14.03.2012 15:40:37

Dr. Mustafa Çukuryıldız

Takvim sayfalarında ilgili güne ilişkin günün anlam ve önemini anlatan kısa yazılar vardır…

Bu sayfalar da; 14 Mart günü de “Tıp Bayramı” olarak geçmektedir…

İstanbul işgal altındayken; 14 Mart 1919 da İstanbul'da tıp 3. sınıf öğrencisi Hikmet Boran'ın önderliğinde tıp öğrencileri işgali protesto amacıyla toplanmış ve kurtuluş yollarını tartışmışlar, devrin ünlü Doktorları da öğrencilere destek vermişler!… Kurtuluş savaşı için Anadolu'ya çıkan Mustafa Kemal Atatürk'e destek vermek amacıyla İstanbul'dan gelen tıp öğrencileri temsilcileri vasıtasıyla Atatürk'ten “Bağımsız devlet kurmasını istemişler; aksi takdirde kendileri bağımsız devlet kurmak için çabalayacaklarını söylemişlerdi!…”

İşgale karşı ilk direnişi örgütleyenlerin Tıp öğrencileri ve Doktorların olmaları ve bağımsızlık mücadelesinin her aşamasında en önlerde olmaları, ileride 14 mart tarihinin Tıp Bayramı olarak kabul edilmesinin zeminini oluşturmuştur!...

Doktorlar; Türkiye tarihinde bağımsızlığın ve çağdaşlaşmanın en önde yürüyen karakterleri olmuşlar!… Sayıca az olmalarına rağmen Doktorlar, Ebeler, Hemşireler, Sağlık Memurları; Cumhuriyet'in ilk yıllarında; zor koşullarda at ve eşek sırtın da; elektriğin, yolun, suyun, telefonun olmadığı yerlere günlerce süren yolculuklarından sonra; sıtma, verem ve trahomun köklerinin kazınmasını sağlamışlar!...

Bu başarıdan halen tüm dünyada övgüyle bahsedilmektedir!… Ülke ve insan sevgisi var olduğu o yıllarda; herkesin göğüsleri ülkeleri ve insanlarına bir şeyler yapmak için coşuyordu; gözlerden ışıklar saçılıyordu!... Tıp öğrencileri ve Doktorlarda bu yürüyüşün en önlerindeydiler!... Bu ve benzeri çalışmaları, gayretleri ve özgürlük ve bağımsızlık inançlarını gelecek nesillere de aktarabilmek ve örnek olarak göstermek için; 14 Mart Tıp Bayramı olarak kabul edilmiş ve kutlanmaya başlanmıştır…

Bugün Doktorlar; zorlu bir ilk ve ortaöğretimden sonra; üniversite sınavlarında kendileri gibi ülkelerine ve insanlarına hizmet vermek için yanıp tutuşan milyonlarca gencimizin arasından sınav kazanarak dünyanın en uzun ve zor eğitimlerinden olan tıp fakültesini bitirip hizmet etmektedirler!... Bugün Doktorlar; yetersiz ve uygun olmayan fiziki koşullarda; kalabalık hastalara karşı insan üstü gayretlerle, uzun çalışma süreleriyle ve yoksulluk sınırı bir ücrete hizmet vermeye çalışmaktadırlar!...

Bugün Doktorlar; içlerinde kıvrandıkları ekonomik zorluklarını aşabilmek için; performans adı altında yolsuzlukları yasal kılıf altına alacak yolsuzluklar yapmaya doğru adeta zorla sürüklenmektedirler!...

Bugün Doktorlar; her geçen gün kaybettikleri özlük hakları ve birçok haksız ve temelsiz suçlamalara, baskılara maruz kalmaktadırlar!... Doktorlar geçmişte bağımsızlık meşalesini ilk yakanlar ve en önde bunu taşıyanlarken; bugün genelde Türkiye'de diğer üniversite mezunlarına da olduğu gibi; hemen hemen hiçbir konuda sağlık hizmetleri konuları dahil; bilgilerine ve fikirlerine başvurulmayan kişiler
konumundadırlar!...

Tüm bunların neticesinde; bugün Doktorlarımız yaşama sevinçle bakamaz hale gelmişlerdir ve ne yazık ki; O büyük ideallerini ve yaşam kıvılcımlarını kaybeder hale gelmişlerdir!...

Bir Doktor olarak; bin bir emek ve zorlukla sınav kazanıp girdiğim tıp fakültesini; soğuk odalarda yıllar süren kuru sandalyeler de oturup yarı aç, yarı tok ders çalışarak bitirdikten sonra ve şimdi çözülebilecekken hala uğraştığımız yığınla sorunların var olduğunu görüp;
senede bir gün hatırlandığımız;“ 14 Mart Tıp Bayramını Kutlamıyorum!...”

Dr. Mustafa ÇUKURYILDIZ


TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.