“İnsan, doğası gereği sosyal bir varlıktır ve zaman zaman yalnız kalmak istese de insanlar için dayanılmaz ve tercih edilmeyen bir durum halidir. Yalnızlık kimi toplumlarda; acı, terk edilmişlik, kimsesizlik, duygusal bir boşluk ve mutsuzluğu çağrıştırırken; kimi toplumlarda ise bireyselleşmeyi çağrıştırabilir.
14 Şubat Sevgililer Günü, sevgilisi olanlar için hediye alma ve günü özel bir şekilde geçirme telaşı olurken sevgilisi olmayanlar için yalnızlık ve hüzünlü bir anlam taşıyabilir. Her insan için başa çıkılması zor ve dayanılmaz olan yalnızlık duygusu, özel günlerde ise ayrıca kabullenilmesi zor bir duygu haline gelebilir.
Maddi ve manevi tüketimin arttığı toplumlarda belirli günler, standart kutlamalar için dayatıcı hale de gelebilmektedir ne yazık ki. 14 Şubat’ta sevgili ile olmak ve kutlama yapmak olağan hatta zorunlu, kutla(ya)mamak ya da sevgilisi ol(a)mamak eksiklik ile eş değerde hissedilir.
Oysa bir insan kendi başına mutlu olduğu sürece, yalnız olarak da iyi vakit geçirdiği ölçüde sağlıklıdır. Aslolan sevgili ile birlikteliğin, kutlamanın günü ve sosyal olarak dayatılanın değil, muhabbet ve kaliteli ilişkinin düzeyidir. Bu ilişki sevgili ilişkisi olabileceği gibi diğer kişilerle kurulan bağlar da olabilir.”