8.06.2024 10:24:00

Mehmet ERDİL

 

BENİM ŞEHRİM…

 

Harşena imiş isimleri bu iki dağın,

Etekleri serin sularındadır Yeşilırmağın,

Vuslatı olmayan yolun, sonunda iki mezar.

Biri Şirin’indir diğeri Ferhat’ın.

 

Bir mühürdür dağın sırtına aşkı kazımak,

Taş kanallar içinde şehre su taşımak,

Bin yıldır buna ağlıyor yeşilırmak.

Olmadı bir türlü yar Ferhat'a Şirin.

 

Manço’nun dağlar diye bestelediği,

Kara tirenin gecikip de gelmediği,

Mehmene Banu Hatunun engellediği,

Bir tuzağa düştü bahtsız Şirinim.

 

Yağmur ince ince yağar Şirin köprüsüne,

Aşıklar bilir Ferhat’ın gözyaşıdır bu,

Gök gürler yankılanır kale burcunun üstüne,

Aşıklar bilir Ferhat’ın nâra sıdır bu.

 

Gözlerim kapalı hayal ederim bütün bunları,

Şirin’in tanburundan bin yılı dinlerim,

Tatlı meltemlerin okşadığı yaprakları,

ulu bir çınarın altından hüzünle seyrederim..

 

Atlılar görürüm bir uğultuyla yaklaşan,

Ulaklar gelmişler Mustafa’ya Payitahttan,

Gözleri misket kızıllığında olur şehzadenin,

Ölümü geçirir bir an aklından.

 

Mihri hatun güzeller güzeli kadı kızı,

Divanında saklı aşkının ipuçları,

Paşazade Sinan’mıydı acep Ferhat’ı,

Sırlarıyla bu şehirden gittiler birer birer.

 

Derler ki yaradan, misketin al’ını,

Mihrünnisanın yanağından alladı,

Rayihasını Şirinin elleriyle topladı,

Elması kaldı gerdanında bir tek şehrimin.

 

Bir yanı kızıl bir yanı sarıydı.

Elmanın bağrında bir de yıldız saklıydı.

Ey Amasya’m ne güzel hasletin var,

Çıkardın içinden nice sultanları.

 

Pirler erenler veliler ve Kırklar,

Vuslata ermeyen büyük aşıklar.

Sende yaşadı bütün bu ulular,

Irmak misali aktılar, gittiler birer birer.

 

Seni her özlediğim acı gurbetimde,

Gözlerimi kapar kuş köprüsüne gelirim.

Toprağınla yoğrulan bedenim senden uzaksa da,

Şehrimin her yanını ruhumla gezerim.


TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.