Bir çok deri hastalığının ağız içinde belirti verebileceğini belirten Türk Dermatoloji Derneği Oral Hastalıklar Çalışma Grubu Sekreteri Dr. Mehmet Kamil Mülayim “Ağız içinde ortaya çıkan yara, farklı renklerde kabarıklıklar, çizgilenmeler ağız içinde acı tat hissi bir deri hastalığının da belirtisi olabilir” dedi.
Ağız lezyonları iç organ hastalıklarının ilk belirtisi olabileceğini söyleyen Dr. Mehmet Kamil Mülayim bir aydan uzun süredir ağızda bulunan ve iyileşme belirtisi göstermeyen şişlik ve yaralar ağız kanserinin belirtisi olabileceğini ekleyerek halkı uyardı.
'Ağız hastalıkları bir çok deri hastalığının ilk belirtisi olabilir'
Ağız sindirim kanalının girişidir. Ağızla aldığımız yiyecekler çiğnenip, tükürükle karıştırılarak yutulmaya ve sindirime hazır hale getirilirler. Ağız aynı zamanda konuşmaya yardım eder. Konuşmayı ve seslerin doğru bir şekilde çıkmasını sağlayan dişler, estetik olarak yüzle bir bütünlük içindedir. Tat alma organı olan dilin; çiğneme, yutma, konuşma gibi çok önemli görevleri bulunmaktadır.
'Ağız hastalıklarında ilk başvuracağımız hekim dermatolog olmalı'
Birçok deri hastalığı, deri ile beraber ya da deriden önce veya sonra ağız içinde de belirti verebilir. Bu nedenle ağız içinde ortaya çıkan yara, farklı renklerde kabarıklıklar, çizgilenmeler ağız içinde acı tat hissi bir deri hastalığının da belirtisi olabilir.
'Ağız kokusu neden oluşur?'
Halk arasında çok yaygın olan ağız kokusu kişinin hem kendisini hem de çevresini rahatsız eden dolayısıyla sosyal yaşamı olumsuz etkileyen bir rahatsızlıktır. Ağız kokusu yiyecek, içecek veya vücuttaki fizyolojik olaylardan kaynaklı geçici bir durum olabileceği gibi bazı hastalıkların ilk belirtisi de olabilir. Buna neden olan başlıca hastalıklar; diş çürüğü, diş eti hastalıkları, sinüzit, bademcik iltihabı, solunum sistemi hastalıkları, sindirim sorunları, ağız bakım yetersizliği neden olabilir. Bazı metabolizma hastalıkları da ağızda kendine özgü kokular yapabilir.
'Ağız içinde renkli değişiklikler nelerin belirtisidir?'
Ağız içerisinde beyaz, kırmızı, gri, kahverengi ve siyah renk değişiklikleri ortaya çıkabilmektedir. Bu renk değişiklikleri; ırksal özelliklere, yoğun sigara kullanımına, hormonal değişikliklere, kullanılan ilaçlara, ağız içerisini tutan çeşitli mantar ve bakteriyel hastalıklara, amalgam dolgu gibi diş tedavisi sırasında kullanılan materyallere, ağız içerisini tutan bazı hastalıklara, ağız içerisinde ortaya çıkan iyi veya kötü huylu ben ya da kanserlere bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir.
'Ağız içi yaralar neden oluşur?'
Ağız yaraları; yanağı ısırmak, çok sıcak veya sert-sivri yiyecekler, uygun olmayan takma dişlerin basısı, kötü yapılmış dolguların sivri kısımlarının, kırık veya çürük dişlerin keskin kısımlarının teması sonucu oluşabilir. Demir, çinko ve vitamin eksiklikleri (özellikle folik asit, B12 vitamini ) ağız yaralarını tetikliyor olabilir. Stres, hormonal değişiklikler (kadınlarda adet dönemleri, hamilelik vs. ), ailesel yatkınlık (genetik faktörler), yiyecek alerjileri, bakteriler (frengi, verem mikrobu), virüsler (uçuk virüsü), mantar enfeksiyonları, bazı ilaçlar ve tütün kullanımı ağız yarasının ortaya çıkışını kolaylaştırabilecek etmenlerdir.
'Cinsel yolla bulaşan hastalıklar da ağız içinde başlayabilir'
Uçuk ve Frengi hastalığı gibi bazı cinsel yolla bulaşan hastalıklar da ağız yarasına neden olabilir. Ayrıca Behçet hastalığı, bazı romatizmal hastalıklar, çölyak hastalığı, bazı iltahaplı bağırsak hastalıkları, bazı deri hastalıkları (pemfigus ve liken gibi) ve ağız kanserlerine bağlı olarak da ağız yaraları gelişebilir.
'Uzun süre iyileşmeyen ağız yaraları tehlikeli'
Bir aydan uzun süredir ağızda bulunan ve iyileşme belirtisi göstermeyen şişlik ve yaralar ağız kanserinin belirtisi olabilir. Ayrıca ağızdaki tekrarlayan kanamalar, ses kısıklığı, çiğneme ve yutma güçlüğü, dilde veya ağzın diğer bölümlerinde uyuşukluk, his kaybı, dil ve çene harekelerinde zorlanma, dilin anormal bir şekilde sert ve bükülemez olması, boyunda cilt altında şiş bezeler ve kulak ağrısı ağız kanserinin belirtisi olabilir. Bu tür yaralarda erken teşhis kanserin yayılmadan tamamen iyileştirilebilmesine olanak sağladığı için son derece önemlidir.
'İç hastalıklarının ilk belirtileri ağızdan başlayabilir'
İltihaplı barsak hastalıkları gibi mide barsak hastalıklarının; kan hastalıklarının; şeker hastalığı gibi endokrinolojik hastalıkların; lupus eritematosus, skleroderma ve Sjögren sendromu gibi romatizmal hastalıkların; böbrek yetmezliği gibi böbrek hastalıklarının ve Tuberöz skleroz gibi nörolojik sistem hastalıklarının ağız içerisinde çeşitli belirtileri olabilir. Ağız lezyonları iç organ hastalıklarının ilk belirtisi olabileceğinden erken teşhis açısından da önemlidir.
'Sağlığımız ağızdan başlar'
Sonuçta ağız içi lezyonlar hem dermatolojik hastalıkların hem de iç organ hastalıklarının tanısı açısından önemli olduğundan ağız içerindeki renk değişiklikleri, şişlik ve yaralar gözlendiğinde dermatoloji uzmanına müraacat etmeniz gerekir.