Orakçı; “Basın Susmamalıdır”

“İnandığınız doğruların peşinden gidin”

Basın mensuplarını sürekli takip ettiğini açıklayan Orakçı, aydınlanmaya giden en önemli yollardan birinin, kalemiyle kelamıyla doğruların peşinden giden bir medya olduğunu belirtti. Orakçı, doğruların peşinden giden gazetecilere teşekkürlerini ileterek, bu yolda ilerlemelerini diledi. “Öncelikle zamanınızı ayırıp geldiğiniz için teşekkür ederim. Kalemiyle kelamıyla aydınlanma için geleceğimiz için özel ve anlamlı uğraşlar gösteriyorsunuz. Hepinizi takip ediyorum. Bu anlamda belli gruplara hizmet etmeden, inandığınız doğruların peşinden gittiğinizi gördüğümde çok mutlu oluyorum” dedi.

“Gazeteci toplumun aynasıdır”

Gazetecilerin toplumda dördüncü güç olduğunu ve bu anlamada zaman zaman karar mekanizmalarına yol gösterdiğini dile getiren Orakçı, medyayı topluma ayna tutan bir mekanizma olarak gördüğünü söyledi. Orakçı, aynı zamanda basının eleştirici özelliğinin öneminden de bahsederek, gazetecilerin eleştirileri ve yorumlarıyla kendisine katkı sağladığını söyledi. Orakçı, basının rehberliğine ihtiyaç duyduğunu belirtti:  “Biliyoruz ki toplumda karar verenlerin, zaman zaman süreç içerisinde yorulması, oyundan düşmesi ve motivasyon kaybı yaşaması riski var. Bu risklere karşı siz gazetecilerin, karar vericilere bir ayna tutması ülkemiz için büyük bir kazanım olacaktır'dedi.

'Size düşen görevleri yapın'

Orakçı, ' Ben basın mensuplarına bu gözle bakarım. Şahsım adına yol gösterici ve eleştirel yorumları dinler ve bunları gurur meselesi yapmamayı tercih ederim. Toplum için doğru yaptığını ve yaşadığını düşünen insanlar akşam başını yastığa koyduğunda rahat uyurlar ve toplumun karşısına çıktıklarında da bizim verilecek hesabımız yoktur rahatlığını yaşarlar. Bu rahatlığı hepinizin yaşamasını dilerim. Ülkemizin, dinleyen, anlayan, kamunun sesine kulak veren, eleştiriye açık bir anlayışa ihtiyaç duyduğuna inanıyorum. Bize düşen görev bunu dile getirmek. Size düşen görevse, doğruları yansıtma, topluma aktarma ve gerektiğinde de bize eleştirilerinizle, yorumlarınızla katkı sağlama anlamında rehberliğinize ihtiyacımız olduğunu belirtmek istiyorum. Sevgiler saygılar sunuyor, gününüzü kutluyor, başarılar diliyorum” dedi.

“Basın yönetenlerin kontrol mekanizması olmalıdır”

Gittiği her ülkede ilk olarak basın gücünün topluma ve sivil otoriteye etkisini ölçtüğünün söyleyen Orakçı, Avrupa’da medya çalışanlarının saygınlıkla karşılandığını ifade etti. Orakçı aynı zamanda susan bir medyanın ülkeye hiçbir katkısının olmayacağının altını çizdi: “Ben Avrupa’ya gittiğim zaman her zaman basının gücünü ölçerim, basının topluma etkisini ölçmeye çalışırım. Avrupa’da bunu çok yaygın ve güçlü görüyoruz. Basının hem kamu kurumları hem de sivil otorite tarafından ne kadar saygıyla karşılandığına tanık oldum. İnşallah ülkemiz dede bu anlamda bir gelişme olur. Basının, haberleriyle, emeğiyle, kurduğu ilişki ağıyla üretenleri ve etkenleri denetlediği, kontrol ettiği bir yapı oluşur. Bu ülkemizin yararına olur. Susan bir ülke, susan bir yapının kazancı yoktur. Temennimiz demokrasinin, özgürlüğün, basının topyekûn evrensel demokratik normlara göre karar mekanizmalarının oluştuğu ve buna uygun da yayın yaptı bir ortamın olmasıdır' dedi.

“Siyaset kurumu her zaman hayatımızın merkezindedir”

Konuşmasını tamamlayan Vehbi Orakçı, daha sonra gazetecilerin gündeme dair sorularını yanıtladı. Siyasetle yakından ilgilendiğini ve şuan devam eden anayasal değişiklikleri yakından takip ettiğini belirten Orakçı;  “Siyaset kurumu her zaman hayatımızın merkezindedir. Hayatımızı her alanını etkileyen bir konuyla ilgili bir duyarsızlığımız yok.  Sürecin içindeyiz gözlemliyoruz. Yeni anayasa çalışmaları var, bir sistem değişikliği süreci gündemde ve erken seçim konuşuluyor. Siyasetin öncül aktörlerinin bu konuda toplumun beklentilerine uygun karar alacaklarına inanıyor ve temenni ediyorum biz de bu süreci takip ediyoruz” diye konuştu.

“Siyasi gerginlik bizzat bize yansıdı”

Konuşmalarının devamında iş hayatından bahseden Orakçı, son 4-5 yılda yurtdışında birtakım projeler gerçekleştirdiklerini ancak Başika krizinin Irak’taki projeleri olumsuz etkilediğini söyledi ve Irak’la yumuşama sinyallerinin ülkenin ekonomisine olumlu yansıyacağının altını çizdi: “İstanbul da farklı bölgelerde 25 şirketiz ve biz Beylikdüzü’ ünde siyasetten çok önce mesleğimizi icra ediyorduk.  Aynı zamanda son 4-5 yılda yurtdışında bir akım projeler yaptık.  Malum son Başika krizinden sonra siyasi atmosfer bize de yansıdı. Ülkemizin tüm şirketlerine dönük bir yaptırım uyguladılar. Şirketlerimiz mağdur edildi. Siyasi gerginlik bizzat bize yansıtıldı. Ancak son dönemde Irakla bir yumuşama sinyali aldık. Temennimiz ülkemizin yumuşak güç olması' dedi.

Haber: Dilan ERDEMİR