2.03.2018 17:26:37

Cahit ÖZYİĞİT

  BELEDİYE BAŞKANI OLSAYDIM…
İlk İcraatım ‘BAŞKANIM’ kelimesini yasaklamak olurdu diyerek bu yazıyı neden yazdığımı açıklayayım. 
Lüzum üzerine bir yazı hazırlamak zorunda kaldım. Birkaç gün önce bir arkadaşımla muhabbet ederken Malatyamızın güzide ilçelerden birine Belediye Başkanı Aday Adayı olacağımı ifade ettim. Bütün proje çalışmalarımı tamamladığımı ve görev verilmesi durumunda hemen çalışmalara başlayacağımı söyledim. Arkadaşım; bana boş işler peşinden koştuğu ve bu kadar hayalin insana zarar verebileceğini söyledi. Başkan olsan bile öncekiler ile aynı olacağımı iddia etti. Bana “Eğer Başkan Olsaydın Neler Yapardın” diye sordu. Ben o arkadaşıma cevap veriyorum…
“Yapabileceğine inanmak, yapmanın yarısıdır”
Ben Belediye Başkanı olsaydım;
İlk icraatım, 'Başkanım' kelimesini yasaklar, yağcılık etme potansiyelinde olanları odamdan kovar, kapıma iş için gelenlere yolu gösterirdim. 
Belediyenin kurumsallaşmasını sağlardım.
Öncelikle karizmatik, çalışkan, pratik çözümler üreten, koşturan, dinamik, tecrübeli, insanlar arası sınıf farkı, inanç farkı, mezhep farkı gözetmeyen bir başkan yardımcısı seçerdim.
Her sabah kaymakam ve ilçe emniyet müdürünü arayıp hal hatır sorup günlük yapılacak işler hakkında bilgi verirdim.
15 günde bir halk günü düzenlerdim. Beni seçen halkın isteklerini not alır, elimden geleni yapmaya gayret ederdim.
Ayda yada iki ayda bir basın toplantısı düzenleyip yapılan işleri kamuoyuyla paylaşırdım. Aynı anda basın mensuplarının fikirlerinden istifade ederdim.
Sağ olan eski belediye başkanlarını 6 ayda bir bir araya getirerek onların engin tecrübe ve bilgilerinden yararlanırdım.
Sokaklara asla kasis yapmazdım. Hızı engellemek için sokakları Arnavut taşları ile kaplardım.
Su fiyatlarını düşürür ve kilometrelerce uzaktan su getirmek için para harcamazdım. En yakın göletlere arıtma tesisi kurardım.
Hayrat çeşmesi yaptıranların gerçekten hayrat olmasını sağlamak için çeşmeden akan her damla suyu o kişiye fatura ederdim.
Yaşayan insanların, anlamsız isimle anılan bulvar, cadde ve sokak isimlerini iptal eder, gerçekten ilçeye hizmet etmiş, insanlığa fayda sağlamış merhum yada merhumelerin isimlerini koyardım. 
Halkı dolmuş ve özel halk otobüslerinden kurtarırdım. 
Aşevi kurup, fakir-fukaranın üç öğün karnını doyururdum. Dilencilere göz açtırmazdım.
Belediyenin kontrolünde semt pazarları kurup, aşırı fiyatların önüne geçerdim.
İlçenin yeni imar planını oluşturur, yoksulları en ucuz nasıl ev sahibi yaparımın derdine düşerdim. Kira fiyatlarına bu sayede engel olurdum.
Bir belediye sineması kurup dar gelirli vatandaşlarımın en az haftada iki kez sinemaya gitmelerini sağlardım.
Belediye basın bürosunu güçlendirip, hizmetleri halka daha iyi yansıtırdım.
Hafta da ya da 15 günde bir personel ile toplantı düzenleyip, onların fikirlerini alarak daha iyi nasıl hizmet yaparımın peşine düşerdim.
Çalışarak seçildiğim dönemin hakkını verip, ikinci dönemin derdine düşmezdim.
Plansız ve programsız hiçbir işe başlamazdım.
Çok konuştuğu halde iş yapmayan, bencil, hava atan, kibirli olan, küçük dağlarla uğraşan personeli uyarırdım, uyarılarıma aldırış etmeyenleri kapıya koyardım.
Eş ve çocukları belediyenin yönetimine karıştırmazdım.
Trafiği sorun olmaktan çıkartırdım.
