya tuzu tüketimi daha iyi oksijen almamıza yardımcı olur. Bu durum ruh halinin iyileşmesine de katkıda bulunur ve mevsimsel duygu bozukluğu tedavisinde de kullanılabilir. Ayrıca stres yönetimine yardımcı olur. Az bir miktarda kaya tuzu sindirimin uyarılmasını sağlar  ve iştahın açılmasında yardımcı olur. Bağırsak fonksiyonlarını iyileştirir.

 

 

Deniz Tuzu

 

Genellikle tuzlu su göllerinden, deniz ve okyanus sularından elde edilen deniz tuzu, suyun buharlaştırılmasıyla oluşur. Herhangi bir işlemden geçirilmez ve rafine edilmediği için içerisinde bir miktar mineral ve elementleri barındırmaktadır. Deniz tuzu sodyum, klorür, kalsiyum, magnezyum, potasyum ve diğer 90 minerali doğal halde bulundurur. Bu maddeler tuza lezzetini ve rengini vermektedir.

 

Sofra tuzu ile benzer soydum klorür içeriğinin olmasının yanı sıra rafine edilmemiş olması ve zengin mineral içeriği deniz tuzunu daha tercih edilebilir kılmaktadır. Deniz tuzu çok sayıda mineral içermesine rağmen sofra tuzu sadece sodyum klorür içermektedir.

Rafine edilmemiş deniz tuzunda sağlık için faydalı birçok mineral vardır. Sodyumda ne kadar zengin renk, o kadar fazla mineral demektir. Diğerleri gri ya da kum rengi olarak üretilirken, bazı deniz tuzları pembe tuz olarak üretilir.Buradaki tuza pembe rengini veren demir mineralidir.

 

Güçlü bir bağışıklık sistemi oluşturmaya yardımcı olur. Ateş, grip alerji ve hastalıklarla  savaşır. Astımla savaşır. Solunum sistemindeki enfenksiyonları azaltıcı etkisi vardır. Diyabet azaltıcı etkisi görülür..Uygun kan şekeri seviyesinin korunmasını sağlar

 

*Deniz kirliliği riskine göre bazı ağır metalleri içerme olasılığı da unutulmamalıdır.

 

Tüm Tuzların Sonuçları...

 

Rafine tuzlar yani masa tuzları ile doğal tuzlar arasında çok büyük farklar vardır. Rafine tuzun %97.5’i sodyum klorür; geri kalan %2.5’inde iyot ve nem soğurucu kimyasallardan oluşur. Başlıca nem soğurucular kalsiyum karbonat, magnezyum karbonat ve Alzheimer hastalığına da yol açtığı söylenen alüminyum hidroksit ile tuzun topaklanmasının önüne geçinilir.

 

Bu tuz rafinasyon işlemi sırasında yüksek sıcaklığa maruz kalıyor ve bu sıcaklık tuzun kimyasal yapısını bozuyor. Rafine tuz birbirinden ayrılmış kristallerden oluşur. Metabolize olması için vücudunuzun çok enerji harcaması gerekir. Aşırı rafine tuz aldığınızda su molekülleri sodyum klorür molekülünün etrafını sarıyor ve vücudunuz bunu nötralize etmeden hemen sodyum ve klorüre ayrıştırıyor. Bu işin oluşması için hücre içinden su çekilir.Her 1 gram fazla sodyum için 23 misli suya ihtiyaç duyulur.Bu durum tansiyonumuzu yükseltirken hücrelerimizi de susuzluktan kurutur.

 

Vücut rafine tuzu atmak için öncelikle böbreklerimiz olmak üzere tüm boşaltım sisteminde büyük bir yük oluşturur.Bu durumda rafine tuz vücudumuzda aşırı su birikimlerine (ödem) sebep oluyor ve kalp yetersizliğine yol açabiliyor.Yine selülit oluşumuna da neden olmaktadır. Vücuttan atılamayan rafine tuz ise tekrar kristalleşerek direkt olarak eklem ve kemiklerde depolanıyor ki bu artrit, gut gibi romatizmal hastalıklar ile safra kesesi ve böbrek taşı oluşumlarının önemli sebeplerindendir.

