Çanta’ Da Tavuk Suyu Çorba..
İnsan olmanın bir sorumluluğu var. İnsanı diğer insanlardan farklı yapanda özellikleridir.
Kimi zeki, kimi akıllı, kimi çalışkan kimi de yetenekli. Kimi ahlaklı, kimi de ....
Her şeyden önce önemli olan ahlaklı olmak.
Her insanın içinde bulunduğu durum ne olursa olsun başkasına zarar vermemek.
Hele bir de işveren isen çalışanın hakkını yememek.
Terazi ile ilgili bir meslekle uğraşıyorsan eksik tartmamak.
Kul hakkı yiyerek ve kurnazlık yaparak çok kazanmış olmayacaksın.
Silivri ilçesinin Çanta da çorba içeceğimiz bir yer ararken esnaf lokantası olan bir yere girdik. Orta yaşlı muhtemelen lokanta sahibi tek başına çalışıyordu ve içeri buyur etti. Masaları gösterdi.
Yaşlı bir amca tabldot tabağında kuru fasulye ve pilav yiyordu. Çalışan gençler yoktu.
Çok sakin görünüyordu ve bizde iki aile olarak girdiğimiz lokantada yiyebileceğimiz yiyeceklerin siparişini verdik.
Çorbalar içiliyor tatlının tadına bakılıyordu.
Lokanta çalışanı beklide sahibi, espri yapmayı da unutmadı.
Çok şanslısınız bir kız ve bir oğlunuz olduğu için diyerek ve ardından kendisinin iki oğlu olduğu için dert yandı...
Yemekler yenildi hesap ödemeye gidildi. Lokanta sahibi 280 lira dedi.
Parayı verdik .
Sanki çorba içmeye değil kazık yemeğe gitmiş gibi hissettim.
Sıradan bir esnaf lokantasıydı.
Menü yoktu. İstediğini seçip koyduruyordun. Ödediğimiz hesabı tekrar sormak istiyordum.
Döndüm ve lokanta sahibine kusura bakmayın diyerek içeri girdim. Nezaketsizlik etmek istemiyordum.
Lokanta sahibi buyurun dedi.
Bizim ödediğim tutar kadar önceki akşam bir kiloya yakın et yedik ama bu akşam içtiğimiz çorbalar da bu fiyata yakındı. Tekrar hesaplayabilir misiniz deyince tek tek hesaplattırdım.
Kalem kalem hesaplanan yiyecekler toplamda 185 lira çıkıyordu.
Arada yine fiyatları şişiriyordu.
Bir suya bir lira, üç suya beş lira yazıyordu.
Kazıkçılığın bu kadarına pes dememek mümkün değil.
Sonunda yanlış hesaplamışım zor diyebildi.
Yaşına uygun en güzel kelimeyi seçmek istiyordum.
Nezaketsiz olmak istemedim.
Yapılan bir hatada insanın yüzü kızarır.
Samimi bir şekilde özür dileyebilmeli.
Fakat geri dönmeseydik?
Yenilen çorba değil kazık olacaktı..
Belki de bu yaşadığımı yazmayacaktım. Sonrasında çıkarken maske vereyim bedava diyebildi ve eli ayağına dolaşarak.
Bize ne oldu böyle ahlak, güven duygusu nereye kayboldu?
Birilerini kandırma, onun peşinden konuşma.
Fesatlık ve hasetlik duyguları nasıl oldu da bu kadar popüler oldu?
Her ne olursa her şeye şüphe ile bakacağız.
Sorun ne?
Ödediğimiz kâğıt paralar, yüz liralar değil. Yitip giden, bozulan insanlığımız. Bu tarz insanlar çoğaldıkça, mücadele etmek insanı yorar ve güvensiz kılar.
İnsan, insanlığa dönmeli.
Yoksa böyle insanlar, insanlığın baş belası olacak...
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.