28.10.2024 15:59:00

144

Hacı Beytullah MUTLU

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı

 Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu gün olan 29 Ekim 1923’ü kutlamak amacıyla her yıl Türkiye’de ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) coşkuyla kutlanmaktadır. Bu bayram, Türkiye’nin en önemli milli bayramlarından biridir ve hem tarihsel anlamı hem de toplumsal birlik duygusunu pekiştirmesiyle büyük bir öneme sahiptir. Cumhuriyet Bayramı, Türkiye’nin Osmanlı İmparatorluğu'ndan bağımsız bir cumhuriyet olarak doğuşunu simgeler ve Gazi M. Kemal Atatürk'ün modern bir devlet kurma vizyonunu ortaya koyar. Bu yazıda, Cumhuriyet Bayramı’nın tarihsel kökenleri, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş süreci, Cumhuriyet’in getirdiği yenilikler ve günümüzde bayramın nasıl kutlandığı üzerinde duracağız.

 

1. Cumhuriyet Bayramı'nın Tarihsel Arka Planı

 

Cumhuriyet Bayramı’nın temeli, Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarında yaşanan değişimler ve bu değişimlerin sonucunda Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla atılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu, 19. yüzyıl boyunca giderek zayıflamış ve toprak kayıpları yaşamış bir imparatorluktu. Birinci Dünya Savaşı’na Almanya’nın yanında katılan Osmanlı, savaşın sonunda ağır bir yenilgi almış ve 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi’ni imzalamak zorunda kalmıştı. Bu antlaşma, Osmanlı Devleti'nin fiilen sona erdiğini ve İtilaf Devletleri’nin Anadolu topraklarına işgalini kabul ettiği bir dönemi başlattı.

 

Mustafa Kemal Atatürk, ülkenin içinde bulunduğu bu zor durumda bağımsızlık mücadelesini başlatmak için 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak Kurtuluş Savaşı’nın ilk adımını attı. 1919-1923 yılları arasında süren Kurtuluş Savaşı, Türk milletinin bağımsızlık ve egemenlik arzusunun bir ifadesiydi. Bu süreçte yapılan Erzurum ve Sivas Kongreleri, ulusal birlik ve bağımsızlık anlayışının bir manifestosunu ortaya koydu. 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) açılmasıyla birlikte yeni bir yönetim yapısına geçildi. Ancak, devletin yönetim şeklinin tam olarak ne olacağına dair belirgin bir karar henüz alınmamıştı.

 

2. Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuruluşu

 

Cumhuriyetin ilanı, uzun süren Kurtuluş Savaşı'nın zaferle sonuçlanmasının ardından mümkün oldu. 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması ile Türkiye’nin bağımsızlığı uluslararası alanda kabul edildi. Lozan’dan sonra, devletin yeni yapısını belirlemek ve Osmanlı Devleti’nden kalan mirası dönüştürmek amacıyla çalışmalara başlandı. Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları, modern, laik ve halk egemenliğine dayanan bir devlet kurma fikrini benimsemişlerdi.

 

29 Ekim 1923 tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yapılan oylama sonucunda cumhuriyet yönetim şekli kabul edildi ve Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı olarak seçildi. Bu, Türk tarihinde büyük bir dönüm noktasıydı. Osmanlı monarşisinin sona ermesiyle birlikte, halkın egemenliği esas alınan bir yönetim şekline geçilmiş oldu. Cumhuriyetin ilanı, ülkenin modernleşme ve çağdaşlaşma yolunda attığı en önemli adımlardan biri olarak kabul edilir.

 

3. Cumhuriyet’in Getirdiği Yenilikler

 

Cumhuriyet’in ilanından sonra, Atatürk öncülüğünde gerçekleştirilen köklü reformlar, Türkiye'nin toplumsal, siyasi ve ekonomik yapısında derin değişikliklere yol açtı. Bu reformlar, çağdaş bir toplum yaratmak, halkın refah seviyesini yükseltmek ve ulusal bağımsızlığı pekiştirmek amacını taşımaktaydı. Bu reformlar arasında şunlar öne çıkar:

 

Saltanatın ve Hilafetin Kaldırılması: Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte, Osmanlı Devleti'nin monarşik yapısı sona erdi ve halkın iradesine dayalı bir yönetim şekline geçildi. 1924’te hilafet kaldırılarak, laik bir devlet düzeni kurulması yönünde önemli bir adım atıldı.

 

Medeni Kanun ve Kadın Hakları: 1926 yılında İsviçre Medeni Kanunu örnek alınarak kabul edilen Medeni Kanun ile kadın ve erkek arasındaki eşitsizliklerin giderilmesi amaçlandı. Kadınlar, medeni haklara sahip oldular ve evlenme, boşanma gibi konular.

Özde Türk evladı ise atacağı adımlar;

  1. Ülkesini hangi koşullarda olursa olsun mutlak süreçte sevmesi gerekir.
  2. Vergisini verecek ve ailesine, etrafı muhitte ise verginin önemini anlatacak.
  3. Milli ve dini değerlere zarar vermemesi, sahip çıkması
  4. Adaletli olması
  5. Eşit davranması
  6. Milli kaynaklara sahip çıkarak sonradan gelecek nesle emanet etmesi
  7. Hoşgörülü, merhametli ve ahlak kurallarına uyması
  8. Yardımsever olması.
  9. Dini ve milli bayramlarına sahip çıkarak sonraki nesle önemini arz ederek milli ve dini bilinçleri oluşturması.
  10. Örf ve adetlerine bağlı kalması.
  11. Vatanın bir karış toprağına sahip çıkması
  12. Hiçbir şekilde şahsi menfaat uğruna devletin azametine karşı iş birlik yapmaması.
  13. Devleti ve milleti için kendini feda eden aziz şehitlerimizin hatıralarına saygılı olması gerekir.

 


TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.