Tarih: 23.06.2016 17:15

Namlunun Ucunda Açan Çiçekler

Facebook Twitter Linked-in

 Yahya Karakurt: Nermin Hanım merhaba. İlk olarak sizi tanıyabilir miyiz?

·         Nermin Karakurt ; 1989 Kars, Sarıkamış doğumluyum. On beş yaşıma kadar Sarıkamış ilçesine bağlı Akkoz köyünde yaşadım. İlköğretimi köy mektebinde bitirdikten sonra eğitime iki yıl ara verdim. Bunun sebebi köydeki okulun yalnızca beşinci sınıfa kadar eğitim vermesiydi. Okulu bırakmış olmak bende derin bir üzüntüye sebep olmuştu. Okula ve okumaya âşık biriydim. Neyse ki okula olan ayrılık fazla sürmedi. Türkiye genelinde özellikle de kız çocuklarının okutulması için çok büyük kampanyalar başlatılmıştı. Kardelen projesi özellikle o döneme damgasını vurdu diyebilirim. Okullu olma oranı o yıllarda (2001–2003) çok büyük bir iğime kazanmıştı. Şanslıydım, çünkü bu proje sayesinde yeniden ben de okullu olmuştum. Sarıkamış’ta yatılı olarak yeniden okula başladım ve bu benim için ilk dönüm noktası oldu. İkinci dönüm noktası da Sarıkamış’taki Okulu bitirdikten sonra İstanbul’daki liseye yerleşmem oldu. Böylece hayalini bile kuramadığım bir şehrin kapıları ardına kadar açılmıştı. Büyük şehir, daha geniş imkânlar ve daha iyi fırsatlar demekti. Eğitime verdiğim önem her zaman içimde diri kaldı. Bu sayede Marmara Üniversitesi Ekonometri bölümünü kazandım. Böylece İstanbul’da daha fazla kalma ve imkânlarından daha fazla istifade etme şansım oldu.


Yahya Karakurt: Günümüz yazarlarında tarz sahibi olanların sayısı maalesef çok az… İlk kitabınız olmasına rağmen gerçekçi ve inanılmaz güzellikte mesajlarla dolu bir tarz oluşturmuşsunuz. Kitabın yazılış sürecinden biraz bahseder misiniz?

·         Nermin Karakurt ; Eğer bir konunun ele alınıp yazılması gerekiyorsa, bunun için ekstra bir çaba veya hayal gücüne ihtiyaç kalmaz. Bu kitap da çok plânlı ve programlı bir oluşum değildi. Hatta böyle bir şey yazmak aklımın ucundan dahi geçmemişti. Daha çok şiir ve kısa denemeler üzerinde çalışıyordum. Namlunun Ucunda Açan Çiçekler kitabından önce tamamladığım bir şiir kitabım var. Onu yayınlamayı çok istiyordum. Yayın evi ile görüşmem de bu şiir kitabının yayınlanması içindi. Tarzımın da tam olarak şiir yazmak üzerine olduğuna kendimi inandırmıştım. Şiirden arta kalan zamanlarımda acaba yapabilir miyim diye romana başladım. Farkında olmadan bir arayışın içinde buldum kendimi. Romanlara yalnızca kurgu unsuru olarak bakılmasına karşıyım. Bir romanı okumak için hem belli bir ücret hem de zaman harcıyorsunuz. Bu harcamanın bir karşılığı olmalı diye düşünüyorum. Okuduğun kitapta şaşırmalı, duygulanmalı, hatta ağlamalısın! Sana bir şeyler kattığına emin olmalısın. Buna inanarak yazdım ben de bu kitabı. Çünkü konu itibarîyle de doğru bilinen onlarca yanlış vardı. Kitabı eline alan her okuyucuda bir farkındalık yaratmak istiyordum. Yalnızca okuyucu değil, ben de yazarak öğrendim birçok şeyi. Kitap zaten kendini yazdırıyordu. Yazılması gereken konular art arda sıralanıyordu. Ben de hem öğreniyor, hem de bilgilendirmeye aracı olacağıma seviniyordum. Topumun kanayan yarasına işaret ettim ve bu çok ciddî bir konu. Her kelimemi özenle seçtim ve araştırma yaparken kaynakların güvenilir olduğuna emin olarak adım attım. Bunun şakası olamazdı ve gerçekçi olmak zorundaydım. Yazarken çok zorlandığım, yanlış anlaşılmaktan korktuğum noktalar oldu. Tekrar tekrar süzgeçten geçirerek her türlü yanlış anlaşılmanın önüne geçmeye çalıştım.

Yahya Karakurt: Yazmaya nasıl başladınız?