Seçim öncesi verdiğim tüm sözleri tutmaya çalışırdım.
Yeşil alanları çoğaltırdım.
Vatandaşın güvenini kazanırdım.
Binaları tek tip yapardım.
Ranttan uzak dururdum.
Kentten köye göçü artırabilmek için çiftçiliğe destek verirdim.
Ulaşım ağını asırlarca sorun olmayacak şekilde yeniden inşa ederdim.
Aşırı lüks tüketimin önüne geçmek için KDV ve ÖTV’yi 3’e 4’e katlardım.
Eğitime önem verirdim.
Çarpık kentleşmeyi kesinlikle bitirdim. Dağınık şekilde yapılaşmayı yasaklayarak, toplu ve bir arada olan yerleşim yerleri inşa ederdim.
İlçeye Doğalgaz getirip, ardından (kömür-odun gibi hava kirliliği yaratan) her türlü ısınma gereçlerini yasaklardım.
Zorunlu törenleri ortadan kaldırırdım.
İddia bayilerini kapatarak, kumarı yasaklardım. 
İlçede görev yapan doktor, mühendis, öğretmen, şehir plancı ve yetenekli kişileri bir araya getirerek komisyon oluştururdum.
İlçenin huzurunu bozan kişileri ilçeden kovardım.
Yüksek Okul veya Fakülte açılması için girişimlerde bulunurdum.
Organize Sanayi ve Küçük Sanayi sitesi yapardım.
Ev hanımlarının sosyal aktivitelerini artırırdım.
Göçü önlerdim.
İlçe sınırları içindeki tarihi eserleri tespit ettirip restore ederdim.
Ayda bir toplu kitap okuma kampanyası başlatırdım.
Yere tüküren ve sigara izmaritini rast gele atanlara ceza yağdırırdım.
Tekrar tekrar kazıp yapmamak için alt yapıyı sağlam ve tek seferde yapardım.
Bir önceki belediye başkanının yaptığı kaldırım sökmezdim.
Spora önem verirdim.
Sosyal yardımlaşma ve sosyal tesisleşme için çalışmalara hemen başlardım.
Kültürel etkinlikler düzenlerdim.
Çok küçük bir ilçe olsam bile ilerde büyümesini hayal ederek ilçenin dört bir yanını kapsayacak metro ağı için gerekli altyapıyı hazırlardım. 
İlçenin marka olabilecek bir ürünün patentini alarak piyasa sürerdim.
İlçenin ana caddesini trafiğe kapatıp, yürüyüş güzergahı haline getirirdim.
Yardıma muhtaç kişileri belirleyip bir 'Kardeş Mahalleler Projesi' ile zengin semtlerden/köylerden gelir durumu düşük olan mahalle/köylere yardım havuzu oluşturulmasını sağlardım.
Tüm evleri depreme karşı güçlendirirdim.
Belediye encümenleriyle iyi geçinirdim. Bana oy veren vermeyen ayrımı yapmazdım. Benden torpil için babam gelse kapıyı gösterirdim.
Kahvehanelerde kitaplık kurulması için önayak olurdum.
Zabıta kontrollerini arttırır, ayrım yapmadan gerekli cezaları uygulardım. 
SONUÇ: AZ LAF, ÇOK İŞ
Yer: Doğu Anadolu'da bir İlçe
Nüfus: 15.000 
Eldekiler: Standart Anadolu İlçesi. Yok denmeyecek kadar var olanlar ya da adı var olup kendi olmayanlar. 
İstenen: Gelişmiş ülke standartlarında, modern, halkın gelir seviyesi yüksek, huzurlu, kaliteli ve büyük eksikleri olmayan bir İlçe. 
Sağlayacak olan: Belediye Başkanı
BAŞBAN OLSAYDIM EĞER…
Zenginleri kesinlikle siyasetten uzak tutardım… (Hayırsever, Alçakgönüllü, Dünya Malına tapmayan, İnsana insan olduğu için değer veren, fakiri fukarayı gözeten, al-satlardan uzak duran, ihale kovalamayan zenginler hariç)
Katı, Yatı, İnşaat Şirketi, Fabrikası vb. işleri olan zenginleri ne belediye başkanı, ne milletvekili, ne de bakan yapardım. Onları siyasetten kesinlikle uzak tutardım. Seçeceklerimin tamamını halktan, halkın içinden olan akademisyenlerden, eğitimcilerden ve Allah korkusu olan gerçek anlamdaki Müslümanlardan seçerdim…

TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.