Hızlı ve
anında
haberciliğin yanı sıra, dünyada ve ülkemizde çok sesliliğe
fırsat
tanıyan, toplumun her kesimine söz söyleme imkanı sağlayan ve hakim medyanın toplumu istediği gibi yönlendirmesine
fırsat
tanımayan
internet
haberciliği, gazetecilik mesleğinin
yeniden
tanımlanmasına
yol
açtı.
Gün geçtikçe güçlenen sektör ile ilgili olarak,
internet
haberciliğin önemli ve öncü isimlerinden haber7.com Genel Yayın Yönetmeni Ünal Tanık, İnternet haberciliğinde geldiğimiz noktadan, haberciliğin kodlarının
yeniden
yazılmasına kadar birçok konuda görüşlerini açıkladı.
> Öncelikle
internet
haberciliği kavramını ele alırsak, dünya konjonktüründe geldiğimiz nokta nedir? Türkiye, gelinen noktada hangi aşamada?
> Türkiye,
bilgi
otoyolu olarak bilinen
internetle
tanışmakta geç kalmadı. Ama altyapının oluşturulmasında gereken yatırımları zamanında yapmadı. Satılacağı gerekçesiyle Telekom’a yatırım yapılmadı. Ancak özelleştirilmenin yapılmasından sonra bu alandaki yatırımlar 2006’dan sonra hızlandı. Bu yıla kadar yapılan çalışmalarla hızla aradaki
mesafe
kapatılmaya çalışıldı. Çok önemli
mesafeler
alındı. Sanıyorum, 2012’den önce aradaki fark tamamıyla kapatılmış olacak.
İnternet haberciliğinin gelişmesi de maalesef, altyapı çalışmalarına paralel bir seyir izledi.
> Teknoloji ilerledikçe ve
teknolojinin
nimetlerinden faydalanıldıkça, algılarda değişim gösteriyor. Gazete, radyo ve TV derken, 5 yıl içerisinde
internet
haberciliğinin medyada ön plana çıkacağı söyleniyor. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?
>
İnternetteki
altyapının güçlenmesi ve dünya standartlarının üzerine çıkmasıyla
internet
, medyanın lokomotifi olacak. kalacak. Medya dendiğinde akla
internet
gelecek. Bunda şüphesi olanları ve direnenleri, zaman acımasızca cezalandıracak.
>
İnternet
, size göre haberciliği nasıl etkileyecek? Haberciliğin kodları
yeniden
yazılacak diyebilir miyiz?
> Habercilik
yeniden
tanımlanacak. Haberin veriliş tarzı değişeceği gibi, içeriği de farklılaşacak. Televizyon ve radyo bir haberi verirken süreye bağlı, gazete ise bir haberi okuyucusuna ulaştırmada ayrılan sayfası ile sınırlı.
İnternet
ise bu iki mecranın eksiklerini avantaja dönüştürmüş durumda.
Her iki mecrayı bünyesinde buluşturdu. Üstelik zamana ve sayfanın sınırlarına bağlı kalmadan yapabiliyor bunu. Onun için klasik medyanın
internetle
rekabet şansı maalesef bulunmuyor.
> Medya sektörünün en önemli handikaplarından biri, kalifiye eleman eksikliği… Bu mesleği seçecek olan
gençler
size göre nasıl bir
yol
izlemeli?
> Bahsettiğiniz nokta göz ardı edilemeyecek kadar büyük bir sorun. Dahası, artık ertelenemeyecek bir noktaya gelmiş durumda. Maalesef henüz,
kurumsal
olarak bu alanda bir çalışma yapılmıyor. Ondan dolayı da girişimler bireysel kalmaktan öte geçmiyor. Arayan eleman bulamayabiliyor, iş arayan da elemana ulaşmakta zorlanabiliyor.
> Ne yapmaları gerektiği noktasına gelince… Bu tamamıyla
gençlerin
girişimciliğine kalmış oluyor.
İnternet
medyasında olanlarla doğrudan irtibata geçip, bir süre çıraklık yapmaları bugün için görünen çıkar
yol
gibi. Ama sektörün öncüleri konumunda olanlar, bu soruna sistematik bir çözüm arayışında.
>
İnternet
Haber Genel Yayın Yönetmeni Hadi Özışık, bir süre önce kaleme aldığı biz yazısında, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti gibi saygın bir kurumun
gençler
tarafından yönetilme vaktinin geldiğini söylemişti ve benim bu seçimde, oyum “Celal Toprak'a, Ünal Tanık'a” demişti. Fakat olmadı. Siyasetten tutun da her alanda size göre kimse oturduğu koltuğu bırakmak istemiyor mu?
> Hadi Özışık’ın Türkiye Gazeteciler Cemiyeti seçimlerinde verdiği destek takdire şayan idi. Ama değişime olan güçlü bir direniş var. Dediğiniz gibi, kimse oturduğu yerden kalkma taraftarı değil.
Gençler
, (biz bunun içine dahil değiliz) bunun önünü açacak yöntemleri bulacak. Değişimin gücü, ertelenebilir ama engellenemez.
> Son olarak size özel bir soru soralım. Hayvanları sever misiniz? Bir gazeteci olarak onların haklarını da gözeten haberlere “haber7.com”da yeterince yer veriyor musunuz? Bizi biz yapan insani duygular ile medyayı tek bir cümlede kullanacak olursak ne söylersiniz?
> İnsanların gözden kaçırdıkları bir şey var. Bu dünyanın bir tek bizim için yaratıldığını sanıyoruz. Oysa bu dünya yalnız bizim değil. Yüz binlerce türdeki canlılarla paylaşıyoruz. Güçlü olanın güçsüzü ezmesi ne kadar yanlışsa, “
akıllı
” olanın, bu nimetten mahrum olanları ezmeye kalkması da o kadar yanlış. Bunun bir şekilde Yaratan’ın gücüne gideceğini
hesap
etmiyoruz.
Haber 7’de buna ne kadar özen gösterdiğimize gelince… Maalesef birçoğundan daha iyi bir noktada olsak da, olması gereken yerden çok uzaktayız. Medya “biz” olmayı bizden önce öğrenecek mi bilmiyorum. Bildiğim bir şey var. Medyaya biz rengini vermeliyiz.