28.07.2024 21:27:00

294

Prof. Dr. İbrahim ÖZTEK


KIBRIS BİR TÜRK ADASIDIR, KIBRIS TÜRKTÜR, TÜRK KALACAKTIR…

Kıbrıs adasının geçmiş tarihine bakacak olursak, adaya ilk sahip olan medeniyetlerden biri Hititlerdir. 1571’den beri de yine Türk toprağı olmuştur. Adanın her tarafına yerleşmiş olan Türkler, Kültür varlıkları, vakıf eserleri ve camileri ile her yere damgasını vurmuşlardır. Adada Türk varlığına tahammül edemeyen Rum, Yunan, AB ve ABD dün olduğu gibi bugün de haçlı zihniyetini terk edememiştir. Avrupa ve dünyanın birçok yerinde devletleri bölme gayretindeki bu zihniyet, adada Türk’ü Rum’a yamama gayretindedir.
Kıbrıs adası bugün BOP’nin bir parçası haline gelmiştir. Stratejik önemi büyüktür. Doğu Akdeniz’i, Orta Doğu’yu, Süveyş’i hatta uzak doğuyu kontrol edebilecek stratejik yapıya sahiptir. Adanın çevresinde bulunan zengin petro-gaz yatakları ise batının iştahını iyice kabartmıştır.


1925 yılından günümüze adada önce İngilizlerle, sonra da Türklerle savaşan EOKA teşkilatı, Mora ve Girit’te olduğu gibi ENOSİS için Akritas planları çerçevesinde Türk’ü yok etme gayretleri, 1974 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri ve Kahraman Mücahitlerimizin kutlu zaferi ile sona erdirilmiştir.


Bu yıl zaferin 50. yılı idi. Zafer kutlamaları için Kıbrıs’ta idik. Başımızda Kıbrıs Zafer Derneği Başkanı Em. Tümgeneral Cumhur Evcil bulunuyordu. Cumhur evcil, Kıbrıs için efsanevi bir komutan, TMT teşkilatı içinde yer almış, Yıllarca bu görevi mücahit kardeşlerimizle sürdürmüş. Onun kod adı “Zefer”, herkes öyle tanıyor ve 1974 barış harekatında da kurmay binbaşı olarak paraşütle atlayan ilk birlik içinde yer almıştır. İkinci ünlü komutanımız Em. Korgeneral Kemal Yılmaz. Özel kuvvetler komutanı ve Kıbrıs’ta büyük hizmetlerde bulunmuş. Diğer yönetim kurulu üyeleri Bendeniz İbrahim Öztek, Em. Alb. Arif Alim, Em. Alb. Mithat Işık, Em. Alb. Atalay Erkin, Kd. Başçvş Mehmet Ünaldı, Barış Harekatında Doktor Asteğmen olarak görev yapmış olan Prof. Dr. Hasan Serdaroğlu ve Ahmet Saatçılar olmak üzere 18-22 Temmuz günleri görevimizi yerine getirdik. 
Devlet misafiriydik ve bizim için özel bir program düzenlenmişti. Kısaca ilk üç gün Kıbrıs Cumhur Başkanı Sayın Ersin Tatar, Meclis Başkanı Sayın Zorlu Töre, Başbakan Sayın Ünal Üstel tarafından ayrı ayrı kabul edildik. Lefkoşa meydanında gerçekleştirilen tören ve resmi geçite katıldık. 

