Balkanlıoğlu Hocayı Kardeşi Anlattı

Esenler Belediyesi'nin Ramazan etkinlikleri kapsamında gerçekleştirdiği sohbet programları çerçevesinde 'Biz Dünyadan Gider Olduk' adlı programda, geçtiğimiz yıl hayatını kaybeden Abdülmetin Balkanlıoğlu Hoca anıldı. Dörtyol Meydanı'nda, Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda geçtiğimiz Ramazan ayında Esenler'de verdiği sohbetten görüntülerle Abdülmetin Balkanlıoğlu Hoca tekrar Esenlerliler ile buluşturuldu. Sohbetinde 'Biz Dünyadan Gider Olduk' dizelerini okuduğu sırada meydanı dolduranlar duygu dolu anlar yaşadı.

Nasihatlerinden Hep Feyz Aldık

Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, Abdülmetin Balkanlıoğlu'nun nasihatlerinden ve pozitif enerjisinden feyz aldıklarını belirterek, 'Her Ramazan'da kendisini bu kürsüde dinlediğimiz, nasihatlerinden ve sohbetlerinden istifade ettiğimiz Abdülmetin Balkanlıoğlu hocamızın vefatı hepimizi üzmüştü. İşte bu gece, bu meydanda hocamızı misafir ettik. Rabbim O'nun gibi bu topraklarda emek ve alın teri koyan ve bu topraklarda milli, yerli ve dini nesillerin yetişmesi için emek sarf eden gönül insanlarımızın sayısını arttırsın' ifadelerini kullandı.

Ramazan, Huzur Ve Barışın Müjdecisi Olsun

AK Parti Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ da Ramazan ayının manevi ikliminin tüm Müslümanlarca barış ortamında yaşanmasını temenni ederek, 'Ramazan ülkemizde huzur, güven ve barış ortamı içerisinde idrak ediliyor. Gönlümüz arzu ediyor ki sadece Esenler'de, İstanbul'da, Türkiye'de değil dünyanın dört bir yanında da Ramazan, Ramazan ayının maneviyatına yaraşır bir biçimde, huzur ve güven ortamı içerisinde idrak edilsin. Kanın, gözyaşının, savaşın olmadığı bir iklimde insanlar bu ibadeti idrak etsinler. İnşallah bu Ramazan, böyle Ramazanların müjdecisi olur' diye konuştu.

Hukuktan Vazgeçti Ama İlim Ve Dine Adandı

Gecede Abdülmetin Balkanlıoğlu'nu kardeşi eski Sakarya Valisi İrfan Balkanlıoğlu anlattı. Hukuk fakültesini bırakıp kendisini dine ve ilime adayan ağabeyinin bu süreçlerini anlatan İrfan Balkanlıoğlu özetle şunları söyledi:

'Ağabeyim benden iki yaş büyüktü. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni kazanmıştı ama İsmailağa'da hocaların tesiriyle devam etmedi, kendisini dine ve ilime verdi. Ben de aynı okulu kazandım. O zaman ben çok üzülmüştüm ağabeyimin tecrübelerinden istifade edemeyeceğim diye. Ağabeyim imam hatiplik yaptığı zamanlarda cemaati olmayan camilerde, beş vakit namazı Cuma namazı gibi doldurmaya başladı. Kendisini dine adamıştı. Dezavantajlı herkese yardım ederdi, sayısız talebe okuttu. Dünyanın her yerinde kendisini Allah'ın dinine tebliğe görevli saydı. Ağabeyimin kendisini dine verip okuldan ayrılmasını önce yadırgamıştım ama Fatih Camii'nde kılınan o kalabalık cenaze namazında bir kez daha anladım, hiçbir makam ve mevki insana bu ilgiyi vermez. Öldükten sonra hiçbir makam ve mevki yüz binlerce insanı cenaze namazına getiremez.'