Ağabeyi , Muhsin Yazıcıoğlu'nun çok çile çektiğini ve hapislerde işkence gördüğünü, buna rağmen devletine sitem etmediğini belirtirken en yakın dava arkadaşı hedefinin Müslüman Türk Birliği
Araştırmacı Yazar Mehmet Emin Gerger, 'Bilinmeyen Yönleriyle Muhsin Yazıcıoğlu adlı eserinde, merhum BBP Liderinin Milli Birlik ve Kardeşlik Projesinin ana hatlarını ve perde arkasını gözler önüne seriyor.
Kitapta kendisiyel söyleşi yapılan Muhsin Yazıcıoğlu'nun ağabeyi Yusuf Yazıcıoğlu, helikopter kazasının bir an önce aydınlatılmasını istiyor.
Kaza ile ilgili düşüncelerinin hala netlik kazanmadığını belirten Yusuf Yazıcıoğlu, 'Bu konuda bir çok tereddüt ve endişelerimiz var' diyor.
İŞKENCELERE RAĞMEN DEVLETE SİTEM ETMEDİ
Muhsin Yazıcıoğlu'nun çok çile çektiğini ve hapislerde işkence gördüğünü belirten ağabeyi Yusuf Yazıcıoğlu, 'Ancak gördüğü bütün işkencelere, haksızlıklara rağmen, devletine sitem etmedi' diyor.
HEDEFİ MÜSLÜMAN TÜRK BİRLİĞİNİ KURMAKTI
Yazıcıoğlu ağabeyinin Türkiye'nin önderliğinde Müslüman Türk Birliğini Kurmak istediğini belirterek, 'Türküyle. çerkeziyle, Kürdüyle, Alevisiyle, Sünnisiyle, bu topraklarda. bu vatanda, atalarımız, dedelerimiz, Türk Bayrağı altında nasıl yaşadıysa, bundan sonra da kardeşlik, barış ve hürriyet içerisinde yaşayıp, müreffeh ve mutlu olarak yaşamalarını istiyordu' dedi.
Araştırmacı Yazar Mehmet Emin Gerger'in 'Bilinmeyen Yönleriyle Muhsin Yazıcıoğlu adlı eserinde Yazıcıoğlu'nun yol arkadaşları onun hedeflerini anlatırken o dönem adı MÇP olan Milliyetçi Haraket Partisi kadroları ile yollarının neden ayrıldığına dair açıklamalar da yapıyorlar.
MÇP İLE YOLLAR NEDEN AYRILMIŞTI
Kitapta kendisiyle söyleşiye yer verilen bir diğer isim Ülkü Ocakları Eski Genel Başkanı ve BBP Kurucu üyelerinden Hasan Çağlayan.
'Yazıcıoğlu'nun davası Allah Rasülünrün davasıydı' diyen Çağlayan, onunla birlikte gönüllerde birlik vakfını kurdularını söylüyor.
Muhsin Yazıcıoğlu ile yollarının kesiştiği 1973 yılından sonra gelişen olayları anlatan ve birliklerinin bozulmadığını belirten Çağlayan, 'Hemen hemen aynı dönemlerde birlikte çalıştık. Arkadaşlığımız devam etti. O genel başkan, ben Genel Başkan Yardımcılığında aynı evlerde kaldık. Ta hapishaneye düşünceye kadar. Hapishaneye de aynı evde yakalanarak beraber girdik. Hapishanede de arkadaşlığımız oldu. Hapishaneden soma da iş arkadaşlığımız devam etti. Yani her şeyimizi paylaştık, bir kardeş gibiydik. Yakın bir hukukumuz ve kardeşliğimiz vardı' diyor.
