2.09.2024 14:09:00

110

Mehmet ERDİL

 

BU MİLLET AÇ KALIR VATANSIZ KALMAZ!

 

Cümle âlem biliyor ki;

Dıştaki üst akıl içteki işbirlikçileri eliyle,

planlarını ard arda uyguluyorlar!

Hiç geri adım atmıyorlar!

Usanmıyorlar!

 

Amaç;

 

Hükümeti vatandaş karşısında zor durumlara sokarak ülkeye diz çöktürmek!

 

Vazgeçmeyecekler!

 

Bilhassa üç harfli AVM’ler eliyle tüm ürünlere yüksek zam yaptırmakla meşaleyi gıda üzerinden yaktılar!

 

Ben yine de, bu art niyetlilere karşı Devletimin, her il ve ilçede yapılanmış olan 150 bin kişilik Tarım Ordusu ile etkin mücadele edeceğine ve oyunlarını başlarına çalacağına çok güvenmiştim!

 

Etkin olmadılar!

Onu anlamış değilim!

 

Sonra vicdansızlık ve merhametsizlik lerini kimi dindarlıkla kimi de demokratlıkla örten konut ve işyeri sahiplerine fırsat yaratarak,

Kiracıların canlarına okudular!

Devletimin burada da bu kaosu akışına bıraktığını ve kurdun kuzuyu yemesine adeta seyirci olduğunu gördüm!

 

Bunu da anlayamadım!

 

Sonra yakıt..!

 

Sonra,

Tam dört gün sağlık ocağının kapısına kilit vurdular hatırlayın!

Kilitledikleri aile hekimlikleri için demiştim ki;

Hadi muayene etmiyorsunuz anladık!

Özlük haklarınız ve şiddet bahaneniz de tamam!

 

Bari ilaç yazmak için şu mensubu olduğunuz milletin ve size değer veren Atatürk’ün hatırına bir nöbetçi doktor bıraksaydınız!

 

O gün niceleri, o kilitli kapılardan söylenerek! Döndüler!

 

Emekliler,

İlacını yazdırmaya gelen kalp hastaları,

Çocuklu anneler,

Öğrenciler,

Hastalar!

 

O gün herkes Atatürk'ün “Beni Türk hekimlerine teslim edin” sözünü hatırladı anlamsızca!

 

Hâsılı;

Sandılar ki bu millet, “Hay bu sağlıkçıların…” diye öfkeyle başlayan cümle kurma yerine, “nerde bu devlet nerde bu hükümet” diyecekler!

Demediler!

Milleti asıl düşündüren;

Başı kapalı doktor ve hemşire hanımların iş yerlerine gitmemek le bu kasıtlı eyleme sürü olmayı tercih ederek katkı sunmalarıydı!

Daha onbeş sene evveline kadar kendilerini hastaneye başörtülü hasta olarak bile kabul etmeyen zalim bir dönemi ve aktörlerini çok tez unutup, bilakis kamuda çalışmalarını sağlayan bu hükümete karşı yapılan eylemin bir parçası olmalarıydı!

Sonra Hükümete ve seçmenlerine hem kürsüden hem sokak röportajlarından hakaretler dönemi başlattılar, akabinden bu hakaretçilere destek ve ödüller verdiler!

 

İş çirkinleşti!

 

Öyle ki;

Bir terbiyesiz kadın Reisicumhura ve seçmene hakaret ediyor, doğaldır ki hakaretten hapse gönderiliyor, sonra bir parti Başkanı da o hakaret edeni cezaevinde ziyaret edip, cezaevi çıkışında onu şeref konuğu yapacağını söylüyor ve yapıyor!

Hem şeref, bu hakaretin neresinde Allah aşkına!

Bu eylem sizce, bir akıl tutulması değildir de nedir!

 

Sonra mezun olan teğmenlerin merasimlerinde; Sık sık Chp'nin miting ve konferanslarında söyledikleri;

Mustafa kemalin askerleriyiz! Sloganları ile,

Laik cumhuriyeti kollamak vs. cümleleri ne demek oluyordu!


 

Hep birlikte ve bir ağızdan kılıç eşliğinde siyasi söylemler bir askerin yapacağı işi midir!
 


 

Bu perdenin arkasında kimler var, kimler buraya el atmıştır, temeli disiplin olan asker ocağının emirsiz bir adım atamayacağına göre bu anlamlı durum araştırılmalıdır!


 

Karanlık el tespit edilmeli! karanlık ellerin değil öz milletin hizmetkarı olacağını öğrenemeyen ve bilmeyen bu güruhun derhal ilişikleri kesilmelidir!

 

Bu milleti dıştan asla yıkmaya muvaffak olamayanlar içeride büyük bir uğraş içindeler!

 

Bu millet aç kalır ama vatansız kalmaz!

Vatansız kalmamak içinde de her şeyi yapar!


Veysel
2.09.2024 19:21:18
Eyvallah sağolasınız kıymetli ağabey katılmamak elde değil.

TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.