Saygıdeğer okurlarım, 21 Mart itibarı ile Bahar bayramını da idrak etmiş bulunmaktayız. Kış mevsimindeki sebze ve meyvelerdeki aşırı fiyat artışları bizleri üzse de, inanıyorum ki bu mevsim hava şartlarının da düzelmesi ile bu besin kaynaklarının fiyatları makul düzeye inecektir. Bu nedenledir ki artık ilkbahar mevsiminin meyve ve sebzelerini soframızda misafir eder olacağız. Ancak soframızı süslediğimiz bazı besinler bizim sağlığımız açısından sakıncalı olabilir mi sorusuna bir nebze de olsun ışık tutabilmek amacıyla bu haftaki yazımda, besin alırken aklımıza bile gelmediği veya bu kadardan bir şey olmaz diyerek tüketip sonra sıkıntıya düşebileceğimiz bir olgudan yani besin alerjilerinden kısa da olsa bahsetmek istiyorum. Şöyle ki; besin alerjileri sadece o besini tüketmekle değil, dokunmayla hatta kokusuyla da ortaya çıkabilmektedir. Kısaca ifade etmek gerekirse alerji, vücudun özel bir maddeye karşı gösterdiği aşırı tepki olarak bilinmektedir. Alerjik reaksiyona yol açan antijen ise alerjik madde (alerjen) olarak adlandırılır.
Alerji birçok maddeye karşı olabilir. Bilinen odur ki, çocuklarda besin alerjisi görülme oranı daha fazladır. Çocuklarda % 5- 8 oranında besin alerjisine rastlanırken yetişkinlerde%1 civarında, tüm nüfusta ise% 2 oranında görülmektedir. Çocukların yaklaşık % 5'ine besin alerjisi tanısı konmasına rağmen, genellikle büyüyünce bu sorunları ortadan kalkabilmektedir. Çocuklarda bu belirtilerin % 70'i sindirim sisteminde, % 4'ü deride, kalanı da solunum sisteminde görülür. Besin alerjileri sadece o besini tüketmekle değil, besine dokunma, hatta kokusunun solunmasıyla da ortaya çıkabilmektedir. Belirtiler besini tükettikten saniyeler ya da saatler sonra görülebilmektedir.
Alerjisi olan kişi alerjik reaksiyon oluşturan bir besin yediğinde vücudu antikor yaparak kendini korur. Antikorlar, histamin gibi kimyasalların salınmasına neden olur ve bu kimyasallar kırmızı lekeler, kaşıntı, kalp atışlarının hızlanması ( taşikardi ) gibi rahatsızlık verici semptomlara neden olmaktadır. Süt, yumurta, balık ve kabuklu deniz ürünleri, yağlı tohumlar (fındık, fıstık gibi), tahıllar, baklagiller, etler, meyve ve sebzeler, baharatlar, bal, çikolata değişik alerjenler içerebilir. Bu besinlerden bazıları diğerlerine göre daha sık alerji oluşturabilmektedir. Şöyle ki; süt, yumurta ve yer fıstığı, meyve ve sebzelere göre daha sık alerjik reaksiyona neden olmaktadır. Genel anlamda söylemek gerekirse, deride ortaya çıkabilecek ve bizleri sıkıntıya sokabilecek başlıca belirtileri ise; dudakların şişmesi, ağzın, dilin yüzün veya boğazın şişmesi, ürtiker, döküntü ve kızarıklık, kaşıntı ve yanma, terleme, kırmızı lekeler ile kulak burun boğaz ve akciğer reaksiyonları, kulaklarda çınlama, baş dönmesi ve dengesizlik, hapşırma, burun tıkanıklığı, akıntısı ve kaşıntısı, kuru öksürük, astım, solunum sıkıntısı v.s olarak sıralamak mümkündür. Mide ve barsak ta ortaya çıkabilecek reaksiyonlar ise; bulantı, karın ağrısı, kusma, ishal, kramp, gaz, hazımsızlık, mide yanması benzeri belirtilerdir. Kalp ve damar sistemine ilişkin(kardiyovaküler) reaksiyonlar ise; kalp çarpıntısı, düzensiz nabız, karıncalanma, bayılma, ellerde kızarıklık, solgunluk, ateş gibi belirtiler. Besin alerjisi olan birçok kişi için reaksiyonlar tehlikeli olmaktan çok rahatsızlık vericidir. Ancak sık olmasa da bazı durumlarda anafilaktik reaksiyonlar (bir maddeye karsı gösterilen aşırı hassasiyet) oluşabilir.
Anafilaktik reaksiyonda elde yemekten birkaç saniye veya birkaç dakika sonra belirtiler hızlı ilerler. Bunlar arasında kaşıntı, boğazın şişmesi ve solunum zorluğu, terleme, hızlı ve düzensiz kalp atışları, düşük kan basıncı, bulantı, kusma ve şok sayılabilir. Eğer kişinin vücudu böyle bir reaksiyon göstermeye yatkınsa çok daha dikkat etmek zorundadır. Bu yapıya sahip kişilerin bir yiyecek günlüğü tutması ve aldığı tüm yiyecekleri ve içecekleri ve de ilaçları bir yere kaydetmesi, hangi besinlere karşı alerjisi olduğunu tespit etmesinde önemli bir çözüm olabilir. Diğer bir farklı yöntem de doktorunuzun, alerjen olabileceğini düşündüğü şüpheli yiyecekleri belirli bir süre yememenizi önermesi ve ona göre bir alerjen tablosu oluşturmanıza yardımcı olacaktır. Literatürlerde yer alan ve günümüzde sık olarak görülebilen besin alerjileri ve belirtilerini şöyle sıralamak mümkündür:
1- Süt ve süt ürünleri; Özellikle süt, peynir, yoğurt, krema, kremalı çorbalar ve dondurma. Başlıca semptomları ise; Kabızlık, ishal, nefes darlığı, burun akıntısı, nezle, migren v.s
2- Yumurta(özellikle akı); Kekler, dondurma, beze, mayonez, salata sosları. Başlıca semptomlar ise; ürtiker, karında şişlik ve ağrı, astım, egzama ve deride kızarıklık.
3- Soya ve soyalı ürünler; soya sütü, soya fasulyesi, soya sosu, bazı glütensiz ekmek ve ürünler. Başlıca semptomları ise; baş ağrısı ve hazımsızlık.
4- Buğday ve buğday ürünleri; un, ekmek, bisküvi, arpa, çavdar, bira, peksimet türü besinler. Başlıca semptomları ise; migren, ishal ve kilo kaybı vs.
5- Yağlı tohumlar; yerfıstığı, fıstık ezmesi, ceviz, fındık ve fıstık içeren çikolatalar, bisküviler. Başlıca semptomları ise; ürtiker, deride kabartılar, astım, egzema. Bazen de anafilaktik şok.
6- Katkı maddeleri; Katkı maddeleri eklenmiş, paketlenmiş, işlem görmüş yiyecek ve içecekler. Başlıca semptomları ise; Hiperaktivite ve dikkat dağınıklığı vs.
7- Balık; Tütsülenmiş balık, uskumru, somon, morina ve dil balığı. Başlıca semptomları ise; migren, mide bulantısı, ürtiker, karında şişlik ve ağrı ve kusma.
8- Kabuklu deniz ürünleri; Karides, yengeç, ıstakoz, istiridye, midye. Başlıca semptomları ise; uzun süren karın ağrısı, migren ve mide bulantısı ve vomitus(kusma) dır.
Sağlıklı bir bahar mevsimi geçirmenizi diliyor, saygılar sunuyorum.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.