Çağlayan hapisten çıktıktan sonraki hayatlarına da yer verdiği söyleşide MÇP ile yollarının nasıl ayrıldığına da yer veriyor ve diyor ki: '
Hapishaneden çıktıktan soma 'Milliyetçi Çalışma Partisi' (MÇP)'nin yönetimine seçildik. Muhsin bey Genel Sekreter Yardımcısı oldu. Ben de o dönemde kendisiyle birlikte çalıştım. Sonra MÇP'den Muhsin Bey'le birlikte ayrılarak, Büyük Birlik Partisini' kurma kararı aldık.... ... O günkü şartlar içerisinde Milliyetçi Çalışma Partisinden ayrılışımızın sebebi bizim hapishaneye düşme gerekçemizle, hapishane öncesindeki mücadele sebeplerimiz, gayelerimiz, inançlarımız, ideallerimiz, amaçlarımız MÇP'de devam ederken sıkıntıya girdiğimizi, ideal ve uğruna öldüğümüz inanç ve değerlerden, sapmalar ve tezatlar ortaya çıktı. Bu konularla ilgili rahmetli Alparslan Türkeş Bey'le çok ciddi şikayetlerimiz, görüşmelerimiz oldu. Konuları kendisine ilettik. Bu şartlar içerisinde (yani o gün) çalışma ve mücadeleye devamla ilgili sıkıntılarımız olduğunu ifade ettik...
AYRILDILAR MI, İHRAÇ MI EDİLDİLER?
Çağlayan, Yazıcıoğlu ile birlikte yolllarını ayırdıkları partiden kendilerinin mi ayrıldığı, yoksa ihraç mı edildikleri tartışmasını da şu cümleleri ile yanıtlıyor: 'Sonra o günlerde, Muhsin Yazıcıoğlu 'ittifak' ile MÇP'den, TBMM'ye girdi. Milletvekili oldu. MÇP, TBMM'de iken (Muhsin Bey'le birlikte) halka, dava arkadaşlarımıza izah edemeyeceğimiz, yapamayacağımız bazı hal ve hareketler ortaya açıktı. Bunları izahta zorlanmaya başladık. Netice itibarıyla öyle bir hale geldik ki, bu itirazlar sıkıntılar sonucunda, bir rivayete (görüşe) göre 'Milliyetçi Çalışma Partisi'nden' bu insanlar yani, Muhsin Bey ve arkadaşları 'ihraç edildiler veya bu insanlar MÇP'den ayrıldılar. Bu iki görüşün her ikisi de doğrudur.
FİKİR AYRILIĞI MI, METOT AYRILIĞI MI VARDI?
'Fikir ayrılığı, anlaşmazlığı mı vardı yoksa metot ayrılığı vs. mi vardı?' sorusuna Çağlayan'ın kitapta verdiği yanıt şöyle: 'Fikre tezat icraatlar oluyordu. Biz diyorduk ki, fikir dumura uğratılıyor. Bir taraftan da fikirde de sapmalar meydana geliyordu. Aynı şeyleri ifade ediyoruz ama icraatta bir şey göremiyoruz. Fikrin dışında icraatlar ortaya çıkıyordu. Bu nedenle de MÇP'den ayrıldık'
Çağlayan, Yazıcıoğlu ve kadrosunun hedefini şöyle özetliyor: ' Büyük Birliğin hedefi Milli Mutabakattır. Biz diyoruz ki, önce insan... Her şey insan için. Ülkede ki birlik ve beraberlikle ilgili meselelerde Türkiye'de yaşayan insanları bir kilimin desenleri olarak görüyoruz. Afişlerimiz de bir kilimdi. Rengarenk bir Yörük veya Türkmen kilimiydi. Onun desenleri, renkleri, çeşitlilikleri ona güzellik katıyor. Biz Türkiye'deki farklılıkları, Türkiye'nin zenginliği olarak değerlendiriyoruz. 'Büyük Birlik' admı partiye koyuşumuzun sebebi de budur. Türkiye'deki birliği, Milli Mutabakatı sağladığımız andan itibaren, Osmanlı bakiyesi topraklar üzerindeki milletlerin hepsini kucaklamış oluyoruz. Dünyaya açılırken, Bosna, Batı Trakya, Kosova, Makedonya, Kafkaslar, Türk Cumhuriyetleri, Kerkük vs. geniş bir coğrafyaya yayılmış insanların Türkiye'de birleştiği ve büyük birlikteliği sağladığı Türkiye cumhuriyeti Devleti vardır.
Biz Türkiye içinde ve dışında arzu ettiğimiz büyük birliği sağlamayı hedefliyorduk... Düşüncemiz buydu'
Araştırmacı Yazar Mehmet Emin Gerger, 'Bilinmeyen Yönleriyle Muhsin Yazıcıoğlu adlı kitabında aynı zamanda Muhsin Yazıcıoğlu'nun şiirleri, onun için yazılmış şiirler, Yazıcıoğlu'nun önemli konuşmaları ve fotoğraflarına da yer veriliyor.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.