Dünyanın ilk klonlamış hayvanı Dolly’nin doğumunun 20’nci yılı klonlanmış et tartışmasını alevlendirdi.
20 yılda çok sayıda hayvanın klonu yapıldı. Klonlama tekniği üniversitelerin ve laboratuarların dışına taştı. ABD, Çin ve Güney Kore başta olmak üzere özel şirketler, kamu tarım işletmeleri küçük ve büyükbaş klonlama çalışmaları yürütüyor. Çin’in Tianjin kentinde kurulu Boya life şirketi yıllık klon hayvan üretimini 100 bine çıkardığını, 2020 hedefinin 1 milyon olduğunu duyurmuştu. Geçen zamana rağmen, klon hayvan etinin tüketilip tüketilmediğine dair sağlıklı veri yok. Tüketiciler sofralarında klonlanmış et olup olmadığını bilmiyor. Uzmanlar, “Üreticiler piyasaya klon et sunmuş olabilir” diyor.
Ancak et endüstrisinde koyun ya da sığır klonlamanın yaygın olmadığı tahmin ediliyor. Çünkü yöntem henüz çok pahalı. Bir klon elde etmek için 10 bin Euro (32 bin TL) harcamak gerekiyor. Üstelik klonlamada başarı olasılığı hâlâ çok düşük. Klon hayvanların büyük bölümü doğduktan kısa süre sonra yaşamını yitiriyor.
1996’da İskoçyalı bilim adamlarının geliştirdiği kök hücre embriyonundan Dolly doğdu. 6 yıl sonra ölen Dolly’nin organları müzede.
Abd: Et Sağlıklı
Yönteminin pahalı olması klon et ve süt üretiminin önündeki tek caydırıcı engel. Zira yöntemi uygulamaya yasal olarak bir yasaklama veya sınırlama bulunmuyor. Hatta ABD Gıda ve İlaç Dairesi, 2008’de klonlanmış etlerin diğer etler kadar güvenilir olduğunu açıklamıştı. Avrupa Birliği ise sadece klon hayvanların diğerleri ile çiftleştirilmesine izin vermiyor. Ancak eylül ayında Avrupa Parlamentosu, hayvan klonlamayı ve klonlanmış et ve süt ürünleri satışını yasaklayan bir öneriyi görüşecek.
'Yenilebilir'
İlahiyatçı Prof. Dr. Abdülaziz Bayındır: “Bu bir etse diğerleri gibi kabul etmek gerekir. Tıbbi olarak hekimler bir sorun görmüyorsa, insan sağlığı için bir sıkıntıya yol açmıyorsa ve ette bir bozukluk yoksa diğer hayvanların eti gibi rahatlıkla tüketilebilir. Dini olarak da bu konuda ‘Caiz değildir’ ifadesini kullanamayız.”
‘Caiz Değil’
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Başer: “Etini yemekten önce böyle bir üretim yapılması caiz değil. Allah’ın yarattığı bir kanun var. Bu kanunun dışında bir durumun şeytan işi olduğu belirtiliyor. Kopyalama da bu bağlamda tartışılmalı. Gıda ürünlerinde yapılan GDO da kopyalamanın onda biri gibi. Bitkilerin genleri değiştiriliyor. Kopya hayvanda da aynısının tıpkısı gibi üretilmeye çalışılıyor. Etin yenmesinin haram olduğunu söyleyemeyiz. Ancak kopyalama caiz değil.”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.