 

Doğal tuzun rafine tuzdan daha faydalı olmasının sebebi;

 

Doğal tuzun %84’ü sodyum klorür; geri kalan %16’lık bölümünü lityum, fosfor, selenyum, magnezyum, kalsiyum, vanadyum gibi doğal mineraller oluşturuyor.  Doğada bulunan 94 elementten soy gazlar hariç tüm elementler (84 element) doğal tuz kristalinde mevcut. Yani doğal tuz mineral ihtiyaçlarımızın tamamını sağlıyor.

 

Diyetisyen Emre Uzun Hakkında:

2009 yılında Gazi üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünde lisans eğitimine başladı. Lisans eğitiminin 2. yılında Anadolu Üniversitesi Sağlık kurumları işletmeciliği eğitimine devam etti. 2013 yılında üstün başarı ile mezun oldu. Aynı yıl olan 2013 yılında Gazi Üniversitesi sağlık bilimleri enstitüsinde Beslenme ve Diyetetik ana bilim dalında yüksek lisans eğitimi yapmaktadır.

Anahtar Kelimeler:

12 Vali Müfettişlik Görevine Getirildi

Beslenme Saati Uygulamasında Dördüncü Dönem Başladı

EKREM PAMUK'TAN TEPKİ

Turhan Çömez'den Çarpıcı Açıklamalar

MHP’DEN YENİ YEMİN POLEMİKLERİNE YANIT…

Damat'tan Balcıoğlu'nun İddialarına Yanıt

Bakan Güler'den Kazakistan'a Ziyaret

Törene Üst Düzey Katılım

Rektör Prof. Dr. Altun’dan 30 Ağustos Zafer Bayramı mesajı

Güzide Gençlik Merkezi'nde Yeni Dönem Başladı

Girişim Sermayesi Yatırım Fonu Onaylandı

Pakistan Büyükelçiliği Ankara'da Mango Tadımı Etkinliği Düzenledi

Bağcılar’da Bağ Bozumu Zamanı

Saniye Caran’a iade-i ziyaret

Yeniden Refahlı Milletvekili Bekin'den 'ekümenik' Eleştiri!


Balıkçı Kenan’ın Öncülüğünde Deniz Canlıları Müzesi 52. Yılını Kutladı

Türkiye’nin Cilt Sağlığına Acil Doktor İhtiyacı Var

185 MİLYAR LİRA EKONOMİYE GERİ KAZANDIRILDI

İtfaiye Haftası Coşkuyla Kutlandı

Gençlere Eğitim Destek Paketi

Erdoğan'dan Küresel İnovasyon Göstergeleri Raporu'na Destek Mesajı

Emrah, özel uçakla dünya turuna çıkıyor!

9 Akademisyen, Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları Listesinde

Turizmin varış noktası: “Müze” 

İklim Değişikliği ve Enerji Yönetimi Hamlesi

Türkiye Bilişim Ödülleri Ankara’da Sahiplerini Buldu

Bu Festivalde Herkes Aradığını Bulacak

Ahilik Haftası’nda Coşkulu Katılım: Başkan Çalık, Esnaflara Ödüllerini Takdim Etti

Küpeli'den Dağ'a Hayırlı Olsun Ziyareti

Halkın Sesine Kulak Verdi! Şantiye Projesinden Geri Adım Attı

TYBB’den Vali Yunus Sezer’e Ziyaret

Gıda sektöründe 250’yi aşkın alıcı Bursalı firmalarla buluştu

Artar; Kalıcı ve Uzun Soluklu Projeler Yapacağız...

Ahilik Kültürüne Davet...

Kel Aliço Pehlivan Güreşleri Ağası Oğuz Erdinç oldu

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.