Bu Cuma Hocalar Vaazları İle Şaşırttılar.
İlk defa hutbede, kanayan ve sosyal bir yara olan Miras konusuna parmak basılmıştır!
Mahkeme dolaplarının yarısından fazlası bu dava dosyaları ile dolu iken ve yıllarca ihmal edilip kangren olmuş bu problem ile kimse ilgilenmez iken gündeme getirilmesi takdire şayandır!
Uzunca vaazdan tek bir örnek verecek olursak;
Aziz Müslümanlar!
Kur’an-ı Kerim’de miras taksiminde haksızlık yapanların acı sonu şöyle haber verilmektedir: “Kim Allah'a ve Peygamberine isyan eder ve O’nun koyduğu sınırları aşarsa, Allah onu ebedi kalacağı cehennem ateşine atar. Onun için elem verici bir azap vardır.” O halde, geçici dünya menfaatlerine aldanarak ve hırslarımıza kapılarak Yüce Rabbimizin mirasla ilgili belirlediği sınırları asla ihlal etmeyelim. Her hak sahibine hakkını verelim, kul hakkı yemeyelim. Miras paylaşımında merhamet ve hakkaniyeti, insaf ve adaleti gözetelim.
Unutmayalım ki, mirasta Rabbimizin taksimine razı olmayan ve hakkından fazlasına göz dikenlerin sonu, dünyada hüsran, ahirette ise elem verici bir azaptır...
İkazı çok etkiliydi!
Böyle bir hutbeyi akıl edenden Allah razı olsun!
100 bin camiden en az on milyon kişinin dinlediği, içinde pek çok siyasetçinin ve bürokratın olduğu bu önemli konu hakkında bakalım ne tür köklü tedbirler alınacak ve bu sorun nasıl çözülecek hep birlikte göreceğiz!
Var olan miras kanunu maalesef milletin problemini çözme yerine ateşe benzin dökmek gibi olmaktadır!
Upuzun süren mahkemeler, istinaflar, husumetleri kavgaları ve istenmeyen olayları beraberinde getirmekte ve aileler düşman olmaktadır!
İçişleri bakanlığının bu konudaki istatistikleri bunun somut delilidir!
Bizim milletin ekseriyetinin nazarında Cumaa namazı maalesef bir ritüeli yerine getirmekten ibarettir! Çünkü Hocalar hep malum şeyleri evirip çevirip söylerler!
Oysa hayata dokunan önemli meselelerden bahsetseler belki cemaat pür dikkat dinleyecek!
Cumaya gittin mi!
Gittim!
Bu kafidir!
İsterseniz dağılan Cuma ya mikrofonu uzatıp sorun;
Hoca neyi vaaz etti?
On kişiden biri ya hatırlar ya hatırlamaz!
Çünkü dinlememiş dir!
Ya dalıp gitmiştir,
Ya telefonuyla oynamıştır vs.!
Tamam da hoca yı dinlemeyeceksen o halde Cumaaya niye gittin!
Böyle sitem edilmez tabi!
Kimse de etmez zaten!
Cumaaya gittin mi gittin!
Hal böyle olunca halkın Cumadan yeterince etkilenmesi de söz konusu olmamaktadır!
Örneğin;
Her imam hutbesini okuduktan sonra hutbeden inmeden önce istisnasız Nahl suresinin 90. ayetini mutlaka okur ve onun aşağıdaki Türkçe mealini verir, Derki;
Allah; Adaleti, İyilik yapmayı ve Akrabaya yardım etmeyi emreder…
Allahın bu emri tam 1390 yıldır Halife Ömer bin Abdulaziz den beri her hafta tekrarlanıp durur!
Ama;
Adalette,
İyilik yapmakta,
Ve Akrabaya bakmakta… Maalesef iyi durumda olmadığımızı biliyoruz!
Cumaaya gittik mi gittik!
Ritüel kalıbından çıkamıyoruz!
Oysa her hafta bir derslik normal başka bir kursa devam etsek senede 52 kez eder ki o konunun uzmanı oluruz!
Bunun olamıyoruz!
O halde akla bir şey geliyor!
İnançlıyız ancak inancımızda tam bilgili ve samimi değiliz!
…..!
Diyorum ki; 100 tane olan ilahiyat fakültesinin profesör ve doçentleri bulundukları şehirlerdeki camilere hiç olmazsa Cumaa günleri olsun dağılmalılar ve halkı, Hurafelerden arındırılmış kaliteli bir din anlatımıyla buluşturmalılar!
Bu halk buna değmez mi!
****
Teşekkürler hocalarımıza!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.