“6 HAZİRAN DİYETİSYENLER GÜNÜ” MÜNASEBETİYLE…

Tıbbın babası Hipokrat’ın "Besinler ilacımız, ilacımız besinimiz olsun" demesinin üzerinden yaklaşık 2500 yıl geçti. Besinlerin ve beslenmenin sağlık açısından önemi hiçbir zaman azalmadı. Modern çağda, ortaya çıkan yepyeni sorunlarla bu önem daha arttı. Tabii, çalışma alanı besinler ve beslenme olan diyetisyenlerinki de…

***

Diyetisyen, üniversitelerin 4 yıllık Beslenme ve Diyetetik programını tamamlayarak Beslenme ve Diyetetik lisans diploması alan ve DİYETİSYEN unvanı kazanan profesyonel sağlık personelidir. 4 yıllık lisans eğitimi üzerine yüksek lisans eğitimini tamamlayan diyetisyenler, uzman diyetisyen unvanını kazanır. Diyetisyenler, bir bireyin yaşamının başlangıcından bitişine kadarki süreçte sağlıklı yaşamın sürdürülmesinde aktif rol oynar.

Diyetisyenlerin çalışma alanları oldukça geniştir. Eğitim kurumlarında Eğitici Diyetisyen; araştırma kurumlarında Araştırmacı Diyetisyen; hastanelerde Diyabet Diyetisyeni, Renal Diyetisyen, Onkoloji Diyetisyeni, Bariatri Diyetisyeni, Enteral Parenteral Ünite Diyetisyeni, Poliklinik Diyetisyeni olarak ve diğer birçok alanda (Kalp hastalıkları, gastrointestinal sistem hastalıkları, cerrahi öncesi ve sonrası beslenme vb.) görev almaktadırlar. Bunların yanında, diyetisyenler, kurumlarda, bankalarda, toplum sağlığı merkezlerinde, besin endüstrisinde, doktora çalışmalarını ve bilim uzmanlığını tamamlayarak üniversitelerde de çalışabilmektedirler.

Son yıllarda, modern yaşam ve sosyal medyanın etkisiyle obezitenin toplumda hızla yaygınlaşmasıyla diyetisyenlere olan ilgi de arttı. Ancak bu süreçte, diyetisyen unvanı olmadan, birkaç sertifika programı ile beslenme programları hazırlayıp bunları paylaşarak, insanların diyetisyenleri sadece “Zayıflatan kişiler” olarak görmelerine neden olan bazı insanlar da ortaya çıktı. Hazırlanan bu türden programların etkisiyle, sağlıklı olmadığı halde, hızlı kilo verme talepleri, diyetisyenlere sıkça iletilir oldu. Oysa ki diyetisyenler, obezite tedavisi hakkında aldıkları eğitim doğrultusunda, bireylerin besin ve besin öğesi ihtiyaçlarına, kan parametrelerine, sahip oldukları kronik hastalık durumuna göre yapılan detaylı değerlendirmeler ve hesaplamalar sonucunda, hazırladıkları kişiye özgü beslenme programları ile sağlıklı kilo verme ve iyileşmeyi amaçlarlar.

Özellikle son dönemde sosyal medyada yapılan kimi paylaşım ve reklamların da etkisiyle diyetisyenlik, sadece kilo verdirme ve obezite tedavisinde yer alma olarak algılanmaktadır. Bu algı, günümüzde diyetisyenlik mesleğinin ve diyetisyenlerin en büyük sorunlarından biri konumundadır. Mesleğimizin doğru anlatılıp anlaşılması noktasında bir vesile saydığımız bu gün vesilesiyle, herkese doğru beslenme temelinde sağlıklı günler dilerim.

Duygu GÜNDÜZ

Uzman Diyetisyen