İslâm öncesi İran geleneğinde Nevruz hem Millî hem Dinî karakterde bir bayramdı.
İslâm öncesi İran geleneğinde Nevruz hem Millî hem Dinî karakterde bir bayramdı. Dünyanın en eski bayramı Nevruz, Türk dünyasında Göktürkler'in Ergenekon'dan çıkışı ve 12 hayvanlı Türk takviminde yeni yılın başlangıcı olarak 5 bin yıldan bu yana kutlanıyor. Kimi topluluklar, bu günü Tanrı'nın dünyayı yarattığı gün, Kimileri Nuh Peygamber'in yere ilk ayak bastığı gün, kimileri ise ilk insanın yaratıldığı gün olarak kutlarken, Gece ile gündüzün eşit olduğu bu gün, bir bahar müjdecisi kabul ediliyor. Farsça ; Yeni gün anlamına gelen Nevruz, dünyadaki çeşitli Türk topluluğunda • Noruz, • Navrız, • Ergenekon, • Bozkurt, • Çağan, • Mart Dokuzu, • Sultan Nevruz, • Mart Bozumu gibi adlarla anılıyor.
Yüzyıllardır bu bayramı titizlikle muhafaza eden Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Afganistan ve Tacikistan, resmi tatil ilan ettikleri Nevruz'u, Bir Milli Bayram olarak her yıl kutluyor. Ne Yazık ki Türklerin Bayramı olan “Nevruz” Türkiyede bırakın milli bayramı bir bayram olarak bile kutlanmıyor. Oysa Televizyonlarda Atalarımızın Geçmişleri ile ilgili Bir sürü flimler var. Alparslan,Osman,Barbaros hayrettin paşa gibi onlarca film var. fakat ;Bir Nevruz Bayramı - Ergenekon Bayramı ile ilgili Tek bir şey yok Türk dünyasındaki yaygın inanışa göre,Nevruz, Göktürk’lerin Ergenekon'dan çıkışı ve istiklalini kazandığı gün olarak kabul ediliyor. Ne yazık ki küreselleşme adı altında kitle iletişim araçlarını kullanılarak dayatılan yozlaşmış kültür saldırıları ülkeleri içeriden teslim alınması çok daha kolay hale gelmiştir. Bu saldırılardan en fazla etkilenen ülkelerin biri de Türkiye’dir. Dünyayı yönetmek iddiasındaki küresel mimarlar; Bütün milli kültürleri küresel güçlerin menfaatleri açısından tehlikeli bulmaktadır. Milli kültürlerin milli devletlerİ oluşturacağı düşüncesi ile “ Global Kültür Değerleri” olarak gördükleri bilinçsiz, kişiliksiz, aidiyet duygusu olmayan, kökenine sahip çıkmayan, tek düşüncesi daha çok tüketim olan, insanı sadece karnını doyuran a sosyal bir varlık haline dönüştüren yozlaşmış bir kültür yapısı insanlığa layık görülmüştür. Küresel mimarlar, kendi güdümlerindeki modern kitle iletişim araçlarını kullanarak Türk milleti arasında azami derecede sömürülmeye meyyal, karnı tok fakat beyni boş insan tipinin yaratılması yolunda çok mesafe almışlardır. Okullarımız kültür yozlaşmasını, yani kültür değişiminin hızlanmasını sağlamak için kendisine düşen her türlü gayreti göstermektedir.
Günümüzde Türkçenin İngilizcenin ardından ikinci plana düştüğü okullarımızda Türk kültürü ile ilgili bilgiler verilmesini beklemek abesle iştigaldir. Oysa devletimizin kurucusu “Gazi Mustafa Kemal Atatürk” "Cumhuriyetin temeli kültürdür" hedefini koyarak milli kültür konularındaki hassasiyetini açıkça vurgulamıştır. Türk Milleti; kimliğine, kültürüne, diline, gençliğine, milli değerlerine, Atatürk'üne, Yunus'una, Mevlâna'sına, Hacı Bektaş Veli'sine, aruzuna, hecesine, müziğine, mutfağına, gelenek ve göreneklerine, muhafazakar aile yapısına, Fatih'ine, Kanuni'sine, Atilla'sına, İbni Sina'sına, Sünni'sine, Alevi'sine, Yani Kısacası ; kendi benliğine ve Türklük milli kimliğine sahip çıkmak, Türk’ün varlığını en zor şartlarda dahi korumak ve yaşatmak zorundadır. Günümüzde bölücü unsur yanlıları Türk kültür konuları üzerindeki bilgi noksanlığını kullanarak milli kültür değerlerimizin temel taşlarından biri olan “Türk Ergenekon Bayramı” olarak tanımlayabileceğimiz “NEVRUZ BAYRAMI”nı istismar etmeye çalışmaktadır. Bayramın insanlar arasında saygı-sevgi ve dayanışmayı sağlayacak özellikte bir NEVRUZ BAYRAMI bayramı istiyoruz.
Kanlı çatışma sahneleri Görmek istemiyoruz. Oysa Nevruz Bayramı; binlerce yıldır Türk dünyasında bütün Türk toplulukları tarafından uygulanan bir büyük kültür öğesi olma vasfını muhafaza etmektedir.. Her milletin kendine mahsus gelenekleri, Kendine mahsus adetleri, Kendine göre milli hususiyetleri vardır. Hiçbir millet aynen diğer bir milletin taklitçisi olmamalıdır. Çünkü böyle bir millet ne taklit ettiği milletin aynı olabilir, ne de kendi milliyeti içinde kalabilir – “Gazi Mustafa Kemal Atatürk - (1923)” Türk toplumunun bir daha ki Yeni gün’leri,yeni bahar bayramlarıında birbirine daha çok kenetlenmiş olarak, birlik ve beraberlik görüntüsü içinde kutlamasını arzu ediyorum.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.