7.06.2024 08:04:00

Mehmet ERDİL

BİR İADE-İ İTİBAR HİKAYESİ!

 

İstanbul Valiliğine tayinim çıkmış, haberim yok!

 

Telefonun diğer ucundaki ses, -bir ay aradık bulamadık nerdesiniz! dediğinde ilk o zaman anlamıştım ki tayinim çıkmış!

 

16 yıldır İstanbul’da değişmeyen aynı adreste olduğumu düşündüğümde en büyük bir kamu kurumunun beni adresimin  dışında nerelerden aradığını ve bulamadığını doğrusu bende merak etmiştim.

 

Neyse ki; Benim gibi tayini çıkan 15 arkadaşdan birisi tesadüfen;

 

–Ben onu tanıyorum! Demişte, yazı işlerinden genç bir memura aratmışlar ve böylelikle bir ay gecikmeli olarakta olsa göreve başlamıştım.

 

Sonra biz o genç memur Can'ı çok sevdik!

 

Valiliğin bizlere tahsis ettiği kütüphanede aylarca süren ikametimiz de, Can yazı işlerinden bize, bizden’de yazı işlerine evrak ve bilgi götürdü durdu!

 

En güzel klasikleri burada okumuştum!

 

Vali beyi ve yardımcılarını görmediğimiz gibi yazı işleri müdürünü de böylelikle görmemiş oluyorduk.

 

Hiyerarşi! Kışladan daha mükemmel çalışıyordu! Bir tek sırtımızda resmi üniforma yoktu!

 

15 sivil Subay ve Astsubay kütüphanede karargah kurduk!

 

Kurumumuzla tek bağlantımız bu kütüphane sorumlusu "Can" isimli genç memurdu.

 

Yıl 2011 di!

Memuriyeti unutalı yıllar yıllar olmuştu!

 

Ne zaman Valilik aklıma gelse bir o Can'ı, birde kütüphanenin gri duvarlarını hatırlarım.

 

Sanki ağız birliği yapmışcasına bizimle hiç görüşmeyen Sayın Vali’nin vede 19 adetten oluşan Vali yardımcılarının bu durumlarını anlayamamıştık.

 

Bir ara Can'a sorsak mı diye düşündük.!

 

Oysa hep birlikte bir kez kütüphanede zıplasak, üst kattan Vali beyin ve Vali yardımcılarının dikkatlerini çekmiş olurduk! “Bu ses nereden geliyor” Diye sekreterlerine soracaklar ve varlığımızdan haberdar olmuş olacaklardı.

 

Tabi bunu denemeyi hiçbir zaman düşünmeden uslu çocuklar gibi kıyı kıyı işyerimize yani kütüphanemize gidip geliyorduk.

 

Hala 28 şubat sürecinin üvey çocukları idik!

 

Can, her geldiğinde,  “Müdürüm dedi ki… “diye söze başlıyordu, bu kez Vali bey müdürüme dedi ki… Dediğinde, pürdikkat Can'a kulak kesildik…

 

“İsteyen herkes, ikamet ettiği ilçe Kaymakamlığına gitmek için dilekçe yazabilir…” dedi!

 

Şimdi çok daha fazla yıllar geçti!

 

Ne zaman Valilik aklıma gelse bir o Can'ı birde “Müdürüm dedi ki…” sözü hatırama gelir gülerim!

 

Bunun adı iade-i itibar dı!

 

Sonra;

 

Biz sivil kurumdan mı atılmıştık ki! bir sivil kuruma atanmıştık!

 

Hüseyin Avni Mutlu! o günün Valisi idi!

 

İnsan yalandan dahi olsa bir hoş geldiniz demesi gerekmez miydi!

 

Demedi!

 

Sonra,

 

19 vali yardımcılarından birisi olsun bu kibarlıkta bulunamadılar!

 

……….!

 

Bunun adı iade-i itibardı!

 

Bazen olur yutkunursun!

Öz yurdunda garip öz yurdunda paryasın!

 


Şenel çelenk
7.06.2024 11:42:59
Her teğmen orduya girince genel kurmay başkanı olacağını hayal edermiş. Her devlet memuru kendini devletin sahibi sanarmış. O olmaz ise o kurumda işler yürümez miş.

TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.