İstanbul Bilgi Üniversitesi, “Kültür, Mekân ve İnanç”, “Çevre Çalışmaları” ve “Doğa ve Temsilleri” başlıklı derslerini kapsayan BİLGİ Doğada yaz okulu programını, 22 Temmuz – 5 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştirdi. Çevre, doğa ve kırsal yaşamla tematik bağı olan ders içeriklerinin pratikle zenginleştirilmesi hedeflenen programda öğrenciler, yaz okulu süresince doğayı ve toplumsal yaşamı deneyimleme fırsatı buldu.
Program dâhilinde verilen derslerin içeriği doğrultusunda öğrencilerin doğa ile etkileşimi amaçlandı. Bazı bölümlerinin köyde bulunan ormanlık alanda gerçekleştirildiği dersler ve kültürel aktiviteler ile öğrenciler; zeytin ağacının binlerce yıllık serüveninden, yangına karşı korunmaya yönelik adımlara kadar birçok farklı bilgi edindi.
Dersler, 8 dershanesi bulunan ve büyük bir bahçe içinde yer alan Güzelköy İlkokulu binasında işlendi.
Doğada Uygulamalı Dersler
BİLGİ Doğada kapsamında açılan “Çevre Çalışmaları” dersi Yrd. Doç. Dr. Sezai Ozan Zeybek; “Doğa ve Temsilleri” dersi öğretim görevlisi Rahmi G. Öğdül ve “Kültür, Mekân ve İnanç” dersi öğretim görevlisi Amed Gökçen tarafından verildi. Verilen derslerin konuları itibariyla öğrencilerin doğa ile etkileşimi amaçlanarak, derslerin bazı bölümleri köyde bulunan ormanlık alanda gerçekleştirildi.
Öğrencilerin köy sakinlerinin günlük yaşantılarına ve kültürel ritüellerine eşlik etme fırsatı da bulduğu yaz okulu boyunca, Kaz Dağları’ndaki bitkileri kullanarak doğal boya üretme atölyesi, yerel malzemelerden köy sakinleriyle birlikte yemek hazırlama ve köy sakinleri eşliğinde çevre yürüyüşleri gibi çeşitli etkinlikler düzenlendi.
Teorik Bilgi Deneyime Dönüştü
BİLGİ Doğada Yaz Okulu’nun, üniversitenin eğitim geleneğinde çok önemli bir yere sahip olan “deneyimleyerek öğrenme” anlayışını yansıttığını belirten BİLGİ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aydın Uğur; “Yaklaşık 6 aydır en küçük detayına kadar planlamaya çalıştığımız bu 15 günlük yaz okulunu; 40 öğrencimizin, 3 öğretim üyemizin ve 2 program çalışanımızın katılımıyla tamamladık. Bu süreçte, hem ders içerikleri hem de dersleri destekleyen etkinlikler sayesinde doğayla ve köy yaşamıyla kaynaşma fırsatı bulduk. Üniversitemizin eğitim anlayışının ayrılmaz bir parçası olan “deneyimleyerek öğrenme”yi, doğayı ve kültürü merkeze alan 3 dersimiz kapsamında hayata geçirdik. Bu sürecin, hem köy halkının hem de öğrencilerimizin unutamayacağı bir deneyime dönüşmesinden dolayı çok mutluyuz” şeklinde konuştu.