Dokuz Eylül Üniversitesi Maden Mühendisliği Öğretim Üyesi ve Doğal Yapıtaşları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Turgay Onargan ve Dokuz Eylül Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nejat Kun ile birlikte basın toplantısı düzenleyen EMİB Başkanı Kaya, dünyanın pek çok ülkesinde kullanılan Türk Mermerleriyle ilgili yapılan açıklamalardan duydukları üzüntüyü belirterek “Kabe’de, Beyaz Saray’da, Vatikan’da Türk Doğal taşı kullanılırken, İstanbul’a yapılacak olan Türkiye’nin vitrini olan 3. Havalimanı’nda Brezilya Graniti kullanılması sektörü üzüyor. İthal granit kullanılmasına gerekçe olarak Türk doğaltaşında radyasyon var yalanına başvurulması sektörümüze büyük bir ihanet” diye tepkisini dile getirdi.
Türk mermerlerinin radyasyon içerdiği ile ilgili iddiaları bugüne kadar yürüttükleri bilimsel çalışmaları anlatarak çürüten Dokuz Eylül Üniversitesi Maden Mühendisliği Öğretim Üyesi ve Doğal Yapıtaşları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Turgay Onargan ve Dokuz Eylül Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nejat Kun, Türk doğaltaşlarında uzun yıllardır yüzlerce Türk doğaltaşı üzerinde yaptıkları testlerde ölçüm cihazlarının radyasyon ölçmediğini ifade ettiler.
Türk mermerinin, farklı renk skalası ve kalitesiyle dünyanın pek çok ülkesinde, dünyaca tanınmış mekânlarda kullanıldığını, dünyada ilk beş ülke arasında yer aldığını anlatan EMİB Başkanı Kaya, Türk doğaltaş sektörünün, İtalya, Çin, İspanya ve İran gibi ülkelerle rekabet halinde olduğuna işaret etti.
Türkiye’nin doğaltaş ihracat rakamlarının potansiyelinin altında kaldığını söyleyen Kaya “170 ülkeye, 2 milyar Dolar ihracat yapan Türkiye bunun çok üzerinde bir potansiyele sahiptir. Geçmişten bugüne dünyanın en prestijli projelerinde Türk mermer ve doğaltaşı tercih edilirken, ülkemizde ne yazık ki bu zenginliğimiz yeterince tercih edilmiyor. Dün gazetelerde yer alan bir haber Türk Doğaltaş Sektörü’nde büyük bir üzüntüye ve tepkiye neden oldu.
Şu anda yapımı devam eden ve tamamlandığında yıllık 200 milyon yolcu kapasitesiyle dünyanın en büyük havalimanı olacak Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’ın ifadesiyle Türkiye’ye en az 50 yıl hizmet verecek, Türkiye’nin vitrini haline gelecek İstanbul’un 3. Havalimanına Brezilya’dan granit ithal edilecek olması bizleri ziyadesiyle üzdü ve bir kez daha hayal kırıklığına uğrattı. Sektörümüzü daha çok üzen ve tepkisine neden olan gelişme ise; bu ithalatı yapan kişilerin bu ithalata gerekçe olarak gösterdikleri, Türk mermerlerinde radyasyon olduğu iddialarıdır. Bu asılsız iddiayı ortaya atanlar bilmelidirler ki, en sağlıklı ve hijyenik yer ve duvar kaplama malzemesi olan Türk doğal taşlarına büyük zarar veriyorlar” ifadelerini kullandı.
“Türk doğaltaşlarında radyasyon yok”
Kaya’dan sonra söz alan Dokuz Eylül Üniversitesi Maden Mühendisliği Öğretim Üyesi ve Doğal Yapıtaşları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Turgay Onargan “Türkiye’nin ürettiği ve tüm dünyada çok büyük talep gören mermerler tek mineralli kalsit minerallerinden oluşmakta olup içeriğinde kayaç yapıcı kalsit minerali ve renk veren oksitleri de barındırmaktadır. Bu tür mermerlerin içeriğinde radyasyon kaynağı olabilecek hiçbir radyonükleidler yer almamakta olup herhangi bir radyasyondan söz edilmesi de kesinlikle mümkün değildir. Bu nedenle Türkiye’nin mermer üretiminin % 95 ni oluşturan, traverten, bej mermerler, beyaz ve diğer renkli karbonatlı mermerlerin hiç birisi radyasyon ve çevresel açıdan en küçük bir emisyona sahip olmadığı gibi birçok açıdan da insan sağlığına olumlu yönde etkileri bulunmaktadır” dedi.
Bazı doğaltaşlarda radyoaktivite gözlenebildiğini ifade eden Onargan, “Ancak bazı granitlerin mineralojik bileşimlerinde bulunan radyonükleidler nedeniyle radyoaktivite içerdikleri bilinmektedir. Granit türü doğal taşlar çok mineralli kayaç sınıfında olup içeriğinde minerolojik açıdan bakıldığında ana mineraller kuvars, feldspat(ortoklas) ve biyotit(siyah mika) mineralleridir. Ticari olarak üretilen ve işlem gören granitlerde potasyum ve zirkon içeriği yüksek olan örneklerde Gama spektrometresi ile yapılan ışıma ölçümlerinde 40K radyonükleidinin bulunma yüzdesine göre Radon eşdeğeri belirlenebilmektedir. Ülkemizde az sayıdaki granit işletmelerinde üretilen doğal taşların analiz sonuçlarına bakıldığında da sınır değerlerin çok altında değerler olduğu test raporları ile de görülmektedir” diye konuştu.
DEÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nejat Kun ise, doğaltaşların 3 gruba ayrıldığını, sedimanter, mağmatik ve metamofik olarak 3 gruba ayrıldığını sedimanter, metamorfik olarak isimlendirilen doğaltaşların Türkiye’deki doğaltaşların yüzde 95’ini oluşturduğunu bu taşların radyasyon içermediğinin bilimsel olarak ortaya konduğunu, granitlerin içinde yer aldığı magma kökenli doğaltaşlardaki radyasyon oranlarının için insan sağlığına zarar vermeyen limitlerde kaldığını yaptıkları testlerle ortaya koyduklarını anlattı.
“Türk doğaltaşlarında radyasyon var” iddiası ile ilgili görüşlerini de açıklayan Kun, “Delinin biri kuyuya bir taş attı. Bu iddia sosyal medyada yayıldı insanlar evlerindeki sıfır radyasyonlu doğaltaşlarla yapılmış banyolarını sökme noktasına geldiler. Biz 35 yıldır mermer çalışıyoruz. Türkiye, ne zaman Çin’e, ABD’ye ve diğer ülkelere doğaltaş ihracatını arttırmaya başladı. O zamandan beri bu iddialar ortaya atılıyor. Türkiye, doğaltaş ihracatında dünya üçüncülüğüne yükseldiği için, kendi makinelerini de üretir hale geldiği ve dışa bağımlılıktan kurtulduğu için birilerinin dikkatini çekiyor ve önü kesilmek isteniyor. Konunun özeti budur” dedi.