Tarih: 08.03.2022 17:41

Öğretmenlikte Sınıfsal Ayrıma Hayır!

Facebook Twitter Linked-in

Öğretmenlikte Sınıfsal Ayrıma Hayır!

Adom Medya bünyesinde yayın hayatını sürdüren Start TV ve Start Türk’te yayımlanan, moderatörlüğünü Nezir Karayün’ün yaptığı Hürbakış programının konuğu Türk Eğitim-Sen İstanbul 9 Nolu Şube Başkanı İbrahim Ender Aktan oldu.

Nezir Karayün ile Hürbakış programına konuk olan Türk Eğitim-Sen İstanbul 9 Nolu Şube Başkanı İbrahim Ender Aktan, öğretmenlik meslek kanunu hakkındaki görüşlerini anlattı. Ayrıca sözleşmeli öğretmenlerin özlük hakları için yaptıklarını açıkladı.

Öğretmenler Odasını Önemsiyoruz

Türk Eğitim-Sen İstanbul 9 Nolu Şube olarak yaptıkları çalışmaları anlatan Aktan; “Şube başkanlığımızın faaliyet alanı bölgemizde 7 ilçeden oluşmakta. Küçükçekmece, Avcılar, Esenyurt, Beylikdüzü, Büyükçekmece, Silivri ve Çatalca ilçelerinin tamamında sendikal faaliyetlerimiz hızlı bir şekilde yürüyor. Biz her şeyden önce sendikacılığın alanında, er meydanında yapılmasının ve gönül kazanılmasının önemini kavramış, kurulduğu günden bugüne kadar aynı istikamette, aynı mücadeleyi veren bir tavırla sendikacılık yapıyoruz. Öğretmenler odasını önemsiyoruz. Biz seçildiğimiz ilk dönem bizim yerimiz müdür odaları değil öğretmenler odası olacak dedik çünkü öğretmen arkadaşlarıyla bağlantısını kesen bir sendikal hareketin rotasını ve ufkunu tayin etmesi mümkün değildir. Bu noktada haftanın her bir gününde bir ilçemizde sendikal faaliyetlerimizi gerçekleştiriyoruz” dedi.

Sözleşmeli Öğretmenlerimizin Eylemlerini Destekliyoruz

Sözleşmeli öğretmenlerin özlük haklarıyla ilgili konuşan Aktan; “Bizim bakış açımıza göre devletin işi devletin memurunun marifetiyle yürütülür ve devlet memurunun ücretlisi, sözleşmelisi, geçicisi ve kadrolusu olmaz. Biz kamusal alanda sadece ve sadece 657 sayılı devlet memuru kanuna binaen kadrolu istihdam modelini arzu eden ve bunun için mücadele eden bir sendikal tavır geliştiriyoruz. Sözleşmeli öğretmenlik noktasında özellikle hem ekonomik, hem sosyal, hem de özlük hak bağlamına maalesef ki sınıfsal bir ayrım gittikçe artıyor. Şuan sözleşmeli arkadaşlarımızın özellikle aile bütünlüğünden söz edemiyoruz. Maaşta çok büyük bir fark olduğunu ve sosyal hak bağlamında aynı okulda aynı dersi veren öğretmenlerimizin 3 kategoride sınıflandırıldığını görüyoruz. Sözleşmeli öğretmenlerimizin yaptıkları her eyleme destek veriyoruz.

Öğretmenin İtibarı Toplumun İtibarıdır

Ücretli, sözleşmeli ve kadrolu sınıfsal ayrımını dile getirirken aslında kendi elimizle bir sınıf farklılığı daha oluşturuyoruz. Uzman öğretmen ve başöğretmen kategorilerinde, uzman öğretmenlik için 180 saatlik bir kurs ve başöğretmenlik için 240 saatlik bir kurs bulunuyor. Ayrıca sınav şartı ve meslekte 10 yılını doldurmuş olan arkadaşlarımızın sınava girebileceği şartı bulunuyor. Öğretmenin itibarı milli eğitimin ve toplumun itibarıdır. Biz sadece 80 dakikalık, 120 dakikalık bir sınavla 10, 20 yılını dirsek çürüterek, tecrübesini nesilden nesile aktaran kıymetli eğitimcilerimizi başarı yarışına dayalı bir unvana tabi tutarsak bu sadece öğretmenin toplum nezdinde itibar kaybından başka bir işe yaramayacaktır.” ifadelerini kullandı.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —