29.06.2015 14:10:40

Behiye Şengöz

 Beylikdüzü gazetesi okurlarım ile buluştuğum bu ilk köşe yazımda eğitimde yıl sonu heyecanını bir anne olarak kaleme aldım. Sizlere;  toplumsal olayları, anneliği, kadınlığı kardeşliği, dostluğu, acıyı, sevinci ve adını sayamadığım daha bir çok konuyu buradan ulaştırmak dileği ile.
Selam, Babalar günü yaklaşırken bu sefer sizlerle paylaşmak istedim duygularımı..Evet bizler her ne kadar her canımız yandığında ''annecim'' diye feryat etsekte içimizdende babacııım deriz..hemde en derinden..En azından ben 7 yaşından beri baba kelimesiyle vedalaşan biri olarak çok söyledim çook düşündüm babacığımı canım yandığında sendelediğimde.. nurlarda olsun :((( Bazen kızdım  bizi erkenden bırakıp gittiği için ama çokta gurur duydum onunla yok yok ölünün arkasından konuşulma diye değil gerçekten iyi biri olduğu için hiç kötü bir şey diyeni duymadım..Belki de bu yüzdendir dimdik duruşum..Şimdi sizlerden istediğim bu babalar gününü geçiştirmeyin babanız hayatta ise parfüm cüzdan gömlek falan almayın mesela.. Alın babacınızı şöyle başbaşa güzel bir yemek yiyin birlikte ona tek kahramanınız olduğunu annenizin kendisine olan sevgisini anlatın bir de sizden dinlesin hayır hayır benim babam anlamaz sevmez böyle şeyleri demeyin sever hem de çok sever.Şunu unutmayın babalarımız bizi en çok sevenler en çok düşünenlerdir ve evimizin direkleridir kıymetini bilelim.. Yazımın sonu Cemal Süreyya dan bir/ iki sözle bitsin haydi.. Aslında annem seni anlatır dururmuş çocukluğumda, Meğer her masala seni anlatarak başlarmış. 'Bir varmış, Bir yokmuş'... birde Güvenebileceğiniz ve sırtınızı dayayabileceğiniz sadece bir kişi vardır. Bu kişi annenizin kocasıdır ve çok 'baba' bir adamdır.

 Sevgiyle kalın...

TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.