İzmir Ege Medya Platformu üyesi gazeteci ve yazarlar ile bir araya gelen EGEPERDER Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Feyzi Başdaş, son yılların en tartışmalı konuları gıda fiyatları, stokçuluk ve perakende sektörüne ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.
İZMİR (İGFA) - Perakende sektöründe yaşanan son gelişmeleri paylaşan Ege Perakendeciler Derneği Başkanı Mehmet Feyzi Başdaş, Platform Başkanı Ahmet Kaplan Moderatörlüğü’nde gerçekleşen buluşmada sektöre ilişkin önemli detaylara yer verdi.
Ege Perakendeciler Derneği Başkanı ve aynı zamanda Başdaş Marketler Zinciri Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Feyzi Başdaş, Rafların yüzde 50’sinden fazlasının yabancı ürün ve markalara ait olduğunu kaydederek, bu yabancı markaların Türkiye’de fırsatçılık yaptıklarını Avrupa’da daha ucuza sattıkları ürünü bilinçli olarak Türkiye’de daha pahalıya satarak fırsatçılık yaptıklarını açıkladı.
PERAKENDE SEKTÖRÜ YABANCILARIN ELİNE GEÇEBİLİR
Perakende sektörünün nihai tüketiciye ulaşan ürünlerin tedarik zincirindeki son halka olduğunu dile getiren Başdaş, Perakende sektörünün yabancı fonların denetimine geçmeye başladığını ve Perakende sektörünün artık bir milli güvenlik meselesi haline geldiğini belirterek, “Perakende sektörü piyasanın istikrarını sağlayan vazgeçilmez bir sektördür. Piyasa istikrarı veya istikrarsızlığı bu sektörle yakından ilgilidir. Bu nedenle sektörün piyasa yapıcı rolünü dikkate almamız gerekir. Bu sektörde tekelleşmenin ve yabancı sermayenin eline geçmemesi için yasa düzenlemesinin yapılması gerekmektedir.“
TÜRKİYE’DE RAFLARIN YARISINDAN FAZLASI YABANCI MARKALI ÜRÜNLERİN HAKİMİYETİNDE
Türkiye’de market raflarındaki ürünlerin yarısından fazlasının ne yazık ki yabancıların elinde olduğunu vurgulayan Başdaş sözlerini şöyle sürdürdü; “Raflardaki hakimiyet meyve sebze dışında yabancıların hakimiyetinde. Raflarda yer alan markalar ne yazık ki büyük çoğunlukla yabancı menşeili ürünler. Bu yabancıların pazarımızı işgali demektir. Bir ülkede market raflarındaki ürünlerin yüzde 50’den fazlasının yabancı markalara ait olmasına hiçbir ülke izin vermez. Bu konuda daha bilinçli adımlar atmamız gerekiyor. Yabancı markaların raflarda bu denli yüksek oranda hakimiyet kurması o piyasanın işgalidir. Riskli ve tehlikelidir. Dünyanın hiçbir ülkesinde bu denli yüksek oranda yabancı ürüne müsaade edilmez. Buna ilave alınacak önlemler bu ürünlere karşı devletin yerli üreticiye destek vermesi ayrıca vatandaşlarında alışveriş yaparken yerli ürün alımına dikkat etmesi gerekmektedir.
STOKÇULUK VE TEKELLEŞME İLE KARŞI KARŞIYAYIZ
Tedarik sektöründe inanılmaz şeyler yaşanıyor. Dünyada en büyük stokçuluk Türkiye’de yaşanıyor. Türkiye’de fırsatçılık inanılmaz boyutlarda. Türkiye’de büyük bir stokçuluk, tekelleşme ve gittikçe artan tröstleşme ile karşı karşıyayız. Devletimizin bu konuda daha sıkı tedbirler almasını bekliyoruz. Gıda milli güvenlik meselesi olmalı. Devletimizden bu tekelleşmelerin önüne geçmesini istiyoruz.”
TÜRKİYE’DE FAHİŞ FİYAT TANIMI YOK
Fiyatlar konusunda herkesin marketleri suçladığını vurgulayan Başdaş, “Ama bizim korkumuz müşteri. Zira müşteri kandırıldığını anladığında bir daha gelmez. Türkiye’de hala fahiş fiyatın tanımı yok. Bununla ilgili daha net yasal tanımlamalara ihtiyaç var. Fahiş fiyatlar konusunda en masum olanı marketlerdir. Fahiş fiyatlarda tedarik zincirinin son halkası olan marketleri günah keçisi ilan etmek doğru değil” diye konuştu.
Asıl sorunun tedarik zincirinde olduğunu dile getiren Mehmet Feyzi Başdaş, “Maalesef tedarik zincirinde oto kontrol yok. Tedarik zincirinde büyük sorunlar var. Bu alana mutlaka el atılması gerekir. Çünkü Perakende sektörü dolayısıyla gıda sektörü bir milli güvenlik sorunudur” dedi.