Sigara, çok sayıda hastalığın kanıtlanmış bir nedenidir. Sigara bağımlılığı devam edip, bırakılmadığı halde ve hastalığın ilerlediği zaman kişinin ölümüne sebebiyet vermektedir.Sigaranın sağlık üzerindeki kötü etkileri araştırmalarla kanıtlanmıştır.
Bu araştırmalara göre, sigara bağımlısı erkeklerin %40'ı henüz emeklilik yaşına gelmeden hayatını kaybetmektedir. Bu oran sigara kullanmayanlarda %18'dir. Kadınlarda ise rahim kanseri riski çoğalmaktadır, hamile kadınların sigara kullanması ise sakat ve ölü doğumlarla sonuçlanmaktadır.
Medicana Konya Hastanesi alanında uzman doktorlar sigara bağımlılığı, vücudumuza olumsuz etkileri ve neden olduğu hastalıklar hakkında bilgi verdi.
Sigara Kalp ve Damarlarda Nelere Yol Açarak Ölüme Sebep Oluyor?
Medicana Konya Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Halil İbrahim Erdoğan 'Sigara tüm önlenebilir ölümlerin %50’sinden sorumludur ve bu ölümlerin yarısı kalp ve damar hastalıklarından oluşmaktadır. Sigara, kalp ve damar hastalıkları için en önemli risk faktörlerinden olduğu gibi felç durumunun, aort damar genişlemesinin, kol ve bacaklardaki damar darlıklarının da ana nedenlerindendir. 60 yaşındaki bir kişi sigara içiyorsa, kalp krizi geçirme riski içmeyen birine göre 2 kat daha fazladır. Sigara içen bir eşi olan sigara içmeyen birinde kalp damar hastalığı riski yaklaşık %30 oranında daha yüksektir.' açıklamasında bulundu.
Peki, sigara kalp ve damarlarda nelere yol açarak ölüme sebep oluyor?
· Sigara, kan içindeki yağların şeklini bozuyor ve damarlara yapışmasına sebep oluyor.
· Damarların duvarlarını kalınlaştırıyor, kanın akıcılığını azaltıyor ve pıhtılaşmayı artırıyor,
· Vücudun şeker düzenine etki ediyor ve şeker hastalığı oluşumuna sebep oluyor.
· Kalbi besleyen damarlarda büzüşmeye neden oluyor, vücutta yaygın bir iltihabi durum oluşturuyor.
· Sigarada bulunan katran, kanserojen bir madde olduğundan kansere yol açabiliyor.
Sigara Bağımlılığı Önlenebilir Bir Sorundur
Sigara bağımlılığı tedavisinde amaç uzun süreçte sigara kullanımın bırakılmasıdır. Tedavideki hedefler öncelikle içme davranışını denetleme, miktarını azaltma ve daha sonra bırakmayı içermektedir. Uzman Psikolog F. Işıl Yenikaynak yapılan çalışmalar üzerine sigarayı bırakmada etkililiği en iyi kanıtlanmış iki tedavi yöntemi davranış danışmanlığı ve ilaç tedavileri olduğunu belirtti ve tedaviler hakkında bilgi verdi;
Hastanın bağımlılığına göre planlanan psikolojik tedavide baş etme becerileri, öfke kontrolü, iletişim becerileri, aile görüşmesi, motivasyona yönelik çalışmalar ve değişik psikoterapi yöntemleri uygulanabilir. En fazla kabul gören psikoterapi yöntemi, bilişsel davranışcı terapilerdir. Sigara içenler üzerinde yapılan bir araştırmada yardımsız sigarayı bırakabilmek sadece %7,9 oranında mümkün olmaktadır. Nikotin yerine koyma tedavisi, sosyal ve davranış tedavi desteği, ilaç tedavisi ile bu oran %35’lere çıkmaktadır. Bu sonuçlara bakılarak psikososyal bir sorun olan sigara kullanımının tedavisinde destek alınarak daha olumlu sonuçlara ulaşmak mümkün olmaktadır. Sigara bağımlılığı tedavisinde önemli diğer bir yöntem ise ilaç kullanımıdır.
