ÇAĞIMIZIN KRONİKLEŞMİŞ HASTALIĞI SOSYAL MEDYA BAĞIMLILIĞI
Bilindiği üzere, ülkemiz de global dünyayla bağlantılı ve paralel olarak sosyal kullanımı her geçen gün çığ gibi büyümektedir
Konuyu bir bütün olarak ele almadan önce, ifade etmeliyim ki her toplumun, her etnik din ve inanç mensubu milletlerin, genel kabul görmüş ahlak kavramları vardır. Toplumlar bu kavram ve ilkelere bağlı olarak birey yetiştirir.
Her Türk yurttaşının, Türk İslam örf adet gelenek ve görenekleriyle özdeşleşmiş bir birey olarak yetiştirildiğini göz ardı etmediğimizin bilindiği üzere, son zamanlarda artan giderek çığ gibi büyüyen sosyal medya bağımlılığı maalesef yerini maddi kazanç elde etmek içgüdüsünün verdiği istek ve arzu ile toplumumuzu gelenek göreneklerden uzak , hatta ahlakdışı eylemlere yönlendirmektedir.
Son zamanlarda videolu, canlı yayınlı, müstehcen temalı üretilen içerikler ailelerimizi, çocuklarımızı, gençlerimizi ve bilhassa toplumumuzu yediden yetmişe tehdit etmektedir.
Üretilen içeriklerin maddi kazanç getirmesi, toplumumuza kurulan tuzağın büyük bir parçasıdır. Yaş farkı eğitim donanım farkı gözetmeksizin bu sarmal her geçen gün bütün yurttaşlarımızı etkisi altına almaktadır. Bu durumda, konunun muhatabının sadece gençlerimiz değil, bütün toplum olduğunu unutmamak gerekmektedir.
Bu çöküş sarmalı gençlerimizde ve toplumumuzda genel olarak anksiyete bozukluğu, stres, kişilik bozukluğu, duygusal çöküş, depresyon, kıskançlık gibi sayamadığım birçok olumsuz eylem oluşturmaktadır.
Sosyal medyada içerik üretimine dayalı maddi kazanç sağlayan yapı ve uygulamalar adeta kanun dışı kara para aklama yerleri haline dönüşmektedir. Her geçen gün bu faaliyetlerle alakalı kolluk güçlerimiz tarafından da takip başlatılmaktadır.
Toplumumuzun ve bilhassa gençlerimizin bilinçlendirilmek suretiyle bu tür platformlara ilgisinin kısıtlanmasını, buna bağlı olarak Yakın zamanda kamu eliyle bu tür ahlakdışı ve toplumu yozlaştıran kanal ve uygulamalara kısıtlama getirilmesini temenni ediyorum.