İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir Kent Konseyi tarafından düzenlenen “Şiddetli Rüzgârlar, Fırtınalar Farkındalık” toplantısında konuştu. Başkan Soyer, “İzmir’in belediye başkanı olarak en büyük gayretim, afetlerden çıkardığımız bu önemli derslerin belediyemizin ve şehrimizin kurumsal işleyişine nüfuz etmesini sağlamak. Unutan değil, hatırlayan; vazgeçen değil, ders çıkaran ve öğrenen bir şehir olmak. Bugünkü buluşmamızı bu hedefe doğru atılmış çok önemli bir adım olarak görüyorum” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi’nde Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde İzmir Kent Konseyi tarafından düzenlenen “Şiddetli Rüzgârlar, Fırtınalar Farkındalık” toplantısına katıldı. Programda İzmir Kent Konseyi Başkanı ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Nilay Kökkılınç, İzmir Kent Konseyi ve siyasi partilerin temsilcileri, Büyükşehir Belediyesi bürokratları, belediye meclis üyeleri, akademisyenler ve uzmanlar yer aldı. İklim krizi, rüzgar ve fırtına kaynaklı oluşabilecek afetler ile dirençli kentler üzerine tartışılan toplantının açılışında konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Göreve başladığımız günden bu yana yangın, sel, deprem, hortum, tsunami gibi büyük ve yıkıcı doğa olayları yaşadık. Bu felaketlerin ardından yaralarımızı büyük fedakârlıkla hep birlikte sarmaya gayret ettik. Ortaya koyduğumuz bu dayanışmayı bir adım daha ileri taşımanın yegane yolu, afetlerle mücadeleyi afet olmadığı zamanlarda da sürdürmek. Bu nedenle Kent Konseyimiz tarafından düzenlenen bu buluşma İzmir için çok değerli” dedi.
“Sünger Şehir programını başlattık”
Eylül 2021’de İzmir’de yapılan Dünya Belediyeler Birliği Kültür Zirvesi’nde döngüsel kültür kavramını ortaya koyduklarını hatırlatan Başkan Tunç Soyer, “Birbirimizle, doğamızla, geçmişle ve değişimle uyum başlıkları altındaki dört sütun üzerinde yükselen döngüsel kültür, aynı zamanda dirençli bir şehir inşa etmenin tarifini içeriyor. Bu doğrultuda İzmir’in doğasıyla uyumlu bir şehir olması için büyük gayret gösteriyoruz. Depremlere dirençliliğimizi artırmak üzere Türkiye’nin en kapsamlı zemin etüdü çalışmalarını üniversitelerimizle yürütüyoruz. İklim kriziyle bütüncül bir mücadele için çok kapsamlı doğayla uyumlu yaşam stratejileri geliştiriyoruz. Sel afetlerinden korunmak amacıyla Sünger Şehir programını başlattık ve bu projelerimizi iki hafta içinde kamuoyuyla da paylaşacağız. Kuraklıkla mücadele kapsamında, toplam su kaynaklarımızın en az yarısını tasarruf etmemizi sağlayan Başka Bir Tarım Mümkün stratejisinin temellerini attık ve iki yıldır uygulamaya soktuk” ifadelerini kullandı.
“İzmir’de bir ilk”
İzmir’in şiddetli fırtınaların yaşanabildiği bir rüzgâr şehri olduğunu belirten Başkan Soyer, “İklim krizinin etkilerinin en ağır şekilde görüldüğü bu çağda, İzmir’in rüzgar haritalarını geliştirmek ve bu konuda çok daha geniş bir farkındalık yaratmak zorundayız. İşte bu yüzden bugünkü buluşmamız rüzgâr kaynaklı afetlerle mücadelemizi büyüten çok önemli bir kilometre taşı olacak. Çünkü İzmir’de bir ilk. Bu konuyu derinlemesine ele almamıza olanak veren tüm bilim insanlarına, akademisyenlere, hocalarımıza huzurlarınızda bir kez daha teşekkür ediyorum. Doğa olaylarının felaketlere dönüşmediği bir kent inşa etmek İzmir için en büyük önceliğimiz” dedi.
“Büyük bir mutlulukla görüyorum ki bu yolda yalnız değiliz”
İzmir’in belediye başkanı olarak en büyük gayretinin afetlerden çıkarılan derslerin Büyükşehir Belediyesi ve İzmir’in kurumsal işleyişine nüfuz etmesini sağlamak olduğunu söyleyen Başkan Soyer, sözlerini şöyle tamamladı: “Unutan değil, hatırlayan; vazgeçen değil, ders çıkaran ve öğrenen bir şehir olmak. Bugünkü buluşmamızı bu hedefe doğru atılmış çok önemli bir adım olarak görüyorum. İzmir Kent Konseyi’ne ve bu çalışmaya katkı koyan herkese bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Bundan üç buçuk yıl önce İzmir’in ekonomik ve ekolojik refahını büyütmek ve bunun adil paylaşımını sağlamak için yola çıkmıştık. Büyük bir mutlulukla görüyorum ki bu yolda yalnız değiliz ve sayımız her geçen gün çoğalıyor. Başka bir dünyayı mümkün kılmak için mücadele eden herkesi en içten duygularımla selamlıyorum.”
Katılımcı demokrasi ve ortak akıl vurgusu
İzmir Kent Konseyi Başkanı ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Nilay Kökkılınç da konuşmasında iklim krizinin etkilerine değinerek “Son dönemde Ege bölgesinde ve kentimizde karşımıza çıkan hortum fırtına olayları, şiddetli rüzgârlar ne yazık ki büyük can ve mal kayıplarına, ekonomik anlamda da önemli zararlara yol açıyor. İklim krizinin zararlı etkilerinin önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınması, ülke şartlarının gözden geçirilmesi, bilimin ışığında iç ve dış politikaların yeniden belirlenmesi için merkezi idare ve yerel yönetimlere önemli görevler düşüyor. Halkın doğal afetlere karşı korunma ve yine afetler sonrası doğabilecek acil ihtiyaçların karşılanmasında yeni stratejiler geliştirmek ve toplumsal bilinç kazanılması yolunda farkındalık yaratmak oldukça önemli. Pek çok sivil bileşeni ile İzmir Kent Konseyi olarak değerli bilim insanlarını rehberliğinde iklim krizi, afetlerle ilgili farkındalık yaratmak için üzerimize düşeni yapmaya her daim hazırız” dedi. Kökkılınç, ülke ve kent yönetimlerinde katılımcı demokrasi ve ortak akılla hareket etmenin önemine de değindi.