Psikolog Yenikaynak, sigara bırakma girişimi sırasında uygun yardım, destek ve öneriler ile tedavinin gözden geçirilmesinin, sigarayı bırakmada önemli rol oynadığına dikkat çekti.
Sigara Ağız Kanserlerine Zemin Hazırlıyor
Ağız ve Diş Sağlığı Uzmanı Dt. Tülay GÜLKAYA 'Sigara ağız içindeki normal bakteri florasının ağız sağlığının lehine olacak şekilde değişimine neden olur. Daha ileri durumlarda lökoplaki gelişir. Lökoplaki, iç yanaklarda, dilde ve diş etlerinde beyaz kalınlaşmış lekeler şeklindedir. Tedavide sigara ve tütün kullanımı bırakılmalıdır. Yaklaşık 6 ay kadar doktor tedavisi devam etmelidir. Genelde beyaz damak olarak halk arasında bilinen lökoplaki, tükürük kanalları, ağız boşluğu, damak, diş etlerinde ve yutak duvarında görülür. Bazen de kalınlaşmış bir kabuk görüntüsünde olabilir. Sigara içenlerde görülme olasılığı çok yüksektir. Kanser nedenli olan türleri de olduğundan kesinlikle dikkat edilmesi gereken bir durumdur.' dedi.
Dentist Gülkaya, sigaranın ilk temasa geçtiği ağız ortamı ve dişler üzerinde azımsanmayacak zararlı etkilerini de açıkladı;
· Dişlerin üzerinde katran artıkları kahverengi-siyah lekeler oluşur. Estetik açıdan çok kötü görünür. Diş hekimi diş taşı temizliği ve polisaj yapsa bile sigara içmeye devam edildiği müddetçe hep renklenme olacaktır.
· Damakta kızarık bir iltihabi yapı gelişir.
· Halitozis denilen kötü ağız kokusu meydana gelir ve sigara içen bireyler her zaman kötü ağız kokusu ile yaşamak zorundadırlar.
· Dilde siyah kıllı bir görünüme sahip olmaya başlar.
· Ağızda doku bozuklukları oluşur.
· Ağızdaki plak yapısını değiştiren bir kimyasal yapısı vardır.
· Dişeti problemleri ve tat duyusunda azalma meydana gelir.
· Ağız içi kanserlerinin yüzde yetmiş beşinin sigara ve alkol alışkanlığı olduğu saptanmıştır. Sigara içmek dudak, damak, yanak ve dişetlerinde ağız kanserlerine zemin hazırlamaktadır.
Kişi sigarayı bırakırsa ağız kanseri riski hemen ve önemli ölçüde azalır. Sigara bırakıldıktan on yıl sonra ağız kanseri olma riski hiç sigara içmeyen bireye denk olur.
Hayatınızı Söndürmeyin, Sigarayı Söndürün
Sigara içenlerin içmeyenlere göre on kat daha fazla akciğer kanseri olma riskini taşıdığına dikkat çeken Medikal Onkoloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Tunç Güler ise 'Eğer bir sigara bağımlısı iseniz, ağız kanserine yakalanma riskiniz çok yüksek. Bağımlılarda, pankreas kanseri çok sıklıkla ortaya çıkar ve büyük oranda ölümle sonuçlanır. Sigaranın ihtiva ettiği kanserojen maddeler, idrarla dışarı atılır ancak bu maddelerin vücuttaki varlığı mesane kanserine yol açar.' diyerek sigaranın vücudumuzda ne çeşit kanserlere sebep olduğunu vurguladı.
Bunun yanı sıra Tunç Güler, sigara bırakıldığı anda vücudun kendini onarmaya başladığını ve on yıl içinde hiç sigara içilmemiş gibi olduğunu ancak sigara kullanımı bırakılmadığı taktirde bu hastalıkların yüksek oranda öldürücü olduğunu ifade etti.