·         Nermin Karakurt ; Bir işi yapmanız için içinizde o işe karşı derin bir arzu duymalısınız. Ve en önemlisi de bunun için tek beklentiniz kendinizi iyi hissetmek olmalı. Ben yazarak iyileştiriyorum kendimi. Kitap okumayı çocukluğumdan beri çok seviyordum. Kitaba o heyecanı katan yazarlar bende büyük bir merak uyandırırdı. Kitaplarla ve yazarlarıyla dost olmuştum. İstediğim zaman açıp dertleşebiliyordum. Arta kalan zamanlarda da kendimle dertleşirdim. Günlükler tuttum yıllarca. Her gece üşenmeden elime defteri kalemi alıp içimden her ne geçiyorsa kâğıda döküyordum. Defterlerim bitince bu sefer buruk bir heyecana kapılırdım. Bu heyecanıma çevremdekileri de ortak etmeye başlamıştım. Neyse ki mobil operatörlerde sms bolluğu vardı. Artık küçük dörtlükler yazıp bütün dostlarıma gönderiyordum. Böylece onlardan yazı değerlendirmeleri alıyordum. O zamanlar bir kitap yazma hayalim var mıydı diye sorarsanız da hiç olmadı diyebilirim.

Yahya Karakurt: Karakterlerinizi nasıl oluşturuyorsunuz?  Karakter oluşturmak için çok insan tanımak gerekiyor mu?

·         Nermin Karakurt ; Elbette. Her insan bir dünyadır ve o dünyada keşfedecek çok fazla incelik var. Bu birinin karakterini olduğu gibi alıp, onu yazıya dökmek değildir. Tanıdığım her bir kişi bende kendine has bir izlenim bırakıyor. Onların her hal ve hareketi bende çok farklı duygular uyandırıyor. Dolayısıyla karakterleri oluştururken, A kişinin bütün özelliklerini almıyordum. A kişisinin bende bıraktığı izlenimle yeni karakterler ortaya çıkarıyorum. A kişisini boyu, B kişisinin göz rengi, C kişisinin üzüntüleri…

Yahya Karakurt: Namlunun Ucunda Açan Çiçekler'de vermek istediğiniz bir mesaj var mı?

·         Nermin Karakurt ; Eğitim, eğitim, eğitim! Bunu kitapta çokça telâffuz ettim, üstüne basa basa anlattım. Çoğu bölümde sesimi yükselttim. Bizim toplum olarak ayakta durmamız ve tabi dünyadaki kısır döngüyü anlamamız için tek yol eğitimden geçer. Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’de daha ilk ayette bize “OKU” diye emrolundu. Bu emre itaat etmemiz gerekmez mi?

Yahya Karakurt: Kitabınızda yazdığınız gibi en güzel aşklar basit nedenlerle hüsranla bitebiliyor mu?

·         Nermin Karakurt ; Aşk, her gönülde ve her vakitte güzeldir. Bunun ne şekilde sonuçlanacağını kimse öngöremez. Buna aşkın sonlanması değil de yolların fanilik çerçevesinde ayrılması demek daha doğru olur.

Yahya Karakurt: Yeni bir kitap yazmaya nasıl başlıyorsunuz?

·         Nermin Karakurt ; Aklıma bir fikir gelip de hadi bu konuda bir kitap yazayım diye olmuyor tabi. Yazma sürecine aykırı bir durum. Bunu yapanlar var elbette. Ancak yazıya aktarılan duygu çok pasif kalıyor. Roman dilinde eğer duygu yoksa kimseye o kitabı okutamazsınız. Bir makale ya da ders kitabından romanı ayırt etmek gerekir. Yazarken samimî olmalısınız ki okuyucu bu samimiyeti rahat algılasın ve sizin yazarken ki duyguya girebilsin. Ben de yazmaya yazar olarak değil de bir okuyucu olarak başlıyorum. Her cümleyi tekrar tekrar okuyup o duyguyu hissetmek istiyorum.

Yahya Karakurt: Son olarak kitaplarınızın satışlarından memnun musunuz?  Arkadaşlarınıza bir siteminiz var mı?

·         Nermin Karakurt ; İlk defa kitabı yayınlanmış ve hiç tanınmayan bir yazar olarak satışlardan memnun olduğumu söyleyebilirim. Bunu rakamsal olarak değil, gösterilen alâkadan dolayı söylüyorum. Kitabın doğru okuyucuya ulaşması çok önemli. Gerçekten kitabı merakla alıp inceleyen bir okur, çok satan bir kitabı rast gele alıp okuyan bir okurdan daha üstündür. Ben de gerçek okuruma ulaşabildiğimi düşünüyorum ve bu yüzden mutluyum. Bütün arkadaşlarımı meraklandırmayı başarsam da onlara kitap aldırmayı başaramadım!

Röportaj: Yahya Karakurt




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —