Tarih: 03.08.2016 12:49

Darbe Girişimi Çocukları Nasıl Etkiledi?

Facebook Twitter Linked-in

TRAVMA NEDİR?

 

Travma, günlük hayat akışının ortasında aniden gerçekleşen, beklenmedik, öngörülemeyen, kontrol dışı oluşan durumlardır. Kişilerin hayatında olay, öncesi ve sonrası arasında keskin bir değişim yaşanmasına neden olur. Doğal afetler (deprem, sel, kasırga, volkanik patlamalar …) ya da darbe girişimi gibi insan eliyle oluşturulan olumsuz yaşam olayları (tecavüz, şiddet, savaş, terör eylemleri) insanlar üzerinde travmatik etkiler bırakabilir.

Travmatik bir durum sonrası verilen tepki, “anormal duruma verilen normal tepki” olarak adlandırılır. Fiziksel ve psikolojik bütünlüğe karşı tehdit oluşturan her türlü olumsuz yaşam olayı insanları kısa ya da uzun vadede etkileyebilir. Bu gibi olaylarda ilk aşamada korku, panik, endişe, öfke, çaresizlik ve umutsuzluk gibi duygular bir arada görülür. Uyku ve yeme düzeninde, sosyal ilişkilerde, günlük hayatı olağan akışında sürdürmede aksaklıklar ve değişimler gözlemlenebilir.

ÇOCUĞUNUZUN UYKUSUNU VE OYUNLARINI GÖZLEMLEYİN

Ani ve beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan darbe girişimini panik, korku ve endişe duygularıyla takip etmek, anne babaların çocuklarını olumsuz etkilerden korumakta zorlanmasına neden oldu. Naklen yayınlarda darbe girişimi bildirisi, Ankara’da TBMM’nin bombalanması ya da haber kanallarında yayının kesilmeye çalışılması ile birlikte korku ve endişe duyguları sabahın ilk ışıklarına kadar sürdü. Savaş uçaklarının alçak uçuş yapmaya başlamasıyla çıkan sesler çocuk, genç, yaşlı birçok kişide şehrin bombalandığı hissiyatının oluşmasına neden oldu.

Travmatik yaşam olayları sonrası çocukların vereceği tepki, büyük ölçüde ebeveynlere ve çevresindeki yetişkinlere bağlıdır. Bu nedenle, çocuğun davranışlarını olumlu yönde değiştirmek için, yetişkinlerin kendini toparlayıp olayı anlamlandırmaya çalışırken diğer yandan çocuğu gözlemlemesi ve onunla iletişime geçmesi gerekir.

 

TRAVMA SONRASI İLK DEĞİŞEN ‘UYKU DÜZENİ’

 

Olumsuz yaşam olayı yaşayan bir çocukta değişmesi beklenen ilk durum uykudur. Uykuya dalmakta ya da uykuyu sürdürmede güçlük, kâbuslar, alt ıslatmaları görülebilir. Sürekli tetikte olma hali, savaş uçağı seslerinin çocuk üzerinde yarattığı etki nedeniyle en ufak seste irkilme, kendi içine kapanma, sık sık ağlama, öfke nöbetleri, sevilen bir nesneye ya da anne babaya bağlılık ve yanlarından uzaklaşamama hali çocuklarda gözlemlenebilecek diğer davranışlardır.

Aynı zamanda, çocukların oyunları gözlemlenerek travmatik olaylardan hangi yoğunlukta etkilendiği anlaşılabilir. Oyun oynaması ya da resim yapması için teşvik ederek çocuğa kendini, duygularını ifade etme fırsatı verilmeli.

 

SORU SORMASINI TEŞVİK EDİN

 

15 Temmuz gecesinin yaralarını sarmak için çocuğun dâhil olduğu yaş grubuna uygun şekilde konuşulmalı ve yaşananlarla ilgili soru sorması teşvik edilmelidir. Özellikle 0 – 5 yaş grubundaki çocuklar için soyut kavramları anlamlandırmak zor olacağından, mümkün olduğunca somut bir şekilde yaşanılan durum anlatılmalıdır. Yaşadığı kaygı ve korkunun normal olduğu ve birçok kişinin olumsuz şekilde etkilendiği söylenmelidir. Örneğin, korktuğunu söyleyen bir çocuğa “Korkma” demek yerine, “Korkuyorsun, anlıyorum, küçükken ben de bazı durumlarda korkardım” gibi sözler onun anlaşıldığını hissetmesini sağlar. Dinlendiğini ve anlaşıldığını hissetme, çocuğun güven duygusunun iyileşmesine yardımcı olur.

Aynı zamanda, yeme düzeninde ve kilosunda bir değişim varsa beslenme ihtiyaçları da bir rutin oluşturularak düzenlenmelidir. 6 yaş ve üzerindeki çocukların arkadaşlarıyla bir araya gelmesi, spor yapmaya ya da sosyal oyunlara yönlendirilmesi, olumlu ve sorumluluk gösteren davranışlarının ödüllendirilmesi ve takdir edilmesi, travmatik olayların sonuçları ve etkileri hakkında bilinçlendirilmesi faydalı olur. Televizyon, internet ve sosyal medya kullanımının takip edilmesi, yaralı ya da ölü insan fotoğraflarına ve şiddet içerikli görüntülere maruz kalmalarını engellemek için önemli.

 

RUTİNE GERİ DÖNMESİNİ SAĞLAYIN

 

Bir çocuğun en temel ihtiyacı güvende hissetmektir. Güvende olduğunu hissetmesini sağlayacak en önemli faktörlerden biri ise günlük rutinine devam etmesini sağlamaktır. Uyku ve yemek saati, okula devamı ve sosyal çevre ile olan etkileşimini eski düzeninde devam ettirmek oldukça önemlidir. Bu nedenle, çocuğun olabildiğince hızlı bir şekilde, alışmış olduğu günlük yaşantısına geri dönmesi sağlanmalı. Birlikte vakit geçirmekten hoşlandığı arkadaşları, yakın çevresi ve ailesi ile birlikte sevdiği aktiviteleri yapmasına olanak verilmeli. Güvende olduğu ve ona zarar gelmemesi için gerekli önlemlerin alındığı vurgulanmalı. Olumsuz duygu ve davranışların arttığı ya da günlük hayat akışının normale dönmesinin uzun sürdüğü durumlarda bir ruh sağlığı uzmanından destek almak da gerekir.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —