Bu yıl ‘Dünya Beyin Yılı’ farkındalık aktiviteleri için epilepsi hastalığının seçildiğini, ‘Epilepsi nöbetten daha fazlasıdır’ sloganı ile epilepsi hastalığının gerçek yüküne odaklanma sağlanmaya çalışıldığını söyleyen Prof. Dr. Öztürk, “Bu konuda Dünya Sağlık Örgütü, Dünya Nöroloji Federasyonu, Epilepsiye Karşı Savaş Organizasyonu gibi uluslararası sağlık organizasyonları ortak hareket etme kararı almışlardır. Bu ortak çaba içinde Türk Nöroloji Derneği de diğer ulusal nöroloji dernekleri ile aktivitede yer alıyor” dedi.
Epilepsi hastalığının kendini çeşitli türde nöbetlerle belli eden ve toplumdaki yaygınlığı genellikle gerçek oranlardan daha az tahmin edilen bir hastalık olduğuna dikkat çeken Öztürk, “Dünyada 65 milyon epilepsi hastası olduğu tahmin edilmektedir. Her yıl yaklaşık 2 milyon 400 bin yeni epilepsi hastası ekleniyor. Ülkemizde de bu sayı 750 bin civarındadır. Epilepsi hastaları ne yazık ki toplumda saklanmakta bu durumda da hastalar etkin tedaviye ulaşamıyor. Toplumun yanlış önyargıları nedeniyle de bu hastaların yaşam kaliteleri daha da düşüyor. Düşük ekonomik gelir düzeyine sahip ülkelerde hastaların yüzde 80’i tedaviye ulaşamıyor. Ülkemizde ise epileptik nöbetlerin tam olarak tanınamaması, epileptik çocuğu olan anne babaların çocuklarını gizleme, sosyal hayattan uzak tutma çabaları hem bu çocukların tedavilerini engellemekte, hem de eğitim alma, iş sahibi olma, aile kurmalarına engel olmaktadır. Oysa biliyoruz ki epilepsi hastalığı tek bir anti epileptikle bile büyük oranda tedavi edilebilir, bu hastalar günlük hayatlarını iyi bir şekilde sürdürmekle kalmaz, hatta sanat, bilim, yöneticilik gibi önemli alanlarda büyük başarılar elde edebilirler. Günümüz ve tarih çok başarılı, alanlarında çağa damga vurmuş örneklerle doludur” şeklinde konuştu.
Epilepsi hastalığının hiç bir neden olmadan ortaya çıkabildiği gibi, beyin ve beyin zarlarını etkileyen enfeksiyonlar, kaza ve travmalar, kanamalar, damar hastalıkları, beslenme bozuklukları, metabolik hastalıklar ve genetik bazı hastalıklarla da ortaya çıkabileceğini belirten Öztürk, “Genetik olarak geçebilen bazı epilepsi türleri akraba evlilikleri ile yaygınlaşabiliyor. Günümüzde elektronik ortama aşırı maruz kalma da özellikle çocuklarda risk oluşturuyor. Epilepsi alanında, hastalığın nedenlerine yönelik ve tedavi amaçlı çalışmalar sürdürülmektedir. Geliştirilen yeni antiepileptik ilaçlar cerrahi ve yeni girişimsel yöntemlerle klasik ilaç tedavisine cevap vermeyen epilepsi hastalarının tedavisi başarıyla yapılabilir” dedi.
Prof. Dr. Öztürk, “Derneğimiz bünyesinde yer alan Epilepsi Bilimsel Çalışma Grubu tarafından epilepsi alanında eğitim ve araştırma çalışmaları etkin olarak sürdürülüyor. Birlikte çalışılan Epilepsi Hasta Derneği ile de ortak çalışmalar sürdürülmekte ve hastaların eğitim, sosyal etkinliklerinin artırılması, özlük haklarının geliştirilmesi konularında destekler sürdürülmektedir. Tekrar vurgulamak isteriz ki epilepsi tedavi edilebilen bir hastalıktır, nöbetlerin hayatınızı etkilemesine izin vermeyin. Hastalar ya da ya da epilepsili yakınları hayata katılmaları için bizlerin yardımına müsaade etmelidir” diye konuştu.