9.07.2015 19:58:43

Sevgi Çiçek

 Çağırdı bir ünlem koyup adının ardına... Çığlık mıydı, sesleniş mi, adayış mı ? Sessiz fısıldanan dua ile mi ? Bilmediğin sen-in adı konuldu. Bilmediğin coğrafyanın içinde, tekrar edilen ve olması istenilen zat anlamı yüklenerek. Adın daim olsun. Adın süregelsin, evrenin boşluğunda bir noktayken.

Ne çok anlamlar yüklendi doğarken sen. Büyüdükçe yüklenip, taşıdın. Sessiz ol! Yaramazlık yapma! Çok ayıp! (Kime göre, hangi yasaya göre? Ve neden ?) Ünlemler eklenerek çoğaldı, büyümekle doğru orantılı. Nesiller böyle büyüdü. ( Büyümedi. )

İlkokula başlarken enerjisini kontrol edemeyen çocuk, sınıflarda dizili sıralarına oturtulup zihnine eklenen yeni bilgilerin karmaşasında saklandı. Ve sonra, beklentiler... Sonu gelmeyen beklentiler. Başkalarının yaşamları ile bütünleştirilip, ayrı bir yaşama hazırlanmaya nesiller biriktirdik. Sorgulamayıp, düşünmekten yoksun, kaygı ile telaş arasında geçen bir yaşam sunduk. Her bireye yüklenen anlamlar, taşıdıkları, yaşantısı fazla geldikçe içinde yabancı dışında kimliksiz, toplumun adı kendiliğin anlamı kalmadı. Kimlik bir karalama kâğıdında belirdi, çözemediğimiz çizgilerin anlamlarında. Kimi zaman açılmayan kapı ile kavgada, kimi zaman maçı kazanamayan takımın sahasında, kimi zaman koltuk üstünde kalan bir kitabın satır aralarında belirdi. Geldi öteki - Vakit yok. Her şey akışta. - Doğa devinimini tamamlamakta. Ya insan! Bu evrenin neresinde? 

TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.