Tarih: 19.02.2025 16:02 Güncelleme: 19.02.2025 16:02

Doğan Volkan MAZMAN

Datça’da Üç Durak, Tek Ruh: Badem Çiçeği Festivali

Şubat ayı geldiğinde, Datça’nın sokaklarında bir büyü başlar. Beyaz ve pembe tonlarına bürünen badem çiçekleri, baharın habercisi gibi doğayla el ele verir. İşte bu doğa harikası, her yıl Datça Badem Çiçeği Festivali ile kutlanır. Üç farklı noktada gerçekleşen bu festival, sadece doğanın sunduğu güzellikleri değil, aynı zamanda kültürün, emeğin ve topluluk ruhunun da buluşma noktasıdır.

Festival yolculuğumuzun ilk durağı Reşadiye Mahallesi oldu. Tarihi dokusuyla bizi karşılayan bu mahallede, festivalin sıcaklığı hemen hissediliyordu. Daha girişte, el emeğiyle süslenmiş badem çiçeği ağacı, festivalin özünü yansıtıyordu. “El Eleli Kadınlar” tarafından hazırlanan bu sembolik ağaç, bir araya gelmenin ve dayanışmanın önemini hatırlatıyordu. Dar taş sokaklar, el yapımı hediyelik eşyalar, nazarlıklar, örgü çantalar ve yerel tatlarla dolu tezgâhlarla dolup taşıyordu. En özel noktalardan biri ise muhtarlık tarafından düzenlenen müzeydi. Geleneksel Datça yaşamını yansıtan bu müze, eski kıyafetler, el işi örtüler ve antika eşyalarla doluydu. Bir zaman tüneline girer gibi, geçmişin izleriyle bugünü buluşturuyordu.

 

 

Reşadiye’den sonra rotamız Palamutbükü oldu. Denizin kıyısında, doğanın kucağında gerçekleşen etkinlikler, festivalin bir başka yüzünü gösteriyordu. Badem çiçeğinin pembe dokusu, mavi sularla birleşirken, buradaki atmosfer daha özgür ve doğayla iç içeydi. Sahilde yürürken bademli tatlılar tadılıyor, el yapımı seramikler ve doğal ürünler keşfediliyordu.

 

 

Festivalin son durağı ise Datça Merkez idi. Burada festivalin en hareketli, en geniş çaplı yüzüyle karşılaştık. Büyük etkinlikler, konserler ve yerel sanatçılar, Datça’nın ritmini yükseltiyordu.

Bu festivalin en güzel yanı, insanların yüzündeki samimi gülümsemeydi. Yalnızca doğayı değil, insan emeğini, paylaşımı ve kültürel mirası da kutlayan bir atmosfer vardı. Lezzetler, sohbetler, müzik ve danslarla geçen bu günler, badem çiçeğinin zarif ömrü gibi kısa ama unutulmazdı.

 

 

Datça’nın bu ruhuna kapılmamak mümkün değil. Eğer şubat ayında yolunuz düşerse, badem çiçeklerinin altında, doğanın ve kültürün eşsiz dansına tanık olabilirsiniz.


TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.