Tarih: 15.01.2016 20:41

Öğretmene Asimetrik Şiddet!

Facebook Twitter Linked-in

             Toplumda giderek artan ya da arttırılan şiddet olayları insan davranışlarını da etkilemiş ve yaşanılan sorunların çözümünde sıklıkla şiddete başvurulmaya başlanmıştır. Devletin vatandaşla buluştuğu en uç noktası olan öğretmenlerimiz de şiddet davranışları ile karşı karşıya kalmakta ve görevlerini yerine getirirken sürekli yaşadıkları şikayet edilme tedirginliğinin yanı sıra şiddete maruz kalma kaygısı yaşamaktadırlar. Tehdit ile başlayıp darp etme ve yaralamaya kadar giden şiddet davranışları öğretmenlerimizin sağlıklı bir ruh hali içinde derse girme ve öğrencileri ile buluşmalarının önündeki en büyük engel olarak ortaya çıkmaktadır.

            Velilerimizin en değerli varlıkları biz öğretmenlere emanet edilen çocuklarıdır. Geleceğimiz olan çocuklarımızla ilgili yaşanılan problemlerin çözümü de aynı hedefte yürüyen eğitim dünyasının paydaşlarının karşılıklı diyalogudur. Öğretmene yönelik en basitinden en ağırına kadar hiçbir şiddet türü yaşanan sorunların çözümü olmamıştır ve olmayacaktır.

Öğretmenlerimiz ‘’Alo 147 Hattı’’ ile dayakçı veliler arasında asimetrik şiddetin kurbanı olmaya devam ediyorlar. Sahibini arayan imzasız dilekçelerle 147’den vurulan öğretmenlerimiz, karne sezonunun yaklaşmasıyla yeniden veli dayağı olgusuyla karşı karşıya gelmeye başladılar. Bunun en son örneğini dün bulunduğumuz Esenyurt Siteler İlkokulu’nda yaşadık.

14.01.2016’de saat 17:00 sıralarında Esenyurt Siteler İlkokulunda önce sınıf öğretmeni arkadaşımız Ümit Teker daha sonra onu korumaya gelen okul müdür yardımcısı ve nihayetinde de konu ile hiçbir ilgisi olmayan sınıf öğretmeni arkadaşımız Davut Kul kendini bilmez bir velinin şiddetinden nasibini almıştır.

Sosyal dönüşümün linç kültürüyle hiç edildiği bir dönemde buhranlar içindeki yaralı bilinç anlamsızlık eşiğini aşıp öğretmen bedeninde öfke patlamasına dönüşüyor. Bu öfke patlamasıyla dökülen yalnız öğretmenimizin kanı değil ülke geleceğinin de yaldızlarıdır.

 Kendini bilmez velilerin kullan-at yaşamlarının gölgesinde sessizliğin kanatlarına bindirilen öğretmen dövülme hadiseleri kederin kaderle imtihanı olmaktan çıkarılmalıdır. Okul önünde öğretmen dövülmesi hadisesi de reyonların fırsat ürünü gibi ‘’bugün hangi öğretmeni dövsem’’ tercihine indirgenmekten kurtarılmalıdır.

Milli Eğitim Bakanlığını daha fazla gecikmeden bu sorunu kökten halledecek tedbirleri almaya ve öğretmenlerimizi kendini bilmezlerin hedef tahtası olmaktan çıkarmaya davet ediyoruz.

Ve diyoruz ki;

Zalimin zulmü sükut sayesinde yurtlanır.

Soruyoruz, Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmenine sahip çıkması için daha kaç öğretmenin dayak yemesi, kaç öğretmenin ölmesi gerekmektedir?

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

 

Celal DEMİRCİ

Eğitim-Bir-Sen

İstanbul 5 Nolu Şube Başkanı




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —