Yaz aylarında vücudumuzun nem dengesinin değişmesiyle özellikle yüzümüzde kuruma ve buna bağlı ince kırışıklıklarda artma gözlenir. Stabil kırışıklıkların oluşması, yüzde 75 oranında güneş ışınları, yüzde 25 oranında da yaşlanma nedeniyle oluşur. Güneşten sakınmak için gözlerimizi kısmamız ise bu etkiyi arttırarak özellikle “Kazayağı” adı verilen gözümüzün dış kısımlarında dinamik kırışıklıklara neden olur. Yaz aylarında güneş etkisini iyice göstermeden doğallığınızı koruyacak ölçüde yapılacak olan bu işlemle hem güneşin neden olduğu kırışıklıkların oluşmasını ve derinleşmesini engellemiş hem de daha genç bir görünüm elde etmiş olursunuz.
Nem Dengesinin Oluşturulması
Bir diğer önemli nokta ise yüzümüzün yaz aylarında yeterince nemli kalmasını sağlayabilmektir. Bunun en etkili yöntemi ise “PRP”adı verilen kök hücre tedavisi ya da mezoterapi uygulamalarıdır. Yaz boyunca, nemlendirici kremlerin en az 50 faktörlü güneşten koruyucu kremler ile birlikte kullanılması, bu tedavilerin etkinliğini arttıracaktır.
Antioksidanlar Ve Vitaminler
Antioksidanlar cildimizi hem korur hem de tamir mekanizmaları sayesinde onarıma katkıda bulunur. A,C ve E vitamininden zengin yiyecekler, selenyum ve koenzim q10 kırışıklıkları azaltır, güneş yanığı olma ve cilt kanseri oluşma ihtimalini azaltır.
Peki, Geç Kalmışsak Ne Olacak?
Göz çevresi kırışıklıkları özellikle göz kapağında oluşmuş ise alt veya üst göz kapağı ameliyatları bu bölgelerin daha genç ve diri olmasını sağlayabilir. Kaşlar arasında oluşmuş olan derin çizgiler botoksun yanısıra dolgu uygulamaları ile giderilebilir.