Nail Keçili 11 yıl önce Türkiye’nin en büyük reklamcısıydı. Ancak, reklamcısı olduğu Egebank’ın batmasıyla birlikte, onun da hayatı kaydı. Uzun süre hapiste kaldı, bütün servetini kaybetti.
Ve Nail Keçili 11 yıl sonra biten davada, beraat etti.
Ve şimdi Nail Keçili isyan ediyor ve “ Çiğnenen Onuru’nun “ hesabını soruyor.
İşte Nail Keçili’nin isyan mektubu:
“ Kısaca meslek hayatımdan ve son 11 yılda gelişen, ismimi ve şirketlerimi etkileyen olaylardan bahsetmek istiyorum.
Cen Ajans 1970 yılında kuruldu ve kısa sürede ülkenin en önemli reklam ajansı haline geldi. 1970 - 2000 yılları arası grubumuz tarafından devlete ödenen vergi 2,5 milyar doların üzerindedir.
2000 yılı itibariyle 28 ayrı şirketten oluşan grubumuzun cirosu 800 milyon doları, çalışan sayımız ise 2500 kişiyi aşmaktaydı. 1970 yılından bu yana ben ve ekibim 8000’i aşkın marka yaratmıştır. Çektiğimiz uzun metraj, belgesel ve reklam filmi yaklaşık olarak 36.000’dir.
2000 yılında rahatsız bir içişleri bakanı, sadece reklam hizmetlerini yürüttüğümüz Egebank’a el koyma operasyonu sırasında bizi de taraf olarak davaya dahil ettirerek bu haksız ve talihsiz sürecin başlamasına sebep olmuştur.
Avukatlarına ‘Ben Nail Keçili’yi içeri tıktırmazsam kolumu kırarım’ diyen Egebank Avukatı Mehmet Tural, Sadettin Tantan ile birlikte dönemin başbakanı Mesut Yılmaz’ı da etkileyerek emellerine ulaşmayı denemişlerdir. Yıllar sonra Tantan gerçekleri görüp ‘dolduruluşa geldiğini’ kabul edecektir.
O dönemde bu haksız suçlamalardan çok etkilemiş ve ciddi bir beyin kanaması geçirmiştim. Henüz nekahat dönemindeyken, Nuh Mete Yüksel isimli savcı tarafından tutuklandım ve kolumda serumla Renault marka polis arabasıyla, ellerim kelepçelenerek, herhangi bir sağlık desteğinden yoksun olarak Marmaris’ten Ankara’ya götürüldüm ve 9 ay tutuklu kalacağım Ankara Ulucanlar Cezaevine konuldum.
2000 yılında şirketlerimizden Cen Ajans Türkiye reklam sektöründe %55 paya sahipti. Bu döneme kadar medyaya intikal ettirdiğimiz rakamları, milyonlarca doları zamanından önce ödediğimizi ve medyanın en büyük destekçisi olduğumuzu medya patronları ve ilgili yetkililer iyi hatırlayacaklardır.
Yetkisiz bir savcı tarafından, işlemediğim suçlardan sorumlu tutulmaya çalışıldığım dönemlerde burada ismini anmak istemediğim bir dizi köşe yazarı beni itham eden yazılar kaleme almışlardır. Dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de medyanın can damarı reklam ajansları ve reklam verenlerdir. Bugün reklam sektörü büyük bir erozyona uğramış durumdadır. Ancak bu ayrı bir konudur.
Dört gün evvel bir dizi asılsız iddiayla suçlandığım Egebank davasından da beraat ettim. Dört gündür hayretle görmekteyim ki bir zamanlar sütunlarda ve ekranlarda beni lime lime etmek isteyen bazı medya kuruluşları beraatımı haber yapma gereği dahi duymuyor.
