7.11.2022 15:39:00

Bülent TIRTIR

Değişen Mavi Yaka…

 En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim biz böyle yetiştirilmedik. Yok kuşaklar arası farklar değil mevzu. Gün olur onunda sohbeti edilir hatta edilmelidir dezenformasyon kuşağının halleri. Mevzu biraz farklı bu sefer. Bizim staj yıllarında haftada iki gün işyerine gidilir, üç gün ise okulda eğitim alınırdı. Resmi tatillerden biri hangisi hatırlamıyorum okul gününe denk geldi. Ben tabi yatmanın peşindeyim. Fazladan bir gün izin yapacağım, ne okul ne iş. Öyle sağda solda gezmenin peşinde de değilim yani neticede elim babamın yüzüne bakıyor. Verirse var yoksa yok.

 

Allah razı olsun "yok" demeyi sadece ders vermek için söylerdi. Baba neticede hem sevecek hem dövecek. Baba diye dersini almış, ezberlemişte üstüne konu ekleyip çocuğuna miras bırakana derler. Ben nasılsa izin günüm deyip fosur fosur uyurken dürtüklenmeyle gözümü açtım ki babam tepemde. E sana da günaydın muhterem diyemeden sert bir uslupla niye hala yataktasın demez mi!

 

Haydi bakalım anlat şimdi afyonun patlamamış hali ile zorla kalktığın sözlüde. Kalk ulan doğru işe demesiyle kendimi Beyazıt otobüsünde bulma sürem nerden baksan çeyrek saattir. O gün otobüsten işe giderken içimden peder beyle biraz sohbet ettik tabi. Halis niyeti ile mizacından kaynaklanan davranışının arasındaki ters denklemi çözmek psikologların işi. Gerçi onlarda malum Freudyen bakış açısıyla hallederler bunu. Lakin çok sonra anladım ne olursa olsun işime sahip çıkmam gerektiğini. Bana önce işe gitmeyi öğreterek iş ahlakı vermeyi çalıştığını.

 

Hani askerde ilk görevin yatağını toplamaktır ve bunun için erken kalkman gerekir ya onun gibi bir şey. İş ahlakı farklı bir şey. İçinde ben varım, sen varsın, başka insanlar var, para var, günah var, sevap var, şeytan var, Allah var. Kendini öyle bir yoğurmalısın ki kimse yaptığın işe laf edemesin. Demem o ki iş hayatında bazı şeyler değişmeye başladı muhtemelen daha da değişecek. Teknolojik, ekonomik ve idari bakış açısı haricinde insanımızda da bir değişim var.

 

Biz işe başladığımız yıllarda otobüs bileti kutuya atılırdı hatta kutu dolduğu zaman şoför amca kutunun içine bir kibrit atar yakardı yolcular rahatsız olacak mı diye düşünmeden. Şimdiyse cep telefonundan karekod okutarak biniyoruz toplu ulaşım araçlarına. "Evropa"da o vakitler çok konuşulurdu. Çalışma saatleri, maaş düzeyi, yemek molaları bile daha farklıydı. Biz ise sabah girip akşam çıktığımız, gözümüzü açmakta zorlandığımız mekanda garip bir eziklik duygusu ile çalışırdık. Şimdi şartlar değişti.

 

Malum pandemi ise farklı bir bakış açısı getirdi. Dış mihrakların bize oyunu mu bilinmez ama evden çalışma sistemini sevdik. Çalışan ve işveren mümkünse böyle devam etmek istiyor. Ama sadece bu hoşlukla kalmıyor olay. Esasında bir sıkıntının yansıması var piyasada. Ciddi bir sıkıntı bu. Üniversite okusunda ne okursa okusun düşüncesi iş hayatında meslek bilen işgücü kaynağını kuruttu. Yaz tatillerinde kimse evladını çırak olarak bir yerlere çalışmaya göndermiyor. Tıpkı Avrupa ve Amerika'da olduğu gibi. Kötülemiyorum ama doğru mu yapıyoruz tartışılır.

 

Meslek liselerinin durumu fecaat onu biliyoruz ama katılım meslek öğrenilsin diye değil çocuk boşta kalmasın diye yapılıyor. Üniversite bölüm seçimleri de aynı mantıkla yapıldığı için su ürünleri mezunu satış elemanları veya baristalar tanımaya başlıyoruz. Pandemi ile işleri açılan sanal market ve pazar yerleri piyasada ki şoförlerin hepsini motorcu yaptı. Asgari ücretin sürekli artışının olumsuz yanı nerde iş bulsam aynı parayı kazanırım kolaylığı sağladı. Üstüne bir de devletin işsizlere sağladığı maaş eklenince kimsenin işsiz kalma korkusu kalmadı. Esasen bu konular hakkında patronlardan sendikalara kadar herkesin toplanıp görüşmesi, çözüm bulması gerekir lakin hiç sevilmeyen liberalizmin görünmez elinin müdahalesi için sessizlik yemini edilmiş vaziyette. Velhasıl kelam bir yazıyla toparlanacak bir konu değil ama ben yine de derdimi paylaşayım dedim. Bana ne oluyorsa!?


TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.