Uzman Klinik Psikolog ve Hipnoterapist Mehmet Başkak, bize bu kadar zarar verdiği halde varlığına muhtaç olduğumuz korku duygusunun faydaları hakkında önemli bilgiler verdi:
İLK İNSAN VE MODERN İNSANIN KORKUSU
“İnsan hayata bir kez doğduktan sonra ona sımsıkı sarılır ve zaman içerisinde çevreyi tanıdıkça en temel gereksiniminin yaşamak olduğunu da anlar. Bilinçaltı süreçlerin otomatik olarak yürüttüğü en önemli görev insanın hayatta kalmasını sağlamaktır. Risk olarak gördüğü her şeyden de insanı uzak tutmaya gayret eder. Bunun için gerekirse beynin tüm imkanlarını kullanarak bünyeye korku pompalar, dehşet duygusu yaşatır; çünkü hayatı tehdit ettiğini düşündüğü şeyden insanı uzak tutmaya çalışır. Diğer bütün canlılarda da bu durum benzer şekilde işler, evrimsel bir seviyede, korku mantıklıdır. Hayatın korunması ve sürdürülebilir kılınması için korku bir alarm görevi görür, tehlikeli her duruma karşı bir savunma, korunma davranışını tetikler.
İlkel dönemlerde de bu süreç böyle işlemiştir, çünkü yaratılışın doğasında var; yiyecek bulamamak açlıktan ölmek demektir, sığınacak bir mağara bulamamak saldırıya uğrayıp ölmek demektir, yırtıcılara karşı tedbir almamak öldürülmek demektir. Bu açıdan bakıldığında ilkel insanın yaptığı ufak tefek saldırı av aletlerini de korkularının sağladığı motivasyona bağlayabiliriz. Daha güçlü olmak, hayati riskini azaltmak için yontmuş taşı, kayayı.
MAĞARADA YAŞAMIYORUZ AMA...
Fakat şimdi ne yırtıcılar var, ne de mağaralarda yaşıyoruz. Teknolojik ve bilimsel gelişmelere paralel olarak korkularımız da gelişti, şekil değiştirdi.
Bu korkular, atalarımızın hissettiği korkulara kıyasla daha dışsal unsurlardan çok, içsel bir yapıya dönüşmüş denilebilir. Yani şehirde yürürken de birinin saldırma olasılığı var, buna karşı da korku bizi diri tutar ama bir toplumda kabul görmemek, konuşurken hata yapmak, beğenilmemek gibi durumları modern insan ciddi bir varoluş sorunu olarak algılamakta ve risk duygusuyla bu tür ortamlara yaklaşmaktan korkmaktadır.
Bataklıklardan, dev yılanlardan ve gece karşımıza çıkacak şeylerden korkmak yerine, artık değişimden, belirsizlikten korkuyoruz.
KORKUDAN KAÇANLAR VE KORKUYLA YÜZLEŞENLER
Dünyada aslında iki tür insan vardır denilebilir; korkudan kaçarak uzaklaşanlar ve korkularının üzerine gidip, onunla yüzleşerek yoluna devam edenler.
Korkudan kaçmak kolaydır ve genellikle yapılan budur; fakat kokularla baş etme mekanizmalarını harekete geçirip, üzerine giderek yaşamak kişiyi daha da güçlü kılar ve daha huzurlu bir hayat imkanı sunar.
Korkmadığımız zaman öğrenmiyoruz da. Tam öngörülebilir ve aşinalıklarla dolu bir ömür, dinamik ve sürekli değişen bir yaşam değildir. Başlangıçta belirttiğim gibi birçok gelişmenin temelinde korkularımızın sağladığı bir motivasyon var.
Her ne için olursa olsun, korkuyu hissetmek, ona karşı bir vaziyet almak ve üzerine giderek baş etmeyi öğrenebilmek, korkuları böylece kucaklamayı öğrenmek sizi daha mutlu, yetenekli, daha cesur ve anlatacak ilginç hikayeleri olan bir insan da yapacaktır.
EĞER KORKUDAN KAÇARSANIZ...
Hayat sürekli korkacağımız bir şeyleri karşımıza çıkartacaktır, çünkü hayatta kalmanın en temel duygularındandır korku ve eğer korkudan hep kaçarsanız, bu hayatınız boyunca kaçmak zorunda kalacağınız anlamına gelir. Bu da daha kaygılı, daha huzursuz, endişelerle vesveselerle sürdürülen huzursuz bir hayat demektir.
Fakat korkuların üzerine giderek, onlarla yüzleşen insanların, hayatın iniş ve çıkışlarıyla baş etme mekanizmaları gelişir, daha güçlü hisseder ve hayatlarına daha çok kendileri yön verirler.
KORKULARINIZDAN KURTULDUKÇA GÜÇLENİRSİNİZ
Dolayısıyla korkularla yüzleşmek de atalarımızdan bize kalan bir miras. Hep kaçmamışlar, tehlike olarak düşündükleri her şeye yaklaşmış, tanımaya çalışmış ve korkunun kaynağını yok etmeye çalışmışlar. Türümüzün devamını korkuların üzerine gidebilme kapasitemize borçluyuz.
Korkularınızla yüzleşin, onların nereden geldiğini öğrenin, sebeplerini araştırın, bu kendinizi öğrendiğiniz anlamına da gelecektir. Korkularınızı sevmek zorunda değilsiniz fakat onları tanıdıkça kontrol edebilirsiniz.
Korkularınızdan kurtuldukça güçlenirsiniz. Korkularımızdan kaçmak yerine onlarla yüzleştiğimizde, daha güçlü bir insan olamamak neredeyse imkansızdır.”