Törenlerde Sayın Cumhurbaşkanımız ve devlet ileri gelenler de hazır bulundu. Cumhurbaşkanımızın konuşmaları büyük takdir topladı. Ayrıca Girne önlerine demirleyen uçak gemisi ve 50 kadar savaş gemisi, Akdeniz’in son zamanlarda gördüğü en büyük donanmaydı. Görülmeye değerdi. Türk yıldızları ve paraşütçülerimiz de törene renk kattılar. Akşamları devlet büyüklerinin resepsiyonları ile günümüz devam etti. Son iki gün Kıbrıs’ın büyük mücahitleri Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş’ın anıt mezarlarını, Türk birliklerini, Savaş alanlarını, Toplu mezar ve şehitlikleri, müzeleri, özellikle Kıbrıs Türk Alay Tabibi Nihat İlhan’ın Eşi ve çocuklarının katledildiği evlerini (barbarlık müzesi) ve kapalı Maraş’ın bir kısmını ziyaret ettik. Bize refakat eden mihmandarımız Fatoş San Hanım ise mükemmel bir rehberdi. 
Bu beş gün Kıbrıs Türk’ünün 50 yıl önce yaşamış olduğu acılarını bir kez daha yüreğimizde hissettik. Eski mücahitler artık 70 yaşını geçmiş olmakla beraber. Aynı heyecanı ve vatan aşkını taşıyorlar ve bizim komutanlarla gözyaşları içinde kucaklaşıyorlardı.


Kıbrıs Barış harekatı ile soydaşlarımızın can ve mal güvenliği sağlandı. Katliamlar son buldu. Hakları güvence altına alındı. Fakat her zaman olduğu gibi AB ve ABD’yi arkalarına alan Rumlar güneyde ayrı bir devlet kurdular. İki halkın birlikte yaşaması mümkün değildir. Zira 50 yıl önce orada da bir Gazze yaşanıyordu. Barış harekatı sonrası Türk halkı huzur içinde yaşamaktadır. Şimdi artık sıra Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin bağımsızlığının Dünyaca tanınmasına gelmiştir. Bunun için en önemli konular sportif, kültürel ve folklorik etkinlikler, turizm ve eğitimdir. Artık Tekvando ve bilardo başta olmak üzere Kıbrıslı Türk sporcular birçok ülkede kendi bayrakları altında yarışmaktadırlar. Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde 20 yerel 6 adet de uluslararası üniversite bulunmaktadır. Uluslararası üniversitelerde 50 bine yakın yabancı öğrenci eğitim görmektedir. Bunların etkinlik ve tanıtımları artırılmalıdır. 
Bazı Ülkeler Adanın bölünmüşlüğünü haritalarda da göstermektedir. 

Kıbrıs Türk parlamenterleri BM’de birçok komisyonlarda görev almaktadır. Kıbrıs Türk Cumhuriyeti; Türksoy, Türk Devletler Teşkilatı ve İslam Teşkilatının gözlemci üyesidir. Bu üyelikler ivedi gerçek üyeliğe dönüştürülmelidir. Türkiye’de yapılan her çeşit uluslararası etkinliğe Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekipleri davet edilerek, gelen ülkelerle yakınlaşmaları sağlanmalıdır. STÖ’ leri ile medya ve TRT’ye de büyük görevler düşmektedir. TRT’nin 20 kanalı ve 38 dilde yayını vardır. Bu yayınlarda Kıbrıs Türk Cumhuriyetine özel yer vermelidir. 


Türkiye, adada stratejik önem taşıyan tesislerin oluşturulmasına önem vermelidir. Ada çevresinde petrol ve gaz aramaları kesintisiz yapılmalıdır. Türkiye ile birlikte Azerbaycan, diğer Türk devletleri, Pakıstan, Bengladeş ve yakın ilişki içinde olduğumuz Müslüman ülkelerin Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin tanınmasında aktif rol almalı, hatta bu konuda Rusya’nın sempatisi kazanılmalıdır.


Kıbrıs Barış Harekatı Türk Silahlı Kuvvetlerinin Hava, Kara ve Deniz kuvvetlerinin birlikte yürüttüğü eşsiz bir zaferdir. İkinci Viyana savaşından sonra gerileyen Türk ordusu Kurtuluş Savaşından sonda Kıbrıs’ta ikinci büyük zaferini kazanmıştır. Tabi ki, Çanakkale ayrı bir destandır. Türk milletinin çektiklerini yeni yetişen gençlerimize iyi anlatmalıyız. Unutmayalım ki, su uyur düşman uyumaz. 


Kıbrıs zaferinin 50 yılı, o kara günler bir daha yaşanmamak üzere tüm milletimize kutlu olsun.


TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.