11.11.2024 09:04:00

190

Mehmet ERDİL

28 Şubat In Yıktığı Hayatlar!

Yaşzede bir Astsubay, oğlunu anlatıyordu!

-Barbaros’un etkisinde kalmıştır, geçer! Diyordum.

-Her defasında kar beyaz üniformalardan, leventlerden, Çaka bey den,

-Ertuğrul faciasından, prevezeden bahsediyordu.

-Sonra, amfibi! dedi,

-Fırkateyn! dedi,

-Çarkçının önemini,

-İskele sancağın anlamını,

-Kalyonların tarihini ve Reislerin tamamını anlattı, taktiklerini yorumladı!

-Cezzar Ahmet paşa'nın hayranıydı!

-İnebahtı vakasını eleştirirdi…

 

Deniz ve denizcilikle ilgili romanlar yayınlar dergiler okuyor, kütüphanelerde araştırmalar yapıyordu!

Beşiktaş deniz müzesinin müdavimiydi!

Boy 1.85, kilo 65, dersleri süper ve lise son sınıf öğrencisi idi.

Bir defasında Armutludan Mudanya'ya yüzmeyi göze almış, arkadaşları vazgeçirmiş, -sen delimisin demişlerdi!

Karateden siyah kuşağı vardı boylu postlu fidan gibiydi.

Şimdi ben, bu yaşında bir deniz subayı malumatına sahip ve deniz kuvvetlerini bu kadar seven evladıma asla bir deniz subayı veya astsubayı hatta uzman çavuşu bile olamayacağını ve boşa hayal kurmama sını nasıl söyleyecektim!

Henüz zulüm dönemi bitmemiş, normalleşme olmamış, Reis hapisten çıkmamıştı!

 

Bütün vasıfları tutsa da,

Yazılı ve sözlü derece yapsa da,

Üstüne ağzıyla kuş kapsa da!

Bir Yaşzede babanın evladının askeri okullara alınmasının mümkün olamayacağı bir dönem devam ederken,

 

Hangi baba evladına bu işin mantığını anlatabilirdi..!

Ben, TSK'dan Y.A.Ş kararlarıyla yargısız bir şekilde ihraç edildiğim de o henüz üç yaşında idi!

Bu olumsuz haberin onda nasıl bir tesir yapacağını kara kara düşünüyordum…

Hukukun, cezanın şahsiliğinden bahsettiğini biliyordum!

Tabi ki tatbikat hiç de öyle değildi!

Babasını derdest eden bir anlayış, evladını bünyesine katamazdı!

 

Ve bir gün, oğlum bütün gerçekleri öğrendi, konu kapanmış oldu yeni bir sayfa açıldı! Gün döndü devran döndü neticede üniversitesini de bitirmişti…

Zamanıdır denilip bedelli askerliğe müracaat etmek için hazırlık yapmaktayken sordu!

-Baba sen eski askersin bilirsin!

-Bir yolu var mı bilmiyorum, eğer varsa bari er de olsa bahriyeli olarak askerliğimi yapmak isterim! bedelliye müracaat ımıza gerek yok, bir danışsak mı? Dedi!

Donup kalmıştım!

Yüreğim lime lime olmuştu!

Bu nasıl bir aşk, bu nasıl bir tutku idi!

Evladımın yüreğinde bir deniz subayı olma ateşi hiç sönmemişti! 

Oysa o bir Uçak mühendisi idi!

İçinde kalan bu ukde nasıl bir şey di…!

Döndüm yüzümü ağladım.

Bu sorudan uzaklaştım.

 

Çocuklarımızın hayallerini çalanlara bin lanet ettim.

Bir gün! (2010 referandumuna müteakip) Biz yaşzedelerin dudağına bir parmak bal çalındı! ve bununla iktifa edin denildi!

Torbadan çıkan 6191 sayılı yasanın 10 maddesinin geçici 32. a madde metni;

"Bu kişilerin ilişiklerinin kesildiği tarihten bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar geçen süreleri Türk Silahlı Kuvvetlerinde geçmiş kabul edilir." Diyordu ama;

 

Geriye dönük haklar ile Oyak hakları verilmemiş ti!

Sadece emeklisi gelenler emekli edilmiş, emeklisi gelmeyenler ise T.S.K da değil de! sivil kurumlarda araştırmacı olarak istihdam edilerek çarçur edildiler!

Oysa hak bir bütündü ve parçalanmamalıydı!

Bu iş parçalı oldu!

Bu yüzden bu Hak yarım bırakıldı!

Tıpkı çocuklarımızın yarım kalan hayalleri gibi!

Elbette hiç olmamasına nispetle yarım olması iyi olmuştu müteşekkiriz! Ama bir Adalet böyle yarım tecelli etmemeliydi! Hükümete bunu yakıştıramadım! Büyük hayal kırıklığı yaşadım!

Hasılı; Yaşzedeler için Adalet tahakkuk etmemiştir!

Ama;

1960 Darbe mağdurlarına Adalet tahakkuk etmiştir.

1980 darbe mağdurlarına Adalet tahakkuk etmiştir.

Ergenekon mağdurlarına Adalet tahakkuk etmiştir.

Balyoz mağdurlarına Adalet tahakkuk etmiştir.

İhraç edilen hakimlere  Adalet tahakkuk etmiştir.

28 şubat paşalarına Adalet tahakkuk etmiştir.

Terör mağdurlarına Adalet tahakkuk etmiştir.

Vakıf malları konusunda Adalet tahakkuk etmiştir.

Fetö mağdurlarına Adalet tahakkuk etmiştir.

 

Muarızlarına bile iyi davranan Hükümet Yaşzedelere üvey evlat muamelesi yapmamalıydı!

Saygılar sunarım!

Ben Tankçı Başçavuş Hasan oğlu Yusuf. İstanbul.

Serzeniş mektubu bundan ibarettir yürekten katılıyorum!


TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.