Tarih: 03.08.2016 13:15

Cilt sağlığınız için tehlike alarmını beklemeyin!

Facebook Twitter Linked-in

 En sık görülen kanser türü olan deri kanserinin son 20 yılda, her yıl bir önceki yıla kıyasla yüzde 4 oranında arttığı biliniyor. Bunun başlıca nedenleri arasında; kanser konusunda bilinçlenmenin ve erken tanı yöntemlerinin artmasıyla daha fazla hasta teşhisi, gökyüzündeki ozon tabakasının incelmesi, güneş altında veya tenin bronzlaşması amacıyla ultraviyole ışınlarına maruz kalma ve bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olan kronik böbrek yetmezliği ile AIDS gibi hastalıklardaki artışların sayılabileceğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Coşkun Acay “İnsanların yaklaşık yarısında 65 yaşına kadar deri kanseri geliştiği biliniyor. Birçok deri kanseri türü bulunmakla birlikte, en sık görülen türleri sırasıyla; bazal hücreli kanser, skuamöz hücreli kanser ve melanomdur. En sık görülen deri kanseri türü, bazal hücreli karsinomadır. Melanom dışı deri kanserlerinin (nonmelanoma deri kanseri) toplumlarda görülme oranı, yüz binde 0.03-3.5 olarak bildirilmekle birlikte yıllar içinde arttığını söyleyebiliriz. Atipik benlerinde (düzensiz yapılı, riskli) ise yaşam içinde melanom gelişme riski yüzde 0.6’dır” dedi.

 

 

 

En önemli belirtisi cilt üzerinde iyileşmeyen ülser

 

Bazal ve skuamöz hücreli deri kanserlerin değişik şekillerde ortaya çıkabildiğini anlatan Anadolu Sağlık Merkezi Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Coşkun Acay “Başlıca belirtisi, cilt üzerinde iyileşmeyen bir ülser, yara ya da lezyon belirmesi şeklindedir. Bu lezyonlar genellikle pembe, kırmızı ya da beyaz renkli yumuşak bir kist şeklinde olabildiği gibi; sert nodül (yuvarlak şişlik), zaman zaman kanayan bir yara ya da kist veya kırmızı renkli kuru ve egzama görünümlü bir lezyon olarak da ortaya çıkabiliyor. Genel olarak, altı ay içinde kendiliğinden iyileşmeyen bir cilt lezyonu ya da ülseri ortaya çıkmışsa deri kanseri olasılığı akıldan çıkarılmamalıdır” açıklamasında bulundu.

 

 

 

Güneş ışınlarına açık baş, yüz ve boyun bölgelerine dikkat

 

Bazal ve skuamöz hücreli deri kanserlerinin ortaya çıkması için en önemli risk faktörünün güneş ya da ultraviyole ışınlar olduğunu vurgulayan Anadolu Sağlık Merkezi Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Coşkun Acay “Bu tür kanserler güneş ışınlarına açık baş, yüz ve boyun bölgelerinde daha sıklıkla ortaya çıkarlar. İnsan papilloma virüs (HPV) enfeksiyonları, bağışıklık sistemi baskılanması, kimyasal karsinojen madde temasları etkenler arasındadır. Melanom gelişimi için ayrıca başlıca riskler displastik benler ve doğumsal benlerdir. Toplumların yaklaşık yüzde 4-17’sinde bulunan displastik benlerin, çalışmalara göre değişmekle beraber yüzde 0.6-2’sinde melanom gelişebilir. Konjenital benler ise doğumda mevcut olan benlerdir ve melanom gelişme riski benin büyüklüğüyle doğru orantılı olarak artar. Kadınlarda hormonal değişikliklerin olduğu gebelik, menopoz ve östrojen hormon tedavisi gibi durumlarda da melanom gelişmesi riski daha yüksektir” dedi.