Bu mahkemelerin sürdüğü 11 yıl boyunca da(1,5 yılı hapishanelerde) kaybettiğim değerleri sıralamama izin verin;
Türkiye’nin 30 yıl süreyle en büyük reklam ajansı olan ve dünyanın 78. büyük ajansı olan Cen Ajans minicik bir ofis oldu. Uzun yıllar birlikte mutlu ve şerefle çalıştığımız ortağımız Grey, şirketlerimiz içindeki hisselerini tutmasına rağmen aramızdaki bütün anlaşmaları hiçe sayarak Türkiye’de kendi ajansını kurdu. Uluslararası müşterileri aldı, ajansının başına da benim danışmanımla birlikte kadromun bir kısmını geçirdi.
4800 talebeyi eğiten ve Türkiye’ye ünlü isimler kazandıran okulumuz Akademi İstanbul kapandı, 250’den fazla bursumuzla okuttuğumuz talebe ortada kaldı. İhtisas anlayışı içerisinde çalışan ajanslarımız kapandı.
Prodüksiyon şirketlerimiz kapandı.
Medya şirketimiz iflas etti.
Halkla ilişkiler şirketimiz yeniden küçülen Cen Ajans bünyesine geçti.
Direkt pazarlama şirketimiz kapandı.
Prodüksiyon şirketlerimiz işsiz bir şekilde gayri faal hale geldi.
TMSF gayrimenkullerimizden büyük bir kısmını sattı.
Türkiye’de yegâne reklam ajansı olarak dizayn edilmiş Tarabya sırtlarındaki binamız açık arttırmayla satıldı.
Türkiye’nin en kaliteli matbaası olan, dünyada üst üste ödüller kazanan Stampa’yı da kapatmak mecburiyetinde kaldık.
Fakat biz bugün yitirdiklerimize ve geçmişe değil, umutla, inançla geleceğe bakıyoruz. Şu anda genç Cen Ajanslılarla, Ortaköy’deki mütevazi ofisimizde yeniden reklam üretmeye başladık. Bizi hiçbir zaman unutmayan çok değerli müşterimiz Elginkan Holding, E.C.A., Serel, Emas, Eleks Grubu uçağımızın havalanmasına destek sağladı. Değerli ağabeyimiz Demirören grubu başkanı Erdoğan Demirören kanatlarını açtı. Vepa, Özdilek, Bisse, Newbalance, Kosifler ve Bölünmez Petrolcülük bize ‘Yürü Cen Ajans yeniden liderliğe otur’ diyorlar.
Prodüksiyon şirketimiz Key Production yeni uzun metraj projelerle ve tanınmış post prodüksiyon şirketi Sinefekt ile yeni projelere imza atıyor.
Cen Ajans olarak Avrupa Birliği Genel Sekreterliği’nin tanıtım işlerini üstlendiğimizi ve Devlet Bakanı Sayın Egemen Bağış’a fahri danışmanlık yaptığımızı da belirtmek isterim.
Ben suçlandığım bütün mahkemelerden beraat ettim. Pırıl pırıl bir insan olarak iş hayatıma devam ediyorum. Kuş gibi hafifim.
Bu süreçte TMSF’nin iyi niyetli yaklaşımı ve bu grup ölmemeli, iş hayatına devam etmeli mantığı bize çok destek olmuştur. Yaşadığımız kötü 11 yıl içerisinde paralarını alamayan eski Cen Ajans mensuplarına bu vesileyle teşekkürü borç bilirim.
Her şeyi ile aklandığım ve aklandığımız şu 11 yılda bizi yalnız bırakan müşterilerimizin çoğuna kapımızın tekrar açık olduğunu belirtmek isterim. Toplumumuza gerçekleri anlatacak olan siz değerli medya mensuplarına da samimiyetle ve gerçekten çok teşekkür ederim.
Görüldüğü üzere namuslu bir insansanız ve adam gibi adamsanız adalet size yeniden başlama fırsatını tanıyor. Bu vesileyle Türk adaletine teşekkür etmeyi de borç biliyorum.
Saygılarımı arz ederim.