 

 

 

 

Erken tanı önemli

 

Tüm kanser türlerinde olduğu gibi deri kanserlerinin tedavisinin başarısının da erken tanıya bağlı olduğunu vurgulayan Dr. Mehmet Coşkun Acay “Bu noktada kişilerin vücudunu iyi bir şekilde gözlemlemeleri ve belirli aralıklarla hekim muayenesi oldukça önemli. Genel olarak altı ay içinde iyileşmeyen bir cilt lezyonu ortaya çıkması ya da mevcut bir benin değişmeye başlaması durumunda mutlaka hekime başvurulmalıdır” açıklamasında bulundu.

 

 

 

Cerrahi müdahale ile tedavi mümkün

 

Deri kanserlerinin tedavisi kanserin türüne göre değişebilmekle birlikte, amacın kanserin tamamen çıkarılması ya da yok edilmesi olduğunu aktaran Dr. Mehmet Coşkun Acay sözlerini şöyle sürdürdü: “Deri kanserlerinin büyük çoğunluğu plastik cerrahlar ya da dermatologlar tarafından cerrahi yöntemlerle çıkarılarak tedavi ediliyor. Burada deri kanseri, çevresinde tümör hücreleri bırakılmayacak şekilde genişçe çıkarılıyor ve yara tekrar dikilerek kapatılıyor. Ancak deri kanseri tam çıkarıldıktan sonra ortaya çıkacak alan büyükse, cilt grefti ya da lokal flep kullanılarak bölge onarılıyor ve cildin eski görünümünü kazanması sağlanıyor. Deri kanserlerinin tedavisinde kullanılan diğer tedavi yöntemleri ise kriyoterapi (dondurarak tedavi), elektrodiseksiyon (koter ile yakarak tedavi), radyoterapi, topikal kemoterapi, sistemik kemoterapi ve immünoterapidir. Melanom gibi kötü huylu deri kanserlerinin erken tanı ve tedavisinde sentinel lenf bezi biyopsisi tekniğinden de yararlanılıyor. Burada, kanserin cerrahi olarak genişçe çıkarılmasına ek olarak, kanserli bölgenin boşaldığı lenf bezi radyolojik olarak ortaya konuyor ve cerrahi olarak çıkarılıp biyopsi yapılıyor. Amaç, henüz büyümemiş ancak kanserin yayılmış olabileceği lenf bezinin incelenerek erken tedavinin yönlendirilmesidir.”

 

 

 

KUTU:

 

70 milyon nüfuslu bir ülkede her yıl yaklaşık 2500 kişi deri kanseri nedeniyle yaşamını yitirmektedir. Bunların yaklaşık yüzde 75’i melanom, geri kalan yüzde 5’i ise diğer deri kanseri türleri nedeniyle olmaktadır.

 

 

 

KİMLER RİSK ALTINDA?

 

Açık ten, saç ve göz rengi olanlar

Güneş ya da ultraviyole ışınlarına fazla maruz kalanlar

Kolay güneş yanığı gelişenler

Çocukluk ya da ergenlik dönemlerinde aşırı güneş yanıkları geçirenler

Ailesinde cilt kanseri öyküsü olanlar

Çok sayıda ve değişik şekillerde benleri bulunanlar

Bağışıklık sistemini zayıflatan hastalıkları olanlar

Akne için ergenlik döneminde radyoterapi ile tedavi edilenler

TEHLİKELİ RANDEVU

 

Güneş ve ultraviyole ışınlarından korunmak için özellikle yaz aylarında saat 10.00 ve 15.00 arası güneşten kaçının.

 

  

DERİ KANSERİNDEN KORUNULABİLİR

 

Güneşleniyorsanız tüm vücudunuza, güneşlenmiyorsanız vücudunuzun yüz ve el gibi dışa açık bölümlerine güneşten koruyucu faktörü 20’nin üstünde olan güneş kremi sürün.

Yüzdükten ya da terledikten sonra güneş kremi sürmeyi tekrarlayın.

Güneş ışınlarına uzun süre maruz kalacaksanız, geniş şapka ve uzun kollu giysiler giyin.

Tüm cildinizi düzenli aralıklarla kontrol edin. İyileşmeyen herhangi bir lezyonun ortaya çıkması ya da mevcut bir benin değişmesi durumunda hekiminize başvurun.

Özellikle soyulma, aşırı kızarma ve şişmeye yol açabilecek ani yanmalardan kaçının.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —